Ben Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...
Sabah kalktığımda yanım boştu. Gözümü devirip banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gidip çay suyu koydum. Bugün son derse girecektim. Yarın Finaller başlıyordu ve 2 haftanın sonunda da mezun oluyordum artık. Salondan ses duyunca o tarafa geçtim. Abim ve Oğuz bir şeyler konuşuyordu. Abim beni görünce ''günaydın fıstık.'' dediğinde göz devirip ''sana da.'' dedim ve odama geçip hazırlanmaya başladım. Dolap kapaklarını açmamla odanın kapısı açıldı ve içeri Oğuz girdi. Bana yaklaşıp ''ne oluyor ela?'' dediğinde ''bilmem ne oluyor Oğuz sana sormak lazım. Arayacağım diyip aramamalar gece 3 te eve gelmeler haber vermemeler sana soralım ne oluyormuş?'' dedim kollarımı önümde bağlayarak. Oflayarak ellerini saçlarından geçirdi ve ''işler yoğun kızım napayım benim elimde mi?'' dediğinde ''o kadar iş yoğunluğunda ev işlerini hallettin bana mesaj yazmak zor mu geldi? öğle molası da veriyorsun ayrıca aramak da bu kadar zor olmamalıydı.'' dedim. Ellerimden tutmak istediğinde ellerimi geri çektim. ''Ela yapma böyle...'' devam etmesine izin vermeden ''yaptığım bir şey yok sen kendine bak önce sonra bana yapma böyle de.'' dedim ve dolaba dönüp kıyafetlerimi aldıktan sonra ''çıkar mısın üstümü değiştireceğim.'' dedim. Oflayarak odadan çıktığında hazırlanmaya başladım. Çok sinirliydim ona karşı. Haber vermek bu kadar zor olmamalıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırlandıktan sonra mutfağa gidip ekmek arası bir şeyler hazırladım ve çayımı alıp ocağı kapattım. Telefonla ilgilenerek ekmeğimi yedikten sonra salona geçtim. Melis'i görünce ''ben okula geçiyorum senin de dersin bittikten sonra eve gelir yemekleri alır Ümit amcanın yanına gideriz. Dün gidemedik bugün gidelim bari.'' dediğimde Melis kafası ile onayladı. Ondan onay aldıktan sonra evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Hava fena değildi o yüzden yürümek istedim. Kış boyu serin olmayan havanın yaz ayında serin olması sinir bozucuydu.
Okula geldikten sonra kantine uğrayıp kahve aldım ve sınıfa geçtim. Benim peşime hoca da derse girdi ve ders başladı. 2 saatin sonunda dersim bitmişti. Ara vermediğimiz için pertim çıkmıştı. Melis'in dersi 4 de bitiyordu. O sürede kütüphaneye gidip ders çalışmaya karar verdim. Kantine uğrayıp büyük boy bir kahve daha alıp kütüphaneye geçtim ve ders çalışmaya başladım. 1.30 saat sonra Melis mesaj attı. Hoca dersini erken bitirmiş. Eşyalarımı toplayıp yanına gittim. Birlikte yürüyerek ve sohbet ederek eve geçtik. Abim ve Oğuz'u evde görünce şaşırsam da bozuntuya vermedim. Mutfağa gidip yemekleri ısıttıktan sonra kaplara koydum. Abime dönüp ''arabayı alıyorum.'' diyip cevap beklemeden anahtarları aldım. sonrasında Melis ile hastaneye doğru yola koyulduk. O da şarkı açmış bir yandan ona eşlik ediyordu. Kısa süre sonra hastaneye gelmiştik. Arabayı park edip kapları aldık ve içeri geçtik. Ümit amcayı normal odaya almışlar. Oda numarasını öğrenip hızlı adımlarla oraya gittik. İçeri girdiğimizde Ümit amca Nurten teyze ile gülerek sohbet ediyordu. Onu böyle neşeli görünce gülümseyerek ''ooo Ümit amca gelmişsin kendine.'' dediğimde ikisi de bize döndü. Elimdeki yemekleri Nurten teyzeye uzatarak ''hastane yemekleri güzel değildir sen istememiştin ama içim rahat etmedi.'' dedim. Gülümseyerek elimdekileri aldı ve teşekkür ederek içten bir şekilde sarıldı. Bende gülümseyerek karşılık verdim ve oturup sohbet etmeye başladık. Yarım saat sonra da yanlarından kalkıp eve döndük. Malum hasta ziyaretinin kısa olanı makbuldür. Eve geçince de kimseyle muhattap olmadan Melis'e iyi geceler dileyerek odaya geçtim. Peşimden Oğuz da geldi. Kapıyı kapatıp beni kapı ile arasına aldı ve dudaklarıma yapıştı. Ama karşılık vermedim. Karşılık vermediğim için ısırınca inleyip ittirdim. Geri çekildi ve bir şey söyleyecekti ki izin vermeden ''ya neler olduğunu düzgünce anlat ya da bitirelim.'' dediğimde şaşkınca suratıma bakınca konuşmaya devam ettim. ''ilişkinin en başında gizli saklı bir şey olmayacak diye konuştuk ama sen her şeyi benden gizlemeye başlıyorsun. Gece 3'te eve geliyorsun sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmemi istiyorsun hiçbir açıklama yapmadan. Beni o gece aldatmadığını nereden bileceğim Oğuz? çocuk mu var karşında? madem benden bir şeyler saklayacaksın niye senin hayatındayım ki o zaman ne anlamım var ne önemim var senin gözünde?'' dediğimde ellerimden tutmak istedi ''bırak Oğuz ya her şeyi anlat ya da bana bir daha sakın dokunma.'' diyerek geri çekildim. Bir süre sessiz kalınca dolu gözlerimle ''ben cevabımı aldım.'' diyerek odadan çıktım. Evin anahtarını alıp evden de çıktım ve yürümeye başladım. Ağlıyordum ve insanların ne düşündüğü gram umurumda değildi açıkçası. Deniz kenarına kadar yürüyüp kumlara oturdum. Saat geç olduğu için hava kararmıştı. Kendimi tutmadan ağlamaya başladım. Bir süre sonra ağzımdan çıkan hıçkırıkla ağlamam daha da durdurulamaz bir hale geldi. Herkes aramaya başlayınca telefonu kapatıp kenara koydum ve ağlamaya bir süre daha devam ettim. Saat 10'a gelirken oturduğum yerden kalkıp telefonumu açtım ve eve doğru yürümeye başladım. Başım dönüyordu kendimi iyi hissetmiyordum. Bayılacağımı hissedip hemen yere oturdum ve Melis'i aradım. Melis telefonu açar açmaz ''kızım neredesin sen?'' dediğinde ''iyi değilim bizim oradaki deniz kenarındayım abimlere bir şey söylemeden gel. Sakın yanında olmasınlar Melis.'' diyip telefonu kapattım ve beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra Melis gelip yanıma oturdu. Telaşla "nasılsın iyi misin?" Dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım. "Kızma bana ama abin de burda kötü olduğun için tek dönemeyiz diye arabayla getirdi beni." Dediğinde kısık bir sesle "gelsin alsın beni kalkabilecekmiş gibi hissetmiyorum." Dediğimde kafasını sallayıp hemen ayaklandı ve kısa bir süre sonra abimle döndü. Abim beni uzaktan görünce koşar adım yanıma gelip kucağına aldı ve bir şey demeden arabaya götürdü. Arka koltuğa koyduktan sonra şoför koltuğuna bindi. Melis de binince yola çıktı ve aynadan bana bakıp "iyi görünmüyorsun hastaneye gidelim mi?" Dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım. Eve gidip uyumak istiyordum sadece. Evin otoparkına arabayı park ettikten sonra yanıma gelip belimden tuttu ve yürümeme yardımcı oldu. Melis evin kapısını açınca deli gibi sağa sola yürüyen Oğuz'u görünce göz devirdim. Bizi görünce hemen yanıma gelip beni tutmak istediğinde geri çekildim. "Güzelim yapma böyle." Dediğinde kafamı abime çevirip "odama götürür müsün uyumak istiyorum." Dediğimde kafası ile onaylayıp hemen kucağına aldı ve odama götürdü. Yatağıma bırakıp "istersen Melis üstünü değiştirmene yardımcı olsun." Dediğinde "hamile o hallederim ben daha iyiyim zaten." Dedim. Abim "pijamaların nerde vereyim?" Dediğinde "dolabın ilk çekmecesinde sağda." Dedim. Kafası ile onaylayıp pijamamı verdi ve odadan çıkarken "bir şeye ihtiyacın olursa seslen ya da ara saate bakma." Dediğinde kafamla onayladım. O da odadan çıktı. Kolumu kaldıracak gücüm yoktu. Uzun uğraşlar sonucu üstümü değiştirdim. Makyajla uyumak istemediğim için yavaşça ayağa kalktım ama gözüm kararınca geri oturdum. Kendime gelince Melis'e seslendim. Hemen gelip "efendim kuzum?" Dediğinde "makyaj temizleme suyuyla mendil verir misin kalkamadım gözüm karardı kusura bakma." Dediğimde "ne kusuru saçmalama canım." Dedi ve malzemeleri bana verip yanımda durdu. "Konuşmak ister misin?" Dediğinde kafamla onayladım ve makyajımı silerken konuşmaya başladım. "Melis niye böyle oluyor anlamıyorum. Hani bak gerçekten aman aramız bozulmasın aman ilişkimiz zarar görmesin diye çoğu arkadaşımla konuşmayı kestim kendimi tamamen Oğuz'a verdim sevgimi göstermeye çalıştım annenin istememesine rağmen her şeye susup yanında olmaya devam ettim. Ama hak ettiğim bu mu? Bu kadar mı değer veriyor? bu kadar mı seviyor? Ya da hala seviyor mu acaba?" Dedim. Göz yaşlarımı tutamıyordum artık kendi kendine akıyordu. Melis de dayanamadı ve o da benimle ağlamaya başladı. Sıkıca birbirimize sarıldık. Melis kendini toparladıktan sonra "abim büyük eşeklik yapıyor yani neden yapıyor bilmiyorum ama dürüst de olmak gerekirse onun 3 de geldiği gece Mert evdeydi birlikte gelmediler. Neyin peşinde cidden bilmiyorum ama istersen konuşabilirim?" Dediğinde daha fazla ağlamaya başladım ve olumsuz anlamda kafamı salladım. Sonra da elimdekileri verip "uyusam iyi olacak." Dediğimde beni kafası ile onayladı ve odadan çıktı. Bende battaniyemin altına girip derin bir uykuya daldım...