▪︎Pamuk İpliği▪︎

202 16 10
                                    

Arkadaşlar selam🤍 Wattpad'ın açılacağını düşündüm ama görünen o ki açılmayacak. Vpn ile girmekten bir yerden sonra zorlayıcı olacaktır diye düşünüyorum. Kullandığınız uygulamalar var ise lütfen fikir olması açısından yazın🌸

İyi Okumalar💖

Hayat planlarınızın üzerine çöküp her şeyi yıktığında yaşadığınız yıkım sonunuzmuş gibi geliyor. Sonra yaşamaktan nefret ediyorsunuz. İçiniz kan ağlaya ağlaya o gün yapmanız gereken işi yapıyorsunuz ama ruhunuz işte eksik kalıyor. Bıkıyorsunuz her şeyden, durup durup olur olmaz şeylere içten içe ağlıyorsunuz. Hiçbir şey geçiremiyor içinizdeki sıkıntıyı. O anda orada olmak istemiyorsunuz ancak gidecek başka yerinizde yok. Çünkü kalbinizden yükselen derde derman olacak şey herhangi bir mekan değil, biri ya da birileri.

Günler geçtikçe hayatıma devam etmeye çalıştım. Planlarım bozulduğu için isyan etmeyi de bıraktım. Hatta planlarımı da bıraktım.

Çünkü planlarım canımı yaktı.

Elçin ve Göktuğ'un birlikte olduğunu öğrendiğim günün üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. Bu süreçte bir an bile işimi yapmayı bırakmamıştım ama bir an bile mutlu olmamıştım. Aklım bende değildi, sürekli onları düşünüyordu. Rahatsız edici görüntüler zihnimde dolaşıyor uyumama engel oluyordu. Sürekli mutsuz ölü bakışlarla, öylesine tavanı izliyordum.

Kızdığım şey Göktuğ'un Elçin'le yatması değildi. Kızdığım şey buna bu kadar yıkılmış olmamdı. Her şeyin benim için oyundan ibaretse neden bu kadar canımı acıtmıştı? Belki de bendeki buhranın nedeni kitabımı istediğim gibi yazamayacak olmaktan ileri geliyordu.

Neyse ki yazabiliyordum. Tek tesellim buydu. Yekta bey ile konuşmalarımız iyi gidiyordu ve bana anlatabileceği her şeyi anlattığı güven aşamasına geçebilmiştik. Baştan beri anlatmaya hevesliydi, sadece şimdi daha rahattı. İçinden geçen duyguları güzelleme gereği duymadan öylece bana söylüyordu. Ben anlattıkları parçaları birleştirip bir kurgu haline getiriyordum. Günlerdir düşündüğüm bir başka şey ise bu hikayenin insanları sürükleyen bir aşk masalına ihtiyaç duymayacağıydı. Belki de sadece Yekta Bey'in hikayesi yeterliydi. Kötülükler yapan Mafyanın hikayesi yeterince ilgi çekiciydi. İyi bir kitap ortaya koymuş olurdum.

Sorun şuydu ki, ortaya koymak istediğim kitap iyi değil, mükemmel olma idealiyle tasarlanmıştı. Göktuğ ve ben kitabı o ideale ulaştırabilirdik ama o her şeyi mahvetmeyi seçmişti. Kitabın sonu zaten iyi bitmeyecekti fakat şimdi hiç başlamadan kalbimde ukde olarak son bulmuştu.

Büyük bir hata yapmıştım.

Hayatla savaşabileceğimi düşünüp kaybetmiştim. Şimdi onun sızısını çekiyordum.

Her sabah yürüdüğüm giriş gözüme eskisinden daha hüzünlü görünüyordu. İlk gün bastığım toprağın yerini alan beton bana sadece başka bir acı veriyordu.

Dalgın dalgın yolda yürürken karşıdan gelen kişiyi fark etmedim. Neredeyse ona çarpacakken kollarımı tutup sabit kalmamı sağladı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Kusursuz burnunu, ağzını, gözlerini ve onu insan zaaflarına en çok yaklaştıran çenesindeki yarayı inceledim. Elim ona dokunmak için karıncalanırken kollarından kurtulup geri çekildim.

Çekildiğim anda yüzündeki gülümseme solup yerini meraka bıraktım. İki haftadır ondan kaçıp duruyordum. Geç geliyor ve erken çıkıyordum. O ise işle meşgul olarak işimi kolaylaştırıyordu. Bir iki kez karşılaştığımızda onu geçiştirmiştim. Şimdi de aynısını yapmayı umuyordum ki, o buna izin vermedi.

"Bir sorun mu var Katre?" bana yaklaşıp kendimi çekemeden yüzümü avuçlarının arasına aldı. "İyi görünmüyorsun. "

Düzgün bir uyku çekemediğim için berbat göründüğümü biliyordum.

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin