▪︎ Aşk ve Takıntı II▪︎

267 18 22
                                    


İyi Okumalar🤍

Doğru olanı yap ya da kendin için en iyi olanı.

Kirli müzik kulaklarımdan içeri sızarken burada olmaktan nefret ettiğimin farkındalığıyla doldum. Kesinlikle buraya ait değildim. Burası gibi bir yer sadece özgürlük tutkusuyla yanıp tutuşan, özgürlüğünse burada olduğuna inanan bir ergenin hoşuna giderdi. Burası bir sığınak olabilirdi ama şifa yeri değildi. Saliselik mutlulukların saatlerce süren sızısını barındırıyordu. Bir damla mutluluk için kovalarca su harcamak gibiydi...Faydasız, niteliksiz ve anlamsız.

Neden burada olduklarını tahmin edebiliyordum. Gençler çoğunluktaydı. Hayatlarının en kötü zamanında olduklarını düşünüyor acılarını burada unutmaya çalışıyorlardı. Ne yazık ki hayatlarının en kötü zamanlarında değillerdi, daha kötüsünü yaşayacaklardı. Özellikle de otuzlarına yaklaşırken istedikleri hiçbir şeyi yapamadıklarında, hayallerinin yalandan ibaret olduğunu anladıklarında ve hedeflerinin esasında vasat olduğunu idrak ettiklerinde dünyaları tam anlamıyla başlarına yıkılacaktı. Nereden mi biliyordum? kendimden.

Üniversitedeyken kulüpten, bardan ve hatta meyhaneden çıkmazdım. İçki içebileceğim ne kadar yer varsa gider onu, orada içerdim. Derdim var sanıyordum. Annemin bana hissettirdiği değersizlik hissi böyle berbat ortamlara kendimi atmama neden olmuştu. Bunun bana haklı nedeni verdiğini sanmıştım.  Hayatta tek istediği öylesine yaşayıp gitmek isteyen insanlarla arkadaş olmuştum. Ayık olduğum zamanlar o kadar azdı ki üniversitenin nasıl geçtiğini bile hatırlamıyordum. Başlangıcını ve sonunu hatırlıyordum ama...Uluslararası İlişkiler hiçbir zaman ilgi alanım olmamıştı ama denk geliyor diye yazmıştım. Okulun ilk haftaları düzgün insanlarla bir arada olmak için gerçekten savaşmıştım. Kitap kulüplerine katılmış, insanlarla sohbet etmiştim. Hatta bir ara yardım vakfına bile üye olmuştum. Ki beni biraz tanıdıysanız pek yardımsever biri olmadığımı bilirdiniz. Gizem bunu yaptığımı duyunca kahkaha atmıştı. Eh haklıydı.

Neyse elimden geleni yaptım. Düzgün bir hayatım olsun, ideallerimin üzerine ilerleyeyim, derslerim çok iyi olsun...Bir süre için bunları yaptım. Günler okul, yurt, ders ve yardım etkinlikleri çerçevesinde ilerledi. Şaşırtıcı şekilde kendimi iyi hissediyordum. Bu düzen hoşuma gitmişti. Kendimi bulduğumu bile düşündüm. Ama kendimi değil, annemin benden olmamı istediği kişiyi bulmuştum. Bunu fark etmek o kadar berbattı ki midemi bulandırmıştı. Kendimi kapana kısılmışım gibi hissetmiştim. Annemden beş saat uzaktaydım ama o her an yanımdaydı. Oysa evden ayrılırken ondan da ayrıldığımı sanmıştım. Eğer şimdi ki aklım olsaydı annemin nasıl biri olduğu gerçeğiyle yüzleşirdim. Hatanın bende değil onda olduğunu algılayabilirdim. Ve yaptıklarım bana iyi hissettiriyorsa sırf annemin istediği kalıplara sığıyor diye vazgeçmemem gerektiğini fark ederdim ama o zaman bunu yapamadım.

Yaptıklarımı tersine çevirdim.

Yardım kuruluşuna gitmedim, kitap kulübünün etkinliklerini boşladım ve yeni tanıdığım arkadaşlarımı kenara attım. Bölümde havalı takılan gruba dahil oldum. Ondan sonrası kafamın ayık olmadığı, sağlığımın bozulduğu, derslerimin çoğundan kaldığım zamana isabet ediyordu. İki yıl boyunca  bu düzende(düzensizlikte) devam ettim. Sonra bir gün içmekten hastanelik olduğumda birkaç gün ayık kaldım. O an hala kalbimde sızıya neden oluyordu. O gün kendime baktım, bedenime...Alkol almaktan o kadar zayıflamıştım ki...Yüzüm çirkinleşmiş, saçlarım cansızlaşmıştı, kan değerlerim zaten çok kötüydü.

Annemle ilgili sorunlarımı fark ettiğim ilk an o andı. Hastaneden taburcu edildiğimde bir Psikolog ile görüşmeye başladım. Ona annemle ilişkimi anlattım. Bana sorular sordu ve bende cevap verdim. Verdiğim her cevapta sorunu idrak etmemi sağladı. Ben kendi başıma bir bireydim. Ben annemin gölgesi değildim. O beni sevmiyor diye değersiz değildim.

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin