Günahı Yazmak (+18)

▪︎Çirkin▪︎

İyi Okumalar💖

Bugün genellikle kaos içeriyordu. Koyduğum hiçbir şeyi yerinde bulamıyordum. Son dakika da her şey kayboluyor gibi geliyordu. Muhtemelen kayboluyordu da. Çoktan gecikmiştim ve daha bir saat yolum vardı. Bir yere gecikmekten nefret ediyordum ama bu sürekli tekrarlanıyordu. Not defterimi sonunda bulduğumda çantamı kaptım ve evden nihayet çıkabildim.

Taksiye bindiğimde notlarımı gözden geçirmeye başladım. Yekta bey'e sormam gereken soruları not almıştım ve bunlar başlangıç için nasıl bir hayatı olduğuyla ilgiliydi. Kurduğu imparatorluğun nasıl süreçlerden geçtiğini öğrenmek için sabırsızlanıyordum. Onunla yavaş yavaş ilerlemeye ve güvenini kazanmaya karar vermiştim. Hem bolca vaktim vardı hem de bu işin mükemmel olması gerekiyordu. Bunun içinde ilmek ilmek işlemem gerekiyordu. Hem hikayeyi hem de Yekta bey'i.

Onunla konuşurken nasıl bir tavır takınacağıma henüz karar vermemiştim. Anlayışlı iyi niyetli bir kadın mı yoksa ondan her şeyi almaya çalışan hırslı bir kadın mı olmam gerekiyordu?

İçimden bir ses rol yapmak için geç kaldığımı söylüyordu çünkü adının Nil olduğunu öğrendiğim ergen velet dedesine her şeyi anlatmış olmalıydı. Ama atladığım bir şey vardı. Yekta bey beni bu yüzden seçmişti. İyi niyetle kendisini dinleyecek birini istemiyordu onu yargılayacak birini istiyordu. Bu yüzden hikayesini benim yazmamı istiyordu. Bunu neden yaptığını bilmiyordum. Belki de günahlarla dolu hayatı için benim yargılarımla cezalandırılmak istiyor olabilirdi. Yapma nedenini elbet öğrenecektim ve tabi benden bekleneni yapacak kendim olacaktım.

Hikayem için oluşturduğum muhtemel taslak planı hoşuma gitmişti ama bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordum.  Daha doğrusu insanların ilgisini çekecek bir şey eklemem gerekiyordu. Bu kitabın okunmasını istiyorsam işin içine aşk eklemeliydim. Yekta bey'in karısıyla olan ilişkisi belki ilgi çekerdi ama garantiye almam gerekiyordu. Bunun için aklıma ilk önce Emir geldi ancak onun fazla çapkın olduğu aşikardı ve bir kadına tutulması için daha çok zamanı vardı.

Ama tam da o evrede olan bir Göktuğ Talu vardı. Magazinde hep aynı kadınla görülüyordu. Kadın sarışın ufak tefekti. Renkli gözleri ve masum yüzüyle tam da Göktuğ'a göreydi. Kitabımda onları kullanabileceğim fikri içimde yeşerirken kadının hesabına girdim. Gönderileri neon ışıklar gibi parladığında içimdeki küçümseme yukarı tırmandı. Göktuğ ile olan bir fotoğrafına tıkladım. Göktuğ ona gülümseyerek bakarken o kameraya dil çıkarıyordu. Üzerindeki pembe elbise ve taçla tam bir prensesti. Fotoğrafın altında da bunu tasdik eder gibi "O bir prens ve gözleri hep üzerimde." notunu düşmüştü. Bu görsel doğum gününe ait olmalıydı.

Diğer gönderilerine göz attığımda hep yalnızdı. Belli ki Göktuğ fotoğraf paylaşmayı sevmiyordu. Zaten ınstagram hesabını da aktif kullanmıyordu. Henüz herhangi bir fotoğraf paylaşmamıştı. Hesaplarından çıkıp nasıl bir yol izlemem gerektiğini düşündüm. İlişkilerine dair bir şeyler öğrenmek istediğim aşikardı ve tabi Göktuğ Talu'nun bana bir şey anlatmayacağı kesindi. Ama eğer sevgilisiyle tanışırsam ve onunla arkadaş olabilirsem her şeyi halledebilirdim.

Yekta bey ile anlaşmamda çocuklarının hayatlarından kısaca bahsetmem gerektiğine dair bir madde vardı.  Ama ne kadar bahsetmem gerektiğine dair bir ölçü koymamışlardı. Bende bu boşluktan seve seve yararlanacaktım.

Telefonum çaldığında arayan kişiye baktım ,telefonla konuşmaktan nefret ediyordum, arayanın arkadaşım Gizem olduğunu görünce tüm mutsuzluğum gitti çünkü onun üzerimde böyle bir etkisi vardı. Beni mutlu etmek için var olması yetiyordu.

"Mafyayla yaşam nasıl gidiyor? Hala bir çatışma çıkmadı mı?"

Güldüm. Ona aldığım tekliften bahsettiğimde havalara uçmuştu. Benim bunu yapmaya ihtiyacım olduğu biliyordu ve ona söylememe gerek bile yoktu. Ne istediğimi her zaman bilirdi. Tabi bende onun ne istediğini bilirdim. Bu yüzden on yıldır arkadaştık. Üniversitede ben herkesten nefret ederken yanıma oturmuş ve sonra tüm gıcıklığıma rağmen benimle konuşmuştu. Bu cesaretini takdir ettim ve işte buraydık.