▪︎Tutkunun Tılsımı▪︎

432 22 4
                                    

Bölüm biraz gecikti. Hayat sorunları, bayramdı derken ancak şimdi vakit bulabildim. Diğer yazdıklarımdan biraz kısa oldu ama yakında yeni bir bölüm atıp bu durumu düzelteceğim. Eğer bölüm beklerken sıkılırsanız diğer kitabım olan Yanılsama'yı profilimden bulup okuyabilirsiniz. Kendinize iyi bakın🌸

İyi bayramlar😇

İyi Okumalar🖤

Kıskançlığı bertaraf et ya da kucağına otur.

Gözlerimi kapatıp ona kadar saydım. Psikologların tavsiyesini her zaman dinlemiyordum ama şu an bunu yapmam gerekiyordu. Eğer yapmazsam katil olacaktım.

6...

"Sence konuklara hangi tabakta sunum yapmalıyız?"

7...

"Sence yerleri nasıl olmalı? İsim sırasına göre mi yapsak. Of olmaz ki o zaman milletvekili sona kalır."

8...

"Dört elbise aldım ama ilk önce hangisiyle çıksam?"

9...

"Asıl hangi şarkıyla çıkış yapacağım?"

10...

"Katre beni dinliyor musun?"

Saymayı bitirdiğimde hala Elçin'i öldürmek istediğimi göz önünde bulundurursak psikologların araştırmasının doğru olmadığını söyleyebilirdim. Sabahtan başlayan çilem saat 3'te hala devam ediyordu. Üstelik bugün izin günümdü, yani kahretsin. Elçin'in hiçbir şeye karar veremeyişine delirmekle birlikte sunduğum seçeneklere burun kıvırmasına da deliriyordum. Madem beni seçmek için çağırmıştı neden isteklerimi yerine getirmiyordu?

Belki de en çirkini hangisiyse onu seçtiğimdendi. Birkaç gün önce her dediğimi kabul eden Elçin bugün uyanmış olacak ki tercihlerimi görmezden geliyordu. Küçük bir çocuk gibi davranıyordum fakat tarih yaklaştıkça delirmemek de elde değildi. Hala bu nişanı bozacak şeyi bulamamıştım. Elçin'i vazgeçirmeyi düşünmüştüm, hala da bir seçenekti ama önümde nişan yapmaya bu kadar hevesli dururken bu pek mümkün değildi. Sırf yapmak istediği için o nişanı yapardı.

Elçin ağzını açtığı sırada "İçeri gidip biraz içki alacağım sonra seni dikkatle dinleyeceğim tamam mı?" deyip cevabını beklemeden içeri yöneldim.

Nişan hazırlıkları için seçenekler Talu malikesine getirilmişti. Bahçe süslemelerle dolu bir cürcuna içerisinde olduğundan pazar yerinden halliceydi. Bu görüntü bile arkama bakmadan kaçmam için yeterli sayılırdı.

İçeri girip biraz şarap istediğimde doldurup verdiler. Bu sırada hemen arkamdan Melih'in sesi duyuldu.

"Seni daha fazla delirtmesin diye kafayı mı bulmaya çalışıyorsun?"

"Kafayı bulmak demeyelim de biraz destek alıyorum diyelim."

Güldüğünde yakışıklı yüzü daha çekici bir hal aldı. Hatta biraz da sevimliydi. Yüzünden aşağıya indiğimde her zamanki gibi açık renk bir gömlek ve  keten pantolon giydiğini gördüm. Gerçekten bu tarz onundu.

"Elçin'den biraz kaçmak ister misin?" ona gülümseyip can simidi gibi sarılmak isterken bahçeye çıkan kapının ardında perdelerin arasından birinin, çok tanıdık birinin sesi duyuldu.

"İstemez." Göktuğ perdeyi çekip içeri girdiğinde konuşmaya devam etti. "Elçin'in yardıma ihtiyacı var. Nişanımıza az kaldı. "

Gözlerim istemsizce ona çekilirken üzerinde her zamanki gibi takım yerine kot pantolon ve beyaz t-shirt olduğunu gördüm. Ne diyebilirim ki her haliyle becerilesi görünüyordu. Kulüpteki geceyi hatırladığımda gözlerimi kaçırıp Melih'e baktım.

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin