Ben Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...
Sabah erkenden kalkıp kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Atıştırdıktan sonra hazırlanmaya başladım ve evden çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okula gelip sınıftakilerle biraz sohbet ettik ve hoca gelince derse geçtik. Derslerden sonra kütüphaneye geçip biraz ders çalıştım. Bugünkü derslerim ağırdı yorulmuştum ama final haftası geliyordu ve bu sıralar baya boşlamıştım dersleri. Bir iki saat ders çalıştıktan sonra Kuzey abinin araması ile derse ara verip dışarı çıktım. Kuzey abi "Ela müsait misin?" Dediğinde "müsaitim abi bi sorun mı var hayırdır?" Dedim. Sesi çok telaşlı geliyordu. Kuzey abi "ya Arya susmuyor deli gibi ağlıyor. Karnı tok altı temiz ateşi yok. Diş mi çıkartıyor noluyor anlamadım gelebilir misin diyecektim." Dediğinde telaşla "geliyorum hemen abi sen bana konum at." Diyip kapattım telefonu. İçeri girip eşyalarımı alıp geri çıktım. Bir taksi çevirip Kuzey abinin evine doğru yola çıktım. 15 dakikalık yolun ardından gelmiştim. Zile basıp hemen içeri girdim. Arya deli gibi ağlıyor ve yüzü kıpkırmızıydı. Hemen yanına gidip "benim minik prensesiimmm nolmuş benim bebeğimee?" Diyip kucağıma aldım. Benim sesimi duyunca ağlamaklı bir sesle "Ela Ela" diyerek kollarını bana dolayıp kafasını omzuma yerleştirdi. Sırtını sıvazlayıp evin içinde yürümeye başladım. Bir süre sonra sakinleşip yorgunluktan uykuya dalmıştı. Arya'yı yatağına yatırıp Kuzey abiyle sohbet etmeye başladık. Kuzey abi "niye böyle oldu anlamadım bu zamana kadar hiç böyle olmamıştı." Dediğinde dudak büzüp "abi Arya annesini özlüyor doğal olarak böyle yapması bazı dönemlerde normal. Sen ne kadar annelik de yapsan bir annenin yerini tutmuyor." Dediğimde beni kafasıyla onayladı ve peşine "ev işini ne yaptınız ne zaman geçiyorsunuz?" Dediğinde "valla abi Mert abimin düğününe kadar eşyaları halledip düğünden sonra da geçmeyi düşünüyoruz ama bakalım." Dedim. Kuzey abi "Melis yoğun tempodadır dersleri nasıl hallediyor?" Dediğinde "bilmiyorum okulu dondurmaktan bahsediyordu. Hem bebek hem düğün telaşı çok strese soktu onu. Bir de karnı büyümeden halletmeye çalışıyorlar ya. Bir iki haftaya olur isteme. İstersin artık Melis'i abime." Dediğimde gülüp "isteriz tabi. Sizin nasıl gidiyor evlilik falan var mı yakında?" Dediğinde gülümseyip "bilmiyorum abi Oğuz benim için doğru insan onu biliyorum ama okul bitmeden olmaz gibi. Hem ben kendi ofisimi açmak istiyorum falan. Daha erken sanki. He ama teklif ederse de yok demem." Dedim. Kuzey abi "mutluyum mutlu olduğunuz için birbirimize geç kavuştuk ama sonucu güzel oluyor. Bir de Ela senden bir şey rica edebilir miyim?" "Tabi abi o nasıl soru?" Dediğimde Kuzey abi gülümseyerek "bak biliyorum annemlerin yaptığı şeyler hoş şeyler değil açıkcası bende desteklemiyorum annemin babamla barışmasını ama yine de düğünlerine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum." Dediğinde "abi bilmiyorum. Eğer Mert abim de senin gibi düşünüyorsa ve siz gidecekseniz tabiki gelirim ama kimse benden aşırı istekli aşırı samimi olmamı beklemesin. Sanki hiç tanımadığım bit çiftin düğünüymüş de eğlenmeye rastgele girmişim gibi davranırım." Dediğimde Kuzey abi kafası ile onayladı beni. Arya'nın ağlama sesini duyunca hemen yanına çıkıp kucağıma aldım. Birlikte salona geçtik ve bir yandan Arya ile oynarken diğer yandan sohbet etmeye devam ediyorduk. Arya'nın acıkmış olabileceğini düşünüp Kuzey abiden yiyecek bir şeyler istedim. O da hazırlayıp getirdi. Muzu ezerek yulaf ve yoğurt ile karıştırmış azıcık da bal eklemiş. Güzele benziyordu. Arya onu iştahla bir güzel yedi. Sonrasında birlikte oyun oynamaya devam ettik. O kadar dalmıştım ki ne Oğuz'a haber vermiştim ne de sonrasında telefona bakmıştım. Bir anda kapının çalınması ile yerimden sıçradım. Kuzey abi "korkma Oğuzlar geldi sana ulaşamayınca merak etmişler beni aradılar." Dediğinde kafamla onayladım. Kapıyı açtığında yüzünde korku dolu bir Oğuz vardı. Hızlıca yanıma gelip sıkıca sarıldı bana. Bende hiç beklemeden kollarımı ona doladım. Oğuz alnımdan öpüp "çok merak ettim seni." Dediğinde dudak bükerek ona baktım ve "özür dilerim aşkım haber veremedim." Dediğimde kendine çekip sıkıca sarıldı. Kulağıma doğru eğilip "bu gece bunun cezası çıkacak küçük hanım." Dediğinde dudaklarımı ısırarak ona baktım. Melis "hazır herkes buradayken babamla konuştum yarın gelip istesinler müsaitiz dedi." Dedi. Gülümseyerek ona baktım. Yarın ne olacaktı bilmiyorum. Nurten teyze hala sinirliydi bana. Gerçi anlam veremediğim Melis'i abime verip beni istememesiydi. Bana gelince anne baban yok başında demesini bilip abime hiçbir şey söylememişti. O erkek diye miydi? Ben düşüncelere dalmışken Mert abim "Eloş Arya'dan pratik yap bizim ufaklığa da bakarsın artık." Dediğinde kaşlarımı çatarak "çocuk bakmak istesem kendim yaparım yaptıysanız bakın Allah Allah." Dedim. Melis "ne yani çocuğumu bizim gibi serseri yapmayacak mıyız?" Dedi dudak büzerek. Onun bu haline gülüp "Merak etme Melo en kralı olacak." Diyerek göz kırptım. Kuzey abi "aman aman ben prensesimi sizden uzak tutayım." Dediğinde gülüp bana doğru yürümeye çalışan Arya'yı kollarımın arasına alıp "acaba o ayrı kalmak istiyor mu abi?" Dedim. Arya bir anda kahkahalarla gülmeye başladı. Onun bu haline bizde güldük. Kuzey abi "ben cevabımı aldım." Dedi ve daha çok güldü. Biraz daha birlikte oturup sohbet ettikten sonra yavaştan ayaklandık. Mert abim "biz Melis ile öbür eve geçiyoruz eşyalar gelmiş orda kalacağız hem biraz düzen de yaparız." Dediğinde kafamızla onayladık. Oğuz deli gibi sırıtıyordu. Kuzey abiden çıkıp Oğuz ile arabaya bindik ve eve doğru yola koyulduk. Eve geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdim. Oğuz da peşimden girip kapıyı kapattı ve beni kapıyla arasına alıp dudaklarıma yapıştı. Anın şokuyla karşılık veremedim. Oğuz öpmediğimi anlayınca dudaklarımı sertçe ısırdı. Isırması üzerine inleyerek öpüşüne karşılık verdim. Elini pantolonumun düğmesine atıp hızlıca açtı. Bende onun tişörtünü çıkartıp boynundan başlayarak öpmeye başladım. Yavaşça aşağı doğru iniyordum. Aşağı gelince durup kemerini açtım ve pantolonunu indirdim. O da benim üstümdekileri çıkartıp göğüslerimi emmeye ve dişlemeye başladı. Onun sert hareketleri sayesinde daha çok yükseliyordum. Mememi ısırması ile seslice inledim. Yalayarak aşağı doğru indi. Artık kendime hakim olamıyordum. İnlemeler istemsizce ağzımdan çıkıyordu. Oğuz'u durdurup önünde eğildim ve sertleşen organını ağzıma aldığımda zevkten deliye dönmüştü. Boşalmasına fırsat vermeden geri çekilip ayağa kalktım. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp elini donumdan içeri soktu. Regl olmam ikimizin de umrunda değildi anlaşılan. Parmaklarını gezdirmeye başlamasıyla zevkten kıvranıp deli gibi inliyordum. Bir anda parmağını içimde hissetmemle yaslandığım kapıdan aşağı kaymam bir oldu. Oğuz parmağını içimden çıkarıp beni kucağına aldı ve odama geçti. Yatağa yatırıp hızlıca üstüme çıktı ve donumu çıkartarak işini yapmaya devam etti. Zevkten deliye dönmüştüm. İçime girsin istiyordum. "Oğuz lütfen içime gir." Dememle parmaklarını tekrar içimde hissetmem bir oldu. İnleyerek "parmaklarını değilll." Dedim ama çok da umrunda olmamıştı. Parmaklarıyla hızlanarak devam ediyordu. Boşalmak üzereydim. Prezervatifi takıp hızlıca içime girdi. Çok kısa bir süre sonra ikimiz de boşaldık. Hızlıca bir duşa girdik ve yine nevresimi değiştirip derin bir uykuya daldık...