19

229 39 31
                                    

1

"İnsanlara ölüm saçmaya devam ediyorsun!"

Hyunwoo'nun öfkeli sesi ortamda yayılmıştı. Bir de bu durum vardı. Yoongi, ikili oynuyordu. Evinin topraklarına girdiği anda ifadesi yumuşuyor, omega asık suratı ile kendisine homurdansa da onu nazikçe mutlu etmek için uğraşıyordu. Karnındaki binlerce madenden daha değerliydi. Ama evinden çıktığında yüzünün ve yaydığı havanın aldığı şekil yırtıcılığı üst seviyeye taşıyordu. Avlanmak üzere olan bir kurttan farkı yoktu.

"Bu senin haddine olan bir şey değil"

Yoongi, ellerini önündeki tırabzana yerleştirdi. Uzun sarı saçlarının altındaki yaralı yüzüne eşlik eden, deli olduğunu kanıtlar nitelikteki gülümsemesi herkesi ürpertiyordu. Yaşadıklarının kolay olmadığının farkındaydı herkes ama dönüştüğü kişi beklenmedikti. Hyunwoo etrafına bakındı. Yerlere kapaklanmış olan sözde 'liderler' yine idam edilmiş bir adamın kanında boğulacaklardı neredeyse.

"Korsanlar kötüyse, sen daha kötüsün! Bu yaptığın artık normal değil kendine gel"

Yoongi sinirle karışık gülerken ona bakıyordu. Kendisinden sonra liderliğin sahibi olabilecek tek kişi olduğu için onu öldüremiyordu. Liderlik, hepsinden kutsaldı. Kuralları bozamıyordu. En azından şimdilik.

"Öyle mi?"

Yoongi alaylı ses tonuyla cevap vermiş ardından doğrulup arkasına dönmüştü. Biraz sonra merdivenleri inmiş ve savsak adımlarla sevgili kuzenine ilerlemişti. Onun göz bebeklerinde korkuyu görebiliyordu. Alfalığına ve hadsizliğine rağmen ürkek erkek çocuğunu oradaydı. Zaten bu yüzden de henüz onu ölümün soğuk nefesi ile yüzleştirmemişti.

"Peki, benim sözümü dinlemek zorunda olup dinlemeyenler nedir? Onlara ne diyorsun?"

Hyunwoo, onu öfkeli bir ifadeyle izlerken ellerini sıktı. Kendisini tutmasa belki de bir darbede onu öldürebilir ve bu derdinden kurtulabilirdi Yoongi. En azından kışkırtması bu yöndeydi. Yine de akıllı olan Hyunwoo alelade bir saldırıda bulunmuyordu. Sözleri hariç.

"Bu herifler beni dinlemeyince cezalandırılmalı? Öyle değil mi?"

Yoongi, bir tanesinin üzerine çıkıp onu ezdiğinde Hyunwoo'un kaşları havalanmış, kirpikleri titremişti. Ayağının altındaki alfaya, kendisine ve etrafına bakınmıştı. Adayı birbirine katmasına rağmen nasıl oluyordu da böyle olabiliyordu? Yoongi, bazen onu okuyamadığını kendisine itiraf etmişti.

"Bir korku krallığı mı kurmak niyetin? Çocuğuna bırakacak olduğun miras bu mu?"

"ONDAN BAHSETME"

Yoongi güçlü alfa sesiyle bağırdığında kendi tebaası olmasına karşın Yoongi gibi lider olmayan Hyunwoo geriledi. Kızının bahsi dahi geçse ortalağı yakardı. Cinsiyetini neden kabullenmişti? Kısa bir anlığına bunu düşünmüş hızla konuya dönmüştü.

"Gecenin en karanlık zamanı şafak sökmeden hemen öncesidir"

Yoongi adamın üstünden yere atladı. Hyunwoo'nun önüne yürürken sözlerine devam etti. Deli bir lider olduğu denizaşırı yayılmaya başlamıştı. Fısıltılar günden güne artıyordu.

"Şu an bunları yaşamamın sebebi halefimin doğumundan sonra açacak olan güneşten dolayı"

"Umarım yaşar"

Yoongi bu fısıltıyı duyunca, hızla uzamış tırnakları ile çenesini kavradı. Kan parmakları arasından akarken yanağından birbirlerine hırlıyordu. Yoongi çenesini kırmamak için zor duruyordu ya da hemen elinin altındaki şah damarını koparmamak için. Saniyeler içinde onu öldürebilirdi.

Yalnız Çiçek | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin