Mutlu Son/1.Kitabın Finali

201 15 11
                                    

Her yazdığım kitap değerli ama bu kitap bir başka benim için. Bu kitap sayesinde daha çok insana ulaştım, düşüncelerimi paylaştım ve etkileşim kurdum. İtiraf etmem gerekir ki finalini yazmak zordu, iki kere değiştirdim ama en iyi finalin bu olduğunu düşünüyorum. Tabi bitmedi. İki hafta gibi kısa bir süre içerisinde ikinci kitapla geleceğim. Bu arada diğer kitabımı yayınlayacağım. Tekrar görüşüne dek hoşça kalın<3

Bu bölümü, her zaman yanımda olan size, okuyucularıma ithaf ediyorum.

İyi Okumalar🤍

Sıradan insan olmak...Beni hep rahatsız etti. Şimdi bile ediyor. Sıradan bir insanın sabah uyanıp çalışmaya başladığı, işten eve gelip yemek yiyip biraz sosyal medyada gezindikten sonra uyuması bir rutinin parçası. Kabul edelim ki kulağa sıkıcı geliyor. Gerçi rutin de bu demek sıkıcılık, tekdüzelik ve istikrar. Hayatım boyunca farklı olduğumu düşündüm, özel olmak istedim. Okuduğum romanlardaki kadın karakterin yerine geçip romantik kitapta erkeğin sevdiği kadın, fantastik kitapta Kral'ın Kraliçesi, Karanlık romantizmde adamın takıntı yaptığı sevgilisi olmak istedim.

Şimdi onlardan biriydim.

Ama neden mutlu değildim?

Okuduğum kitaplarda atladığım bir şey vardı; hepsi mutlu sonla bitiyor olsa bile mutlu sona kadar sayfalardan taşan acılar çekerlerdi.

O acıyı çekecektim.

Kötü olan burada mutlu son diye bir şey olup olmadığıydı. Kurgular evreninde kalbimiz mutlu sonlarla ısınıyordu ama gerçek hayat, o sonlar ile bizi buz dolu kovaya atıyordu.

Ben hep gerçekle kurgu ayrımı yaptım. Gerçek hayatın kurgularda olduğu kadar mutlu bitmeyeceğini iddia ettim. Hep gerçekçi sonlar yazdım.

Elimde bir kurgu daha var.... gerçek hayatın birebir aktarılmış hali...

Kalem benim elimde ve ben kötü sonları yazarım.

Elli beş bin iki yüz on sekiz kelime...yaklaşık dört aydır bu kadar kelimeyi bir araya getirip yazmıştım. Kitabın yarısından fazlası önümde duruyordu. Kariyerimin kitabı olacağını biliyordum ancak bir yandan otobiyografimi yazmak bana da sürpriz olmuştu. Kendimi dahil ettiğim andan itibaren yaşayacaklarımdan habersizdim. Kısa bir hikaye olarak yer alacaktım, sonra hikaye benden ibaret hale gelmeye başlamıştı. İnsanlar okurken ne düşünür bilemiyordum. Ama ben kalbimin kırıldığını biliyordum. Bunu da yazdım. Göktuğ ile olan her kavgamı ince ince satırlara işledim. Hamile olduğumu daha az önce yazmıştım. En başından gerçekle diye başladığım hikayeye kendim için yazdığım en büyük gerçek buydu.

Hamileydim.

Bu dört ay bana bir sürü sürpriz ile gelmişti ancak bir bebek tamamen deprem yaratmıştı.

Bebeğimin babası içeride uyurken ben gecenin bir saatinde kalkmış camımdan dışarı bakıyor kafamı soğuk cama yaslayarak kurgumu yazıyordum. Uykumu kaçıran sır beni uyanık tutuyordu. Neyse ki yazabiliyordum. Yekta bey ile olan kısımlar bir şekilde geçiyordu, konu bize gelince ise duraklayarak ilerliyordum.

Kendi duygularını birine anlatmanın ne kadar zor olduğunu yeni yeni fark ediyordum. Başka karakterlere giydirerek anlattığım duyguları ilk kez ben giyiyordum ve bundan hoşnut değildim. Duygular acı vericiydi. Kendimle yüzleşmek acı vericiydi.

Kendimi hep güçlü biri olarak görürdüm, sonra bir adamla karşılaştım. Girebileceği her şekilde içime girdi, sözleriyle zihnimi doldurup bakışlarıyla kalbime işledi.

Bana sevmeyi öğretti.

Bazen onunla bir oyun oynadığıma inanıyordum. Oyunun iki kurucusu varmış gibi...Kitap bittiğinde bizde bitecekmişiz gibi...O son ikimize de çarpıp bizi felç edecekmiş gibi...

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin