27

224 34 61
                                    

Yoongi kıpır kıpır bir heyecanla dışarıdaydı. Kucağında dünyanın en tatlı pembesine sahip battaniyesine sarılı Hana vardı. Başta ismini kendi bulmaması biraz onu üzse de gerçek bir çiçek gibi olan kızıyla bunun ona yakıştığına emindi.

"Bak, bu kar Hana"

Gökyüzünden savrulan karları göstererek gülümsedi. Bir tanesi savrulup bebeğinin yanağına konmuştu. Yoongi kıkırdadı ve onun burnundan öptü. Boynundan öpüp kokusunu içine çekti. Bu sırada evin içerisinde olan Taehyung yanan şöminenin çıtırtısı eşliğinde bahçeye bakan pencerenin önünde dikeliyordu.

"Hana biraz sarı mı yoksa bana mı öyle geliyor?"

Bayan Ji, yanındaki sehpaya fincanı koyup doğruldu. Yoongi bu kadına tüm sürüyü vermişti. Herkesin ona saygı duymasını hatta eşinin -kendisi olmayabilirdi- ona saygı duymasını sağlamıştı. Kendince ona değer verdiği apaçık ortadaydı.

"Bence biraz evham yapıyorsun"

Taehyung öyle olmasını umuyordu yine de endişeleri vardı. Hana doğduğundan beri sürüye hayat gelmişti. Yılların özlemi ile kavuşan çiftler bir bir eşleşiyordu. Yoongi her hamile kalan omegayı hissediyor ve gözlerini deviriyordu ama içten içe mutluydu. Yoongi hepsine olmasa da birçoğuna gidip görünüyordu. Ayrıca hayat devam ediyordu. Hâlâ ada için erzak krizini çözmek için uğraşıyordu. Bu yüzden evde en azından gündüzleri hiç olamıyor, Hana ile saatlerce tek başına kalıyordu.

"Biraz fazla uyuyor sanki"

"Erken doğdu omega hâlâ gelişiyor"

Taehyung nefesini verip kafasını salladı. Tam bu sırada bahçeye Namjoon girdi ve hızlı adımlarla yürüdü. Yoongi'nin kulağına eğilip bir şey söyledi. Taehyung bunu anlamamıştı. Yoongi gözlerini camdan kendisine bakan ikiliye çevirdi ve Ji'ye gelmesini söyleyen işareti yaptı. Taehyung endişe ile bakarken Ji çıktı ve kendisine doğru geldi.

"Hana'yı al. Taehyung'un yanında kal bu gece, geç gelebilirim iyice yalnız kalmasın"

Ji, bebeği kucaklarken titriyordu. Yoongi bunun farkındaydı. Elleri titriyor, kalbi çarpıyordu. Oysaki uzun zamandır kalp ritminin oynadığını bile duymamıştı Yoongi.

"Tamam"

Ji kafasını sallayıp içeri girmek için döndü. Yoongi omega ile ettiği kavgadan sonra onunla konuşmaya biraz ara vermişti. Bu yüzden ona bir şey söylemeden Namjoon ile önce bahçeden ayrılmış ardından faytona binerek merkeze yol almıştı.

"Burada ne işin var?"

Hoseok, gecenin bir vakti kapısını alacaklı gibi çalan adamı önünde görünce hem şaşırmış hem sinirlenmişti. Yoongi, elini arkada bağlamış bir şekilde ona döndü. Gecenin bir vakti kar yağarken paltosunun altında geleceği son kişinin kapısındaydı.

"Benimle gelmen gerekiyor"

"Ne için?"

"Birinin büyücü olup olmadığını anlayacaksın. Hadi, fazla vaktimiz yok"

Yoongi itiraz etmesine müsaade etmeden arkasını döndü ve faytona ilerledi. Hoseok, Namjoon'a bir bakış atıp bıkkınca bir nefes vererek birkaç saniye içeride kaybolup hemen ardından paltosuyla dışarı çıkmıştı. Tahta kapıyı arkasından çekip ikinci faytona ilerledi ve Namjoon ile ona bindi. Yoongi önde diğer ikisi arkada sürü evine ilerlediler.

"Korsan gemisinden kaçıp adaya girmiş birini yakaladık. Ana karaya göndermeden önce teknedekiler için güvenli mi bir kontrol et"

Namjoon konuşurken zindanların olduğu alt kata iniyorlardı. Hoseok bunun saçmalık olduğunu düşündüğü bir yüz ifadesiyle ikisine baktıktan sonra ortalarında ilerlemeye devam etti.

Yalnız Çiçek | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin