▪︎Ayna II▪︎

114 8 0
                                    


İyi Okumalar🤍

Aynada kendine bak ya da seni tutsak eden adamın gözlerine.

Göktuğ'un gözlerime bakan gözlerinde beliren öfke içimde yanan ve dışarı çıkmak için savaşan endişenin yanından bile geçemezdi. Okan beklediğimden çok daha kısa zaman içinde Göktuğ'un karşısına dikilmişti, bildiği her şeyi anlatabilir ve beni mahvedebilirdi. Ve muhtemelen şimdi bunu yapacaktı.

Göktuğ gözlerini ona çevirdiğinde gözlerinde ölümü gördüğüme yemin edebilirdim. O ölümün hedefi olmadığım için kendimi şanslı hissediyordum. Eğer biraz daha şanslıysam Göktuğ Okan'ın konuşmasına izin vermeyip onu öldürürdü.

"Ne işin var burada?" diye bir soru sorduğunda kimsin sen demediğini fark ettim. Sadece neden burada olduğunu merak ediyor gibiydi.

Okan'ın kin dolu gözleri bana ulaştığında dudaklarında iğrenç bir gülümseme vardı. Stres midemi bulandırırken bu durumdan nasıl sıyrılmam gerektiğini düşünüyordum.

"Bende sana anlatacaklarım hakkında Katre'ye bilgi veriyordum."

Göktuğ bana hiç bakmadan ona bakmaya devam etti.

"Neymiş onlar?"

Telaşla onlara yaklaşıp "Beni rahatsız ediyor." dedim. "Bizi sosyal medyadan görmüş. Aramızı bozmak için yalan söyleyeceğini söyleyerek beni tehdit etti."

Ne olur inan...

Göktuğ sözlerimi umursamadan Okan'a bakmaya devam etti.

"Soruma cevap ver!"

O andan itibaren bittiğini biliyordum. Göktuğ benim yerime Okan'ı dinlemek istiyordu.

Okan tereddüt ettiğinde onu kapıdan içeri doğru itti. Kapıyı kapattıktan sonra onun kolunu tutup içerideki koltuğa itti. Ben orada dikilmiş olan biten her şeyi izlerken Göktuğ ceketini çıkarıp onun karşısına oturdu.

"Anlat." dedi tekrardan.

Okan arkasını dönüp bana bakmak için başını çevirdiğinde "Ona bir kere daha bakarsan kafana sıkarım." diye tehdit etti. Okan korkuyla önüne dönüp konuşmaya başladı.

"Dört yıl önce tanıştık. Bu evi ben tasarladım. Başta nazik ve kibardı. Birkaç kez buluştuktan sonra beni umursamamaya başladı. Mesajlarımı ve tekliflerimi ısrarla geri çevirdi. Vazgeçmeyerek sürekli denedim. Sonunda sevgili olduğumuzda her gün başka bir kavga çıkardı. Yaptıklarımı küçümseyip sürekli kırdı. O sırada bir kitap üzerinde çalışıyordu. Bir gece yazarken uyuyakaldığında yazdıklarını okudum. Beni yazıyordu. Benimle ettiği kavgaları, tavırlarımı ve neredeyse her kelimemi birebir yazıyordu. Benimle oyun oynuyordu. Sonunda bunu ona söylediğimde itiraz bile etmedi. Bana sadece daha iyi gideceğini ummuştum ancak yetersizsin dedi. Benden ayrıldı. Üstelik ben ona evlenme teklifi etmek üzereydim. Onu o kadar seviyordum." duraksayıp Göktuğ'un ifadesiz yüzüne baktı. Hiçbir sinir ibaresi görmemek onu şaşırtmıştı ancak bu ifadesizliğin ne anlama geldiğini bildiğim için ben şaşırmıyordum.

Her kelimeyle benim için sonun geldiğini görebiliyordum.

"Seni uyarmak istiyorum dostum. Bu kadın tam bir labirent. Sevilmeyi ve ilgi görmeyi hak etmiyor. Hiçbir şeye değmez. Seni de kullanmasını istemedim. Bir ruh hastasından ne kadar çabuk kurtulursan o kadar az hasar alırsın."

Bir ruh hastasından ne kadar çabuk kurtulursan o kadar az hasar alırsın. 

Bitirdiğinde sözleri için Göktuğ'a baktı.

Göktuğ ayağa kalkıp yanında durdu. Gözlerinin içine bakarken acımasızdı.

"Arkana bakmadan kaç. Eğer seni yakalarsam öldürürüm. Anladın mı?"

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin