Ben Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...
Uzun zaman sonra ilk defa alarmsız uyandım. Yatakta biraz telefonumla vakit geçirdikten sonra kalkıp duşa girdim. Hızlı bir duş ve bakımın ardından giyinip aşağı indim ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün düğünümüz vardı. Oğuz ile şahit olacaktık. Nikah olacak siz düğün dediğime bakmayın. Ama nikahtan sonra eğlenmeye gideceğiz. Tabi Melis'im alkol alamayacak ama olsun. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra odaya geçip Oğuz'u kaldırdım. Biraz yatakta cilveleştikten sonra kalkıp mutfağa geçtik ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Kahvaltıdan sonra ben mutfağı toplarken Oğuz duşa girdi. Melis bize gelecekti Oğuz abimlere geçecekti. Bugün ben hazırlayacaktım Melis'i. Kısa süre sonra Oğuz yanıma gelip ''güzelim şu gömleği ütüler misin ya?'' dediğinde kafamı ona çevirdim. Altına pantolonunu giymiş üstünde hiçbir şey yoktu. Dudağımı ısırarak boydan boya süzdükten sonra sırıtarak elinden gömleği alıp ütülemek için giyinme odasına geçtim. Gömleği ütüleyip Oğuz'a teslim ettikten sonra kendi elbiseme de ütü yaptım. 5 dakika sonra Oğuz bir daha yanıma gelip ''yavrum nasıl olmuşum?'' diye sorduğunda gülümseyerek ona baktım ve ''her zamanki gibi çok yakışıklı olmuşsun hayatım.'' dedim ve yanağına bir öpücük bıraktım. O da belimden tutup kendine çekti ve kafasını boynuma gömdü. Ben de hiç gecikmeden kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Oğuz'un telefonu çalınca beni bırakıp telefonu açtı. ''efendim Mert?'' ''tamam ben geleceğim birazdan hallederiz.'' ''hadi görüşürüz.'' dedi ve kapattı. Bana dönüp ''Melis'in çiçeği çiçekçide kalmış onu alacakmışız.'' dediğinde ''tamam aşkım. Gittiğinde söyler misin Melis de gelsin hazırlanalım yavaştan.'' dediğimde beni kafası ile onaylayıp dudağıma bir öpücük bırakıp ''ben çıkıyorum güzelim. Cüzdanımı alıyorum arabanın anahtarını falan sen alır mısın?'' dediğinde ''alırım aşkım merak etme.'' dedim ve sarılıp onu gönderdim. Kısa süre sonra Melis gelince sıkıca sarılıp ''hoş geldin Melo. Nasıl hissediyosun?'' dediğimde suratını buruşturarak ''heyecanlıyım ama sanırım stresten oğluşum da etkilendi çok hareketli.'' dedi. Onun bu haline gülüp ''bi şey olmaz ben şimdi sana bi papatya çayı yaparım gelirsin kendine.'' dedim ve mutfağa geçip ona paptya çayı kendime de soğuk kahve yaptım. Biraz sohbet edip Melis'i sakinleştirmeye çalıştıktan sonra hazırlanmaya başladık. Çok da vaktimiz kalmamıştı zaten. Melis üstü giyinik gelmişti o yüzden önce onun saçını yaptım doğallaşsın diye. Sonra da elbisesinin önüne peçete sıkıştırıp makyajını yaptım. O son kontrollerini yaparken ben de saç makyaj yapıp kıyafetimi giydim. Saat 5 e gelmişti zaten.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Melis abimlere hazır olduğuna dair bir mesaj attı. Biz de onlar gelene kadar sohbet etmeye devam ettik. Kısa bir süre sonra herkes kapıdaydı. Oğuz beni görüp hemen yanıma geldi ve belimden tutup kendine çekerek kulağıma yaklaşıp fısıldayarak "bu güzellik ne böyle. Her geçen gün daha çok aşık oluyorum sana." Dediğinde gülümseyerek yanağına öpücük bıraktım. Ege abi Kuzey abi Nurten teyze Ümit amca herkes gelmişti. Arabalara dağılıp nikah salonuna doğru gittik. 20 dakikanın sonunda gelmiş sıramızı bekliyorduk. Bizimki saat 6 daydı. 25 dakika vardı daha. Oturacak yer bulup sohbet etmeye başladık. Melis heyecandan yerinde duramıyor abim ise gereksiz sakindi. Ümit amca Oğuz'a bakarak ''sizin düğün ne zaman?'' dediğinde Oğuz bana bakıp Ümit amcaya döndü ve ''önce Ela'nın okulu bitsin sonra bakarız ne acelemiz var.'' dedi. Evet acelemiz yoktu ama böyle söylemesini beklemiyordum. Nikah saati gelince ayaklanıp içeri doğru giderken Nurten teyze ''Ela bi gelir misin?'' diyerek yanına çağırdı. O en arkadaydı. Yanına gidip ''efendim Nurten teyze?'' dediğimde ''kızım kusura bakma bu zamana kadar çok kötü davrandım sana Oğuz ile sevgili olduğun için hakkını helal et oğlumu da kızımı da hiç yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim. Hakkını ödeyemem.'' dediğinde gülümseyerek sarıldım ve ''niyetinin kötü olmadığını biliyorum Nurten teyze merak etme çoktan unuttum ben.'' dedim ve birlikte içeri girdik. Oğuz'u bulup yanına oturdum. Zaten şahit olacaktık o yüzden en önde bekliyorduk. Abimler ve memur gelince biz de yerimize geçtik. Nikah kıyıldı ve takı fotoğraf işleminden sonra büyükleri eve bırakıp eğlence mekanına geçmiştik. Son dakika annem ve babam da gelmişti ama ben muhattap olmadım. Mekanda ayırttığımız masaya geçip yerleştik ve alkol servisi başladı. Melis alkolsüz kokteyl içiyordu. Bir süre sonra Oğuz ile kalkıp dans etmeye başladık. Bizi görenler de eşlik etmek için ayağa kalktı. Kuzey abi Arya'yı annemlerle göndermişti. Danslar müzikler alkoller hiç bitmedi. Saat gece 3 e gelirken evlere dağılma kararı aldık. Yarın benim sınavım diğerlerinin işi vardı ve ben deli gibi sarhoş olmuştum. Oğuz beni kucaklayıp arabaya bindirdi. Eve gelince üstümü değiştirmeme yardımcı olup makyajımı sildi sonra da acı bir türk kahvesi yapıp içirdi. Yatmadan da bir ağrı kesici verdi. O da çok içmişti ama benim kadar sarhoş değildi. Kendimi tutamadan kahkaha atıyordum. Oğuz da bu halimden keyif alarak izliyordu. Telefonunu çıkartıp bir şeyler yaptı. Fotoğraf çekmişti yüksek ihtimal. kahvem bittikten sonra odaya çıkıp güzel bir uykuya daldık...