5 yıl sonra.
Sallanan bir geminin içerisinde hiç karaya ayak basmadan yaşamak sanırım alfa için günahlarının bedeliydi. Ufacık bir delikten dışarıya bakıp sadece deniz görmekten artık midesi bulanıyordu. Siyah ve kısa hale gelmiş yağlı saçlarına ellerini geçirip kafasını tahta duvara hafifçe vurarak kendisini parçalamamak için zor durdu.
Alfa Hanji'nin korsan gemisinde onun dövüş horozuna dönmüştü. Gece gün inince hücresinden çıkarılıp o akşam döveceği belki de öldüreceği rakibiyle karşılaşırdı. Alfa onun üzerinden iyi paralar kazandıkça kendisini öldürmemişti.
"Gökyüzünü ve seni özledim Taehyung"
Ona ne olduğunu asla öğrenemeyen Yoongi ellerini alnına yasladı. Defalarca kez dövülmüş ve defalarca kez iyileşmişti. Zaman geçtikçe bunu hak ettiğine ikna olmuştu. Sürüsünü koruyamamış, omegasına sahip çıkamamıştı. Bu karanlık geceler ve gündüzler boyunca düşünebildiği tek şey Taehyung olmuştu.
"Hana yukarıdan babanı izliyor musun?"
Yoongi zemine uzanmış ve sonsuz bir karanlığın eşliğinde sallanırken konuştu. Gemide yine bir karmaşa hakim olsa da Yoongi için artık tek bir tepki yoktu. Elini kaldırıp hayaliyle yaşadığı omegasının yanağını okşadı. Ona aşık olduğunu onsuz kalınca anlayan aptalın tekiydi.
"Güzelim"
Yoongi kendi hayallerinde kaybolurken bir gürültü koptu. Önce ne olduğunu anlamayan Yoongi hemen ardından oturur pozisyona geçti. Çok kısa bir süre sonra şiddetli bir patlama hemen biraz ilerisinden gerçekleşerek hücrede ve koridorda kocaman bir boşluğa neden oldu.
"Saldırıyorlar!"
Yoongi ölmekten kıl payı kurtulmuştu ve seneler sonra denizin fatihi kendisinden daha amansız bir düşmana yeniliyordu. Olduğu gemiden de büyük bir gemi onu acımasızca bombalarken Yoongi yerden kalktı ve yıllar sonra kalbinde bir heyecanla koşmaya başladı. Ölü birinden kaptığı silah ve bıçakla üst kata doğru koştu. Alfa mahşer alanı gibi olan bir korsan kavgasının içerisine düşmüştü.
"Kai! Seni hain köpek!"
Hanji iri ve güçlü sesiyle bağırıp savaşmaya devam ederken Yoongi hızla koştu. Etrafına bakındı ve karaya çok uzak olmadıklarını sığ bir açıklıkta bu kavganın başladığını anlamıştı. Hızla önüne gelen birkaç kişiyi -hangi taraftan olduğu önemsiz- bıçaklayıp kendisini açık denize bıraktı. Suyun altına düşen kurşunlar ve ölü bedenlerden kaçarken yüzmeye devam etti.
"Ölmek istemiyorum, henüz değil"
Yoongi, kendi kendisine dua ederken gemilerden kopan parçaya tutup yüzmeye devam etti. Epeyce uzunca bir vakti buna harcadı. Ta ki sallanmayan sabit bir kara parçasında olmayı unuttuğu için sahilde yürüyemeyene kadar. Titreyen bacakları yüzünden düşmüş ve oldukça sefil bir halde gözden kaybolabilmek adına emekleyerek ve sürünerek de olsa ormana ilerlemişti. Neredeydi, kimin topraklarındaydı ve başına ne gelecekti bilmiyordu. Sadece korsanlardan ve lanet olası denizden uzaklaşmak istiyordu.
Gece boyunca buna devam etti Yoongi. Uzun zamandır dönüşmemişti üstelik, alfa toprak parçası ile delirmişti. Süründü ve büyük bir açlıkla meyvelerden ağzına sıkıştırdı. Deniz ürünlerinden kusacak gibi hissediyordu. Sıcak bir yaz gününde taze bir meyve yemek Yoongi'yi olduğu yerde hüngür hüngür ağlatmıştı.
"Hey! Sen de kimsin?"
Yüzüne tutulan ışığın ateşi ile gözlerini kısan Yoongi elini siper etti. Sefil bir halde, ağzında çaldığı meyvelerle ağlarken, bahçenin sahibine yakalanmıştı. Islak olduğu için her yeri çamurdu ama kendi dilini konuşan birini gördüğü için yine ağlayarak dizleri üzerine durarak eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Çiçek | TaeGi
FanfictionAlfa Min Yoongi'nin ipek gibi sarı saçları, porselen gibi bir teni ve kibar bakışları vardı. En azından Omega Taehyung'un ona ilk görüşte aşık olmasına yetecek kadar.