2 hafta sonra
Evde oturmaktan çok sıkılmıştım. Oğuz ile de adam akıllı görüşemiyorduk. Kendi şirketlerini açacakları için herkes çok yoğundu. Evde Melis ile takılırken abim aradı "gelirken bir şey lazım mı?" "Abi abur cubur falan alır mısın ya?" Dediğimde "tamam Ege abinlerle geliyoruz." Dedi. Telefonu kapatıp Melis ile mutfağa geçtik ve yemek hazırlamaya başladık.
1 saat sonra kapı çaldı. Melis koşarak kapıyı açmaya gitti bende çorbayı karıştırıyordum. Oğuz yanıma gelip belimden sarıldı ve boynuma bir öpücük kondurdu. Gülümseyip bende yanağına bir öpücük kondurdum ve "günün nasıl geçti bebeğim?" "Valla yorucuydu ya yavrum ölü gibiyim." Dediğinde dudak büzdüm. Gözleri hemen dudaklarıma kaydı. Utanıp kafamı çevirince sırıtışı büyüdü. "Eşeksin sen." Diye gülüp yalandan omzuna vurdum bir tane. "Aaahhh omzuummmm ahhh ölüyorum galibaa." Diye oyunculuğa başladı bir anda. Ufak bir kahkaha atıp yanaklarına öpücükler kondurdum. Ege abi mutfağa gelip "offf benim fıstıklarım döktürmüş yine." Dediğinde gülüp "fırını aç bak ne var?" Dedim. Heyecanla fırını açıp "OHAAAA ŞAKA YAPIYORSUNNN EN SEVDİĞİİMMM MANTARLI KREMALI MAKARNAAA." Dediğinde herkes onun bu haline gülmüştü. Koşarak yanıma gelip beni omzuna aldı ve döndürmeye başladı. Ben çığlıklar atarken o döndürmeye devam ediyordu. Oğuz "yeter lan mal ettin sevgilimi." Diyip Ege abiyi durdurdu. Başım çok döndüğü için Oğuz'a tutundum. O da beni sandalyeye oturtup çorbanın başına geçti ve elini beline koyup çorbayı karıştırmaya başladı. Çok komik görünüyordu. Onun bu haline gülüp fotoğrafını çektim. Çorba da hazır olunca hep birlikte masayı kurduk ve sohbet ede ede yemeğe başladık. Abime dönüp "ne kadar işiniz var daha çok sıkılıyoruz biz. Gitmeyelim mi annemin yanına bi kafa tatiline?" Dedim. Abim "hafta sonuna kadar çoğu işi halletmiş oluruz cuma günü gece yola çıkarız bir hafta kalır döneriz herkese uyarsa." Dediğinde Melis ile birbirimize bakıp ufak çaplı sevinç çığlıkları attık. Çorbalar bittikten sonra Ege abi fırını açıp elini fırına soktu ama sıcak borcama değince çığlık atarak uzaklaştı. "Abiiiiii"dedim telaşla. Abim ve Oğuz onun bu haline gülüyordu. Yanık kremi alıp onu sürdüm eline sonra da havlu yardımıyla borcamı fırından çıkarttım ve tabaklara bölüştürdüm. Ege abi yerken "kızım şunu öyle bir yapıyorsun ki annem bile böyle yapmıyor." Dediğinde "hiiiii Necla teyze duymasın sakın." Dedim ve güldüm. Oğuz elimi tutup öptü ve "tabi kimse öyle yapamaz benim sevgilim yapıyo sonuçta." Dediğinde kafamı omzuma yaslayıp gülümseyerek ona baktım. Kapı çalınca ayaklanıp kapıyı açtım. Bir buket çiçek gelmişti. "Ela hanım?" Diyip çiçekleri bana uzattı. Teşekkür ederek çiçekleri aldım ve mutfağa sevinçle gidip "aşkııımmm ne gerek vardııı." Dediğimde Oğuz kaşları çatık bana bakıyordu. "Ben yollamadım." Dediğinde surat ifadem ciddileşti ve "kim yolladı o zaman?" Dediğimde Melis "kanka şu tarafta not var." Diyip notu aldı. Onun açmasına fırsat vermeden Oğuz notu alıp açtı ve sesli bir şekilde "bu çiçekler güzelliğinin yanında sönük kalır ama görünce aklıma sen geldin. -Murat" dedi. Oğuz "kim bu?"dediğinde abim "şu bizim bebe Murat mı?" Dediğinde "galiba bilmiyorum ki?" Dedim. Oğuz "o burda değil kim bu Ela?" Dediğinde "ya ben nerden bileyim? Sen gönderdin sandım ya zaten." Dedim. Abim " sen Murat ile konuştun mu hiç?" Diye sordu. Biraz düşünüp "hani sizin şu iş için gittiğimiz davet vardı ya o gün ben market alışverişi yapmıştım o gün gördüm. Yarım etti poşetleri taşımama sonra da kahve içtik gitti bir daha görmedim hiç buraya geri taşınmış ama bildiğim kadarıyla." Dedim. Abim "ya ne bileyim abi o gün her şey üst üste geldi zaten gelmedi aklıma hiç." Dedim. Oğuz çatık kaşlarla bana bakıyordu. "Bakma öyle Oğuz hiç yanlış bir şey yapmadım ben." Dedim. "Sinirim sana değil zaten o lavuğa. Hangi cesaretle sana çiçek gönderiyor bi de notla?" Dediğinde dudak büzüp ona baktım. Ege abi "aranızı bozmaya çalışıyo işte aklı sıra sizi ayıracak sonra da Ela'ya yürüyecek. Eloş bana bi tabak daha versene makarna." Dedi ağzındakini bitirmeden. Tabağını alıp biraz daha koydum. Bu üçüncü tabağıydı. Oğuz "bırak lan daha ben yiyemedim adam akıllı." Dediğinde gülümseyip "üzülme sevgilim sana bi daha yaparım hepsini yersin." Dedim ve yanağından öptüm. Ege abi "aşk olsun fıstık bana yok mu?" Dediğinde Oğuz'a bakarak "aşk olmuş zaten abi." Dedim. Abim boğazını temizleyip romantikliğimizi bozdu gecikmeden. Göz devirip ona baktım. Sonra Melis'e dönüp "yarın alışverişe gidelim." Dedim. Melis "içimi okudun bende onu diyecektim tam." Dedi. Abime dönüp "arabayı bize bırakır mısın sabah?" Dedim. Kafasıyla onayladı. Oğuz "ben bırakırım sizi." Dediğinde Ege abi "kaçamazsın yarın çok iş var gider onlar koca kız oldular." Dedi. Oğuz oflayıp yemeği yemeye devam etti. Yemekten sonra Oğuz "yürüyelim mi biraz?" Dediğinde olur anlamında kafamı salladım ve el ele çıktık evden. Çıkar çıkmaz beni kapıya yasladı ve dudaklarıma yapıştı. Bir süre öpüştükten benden ayrıldı ve "oh be özlemişim." Dediğinde gülüp boynuna sarıldım ve bir öpücük bıraktım. Sohbet ede ede yürüdük. Oğuz "eğer Murat sana bir adım dahi yaklaşırsa mesaj atarsa bir şey derse bi tek Murat değil herkes için geçerli benden saklama olur mu?" Dediğinde kafamı salladım. Aynı şekilde bende "eğer biri benim hakkımda bir şey söylerse kanıt dahi gösterse önce beni dinle bağırıp çağırmadan hiçbir şey göründüğü gibi değil biliyorsun." Dedim. O da beni onayladı. Gülüşerek sohbet etmeye devam ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Beni eve bıraktıktan sonra kendi de eve gitti. Pijamalarımı giyip güzel bir uykuya kucak açtım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı
Ficção AdolescenteBen Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...