▪︎Hırsız▪︎

285 19 20
                                    


Bölüm geç geldiği için kusura bakmayın💓 Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn

İyi Okumalar 💓

Gerçeğe boyun eğ ya da ona hükmet.

Aynaya bakıyorum. Bana bakan kadın tanıdık ama bir o kadar da değil. Kendi yüzümü bu halde görmek bana farklı hissettiriyor çünkü bu halimin en ilkel yanım olduğunu biliyorum. Toplumda ket vurulan her duygumun gözlerimde belirmesini izliyorum.

O kadın her şeyi yapabilir.

O kadın kendisinden başka kimseyi umursamadan içgüdüsel olarak hareket edebilir.

O kadın sırf istedi diye birini mahvedebilir.

Ondan belki de korkmam gerekiyor. Kötülükler karmasıyla gelir ama o umursamıyor. Ona deli diyebilirim ya da psikolojisi bozuktur.

Ama o benim...

ve ben o ne isterse onu yapıyorum.

Dudağıma bordo ruju sürerken aklımdan türlü planlar geçiyordu. Bir şeye karar vermiştim ve bu karar her şeyi değiştirme potansiyeli taşıyordu. Öncelikle kitabım yeniden yazılacaktı. Sonra da ben, kendimi yazacaktım.

Elçin ve Göktuğ ilişkisi tam bir fiyaskoydu. Hatta yazılmaya değer hiçbir tarafı yoktu. Açık ilişki mevzusu her şeyi berbat bir hale getirmişti. Bu kitaba eklemem gereken aşk için iyi bir hikaye değildi.

Bende o aşkı kendimden bir parçaya dönüştürmeye karar verdim.

Sadece gerçeği yazacaktım. Bu sözü verdiğim anda yalanlarla dolu bir hikaye yazmam imkansız hale gelmişti. Fakat Göktuğ ve benim hikayemizi yazabilirdim. Nefretle başlayıp aşkla ilerleyen bir hikaye herkesin hoşuna giderdi. Ve sonu da diğer kitaplarım gibi mutsuz bitecekti. Bir süre onların istediği, bir süre sonra benim istediğim olacaktı.

Dün oturup en başından hikayemizi yazmıştım. Asansörün önündeki ilk karşılaşmamızı, bahçede beni ayakkabımın topuğunu yıkarken izlemesini, beni öpmesini...birlikte geçirdiğimiz her anı yazdım. Beni şaşırtan her anı net bir şekilde hatırlamaktı. Bunun nedenini biliyordum ama itiraf etmek can sıkıcıydı.

Elçin'i o elbise içinde onun yanında gördüğüm anda hiç olmadığım kadar tetiklenmiştim. Hırs yaptığımı biliyordum ve bunun tehlikeli olduğu apaçık ortadaydı. Yine de ne istiyorsam onu yapmaya karar verdim. Bu aptal dünyada var olduğum her anı istediklerimi yaparak geçirecektim.

Ruju çantama attıktan sonra banyodan çıkıp alt kata yöneldim. Bugün Asya burada olduğundan kahvaltı merasimi öğlene kadar uzatmıştı. Beni çağırdıklarında ise mecburen davetlerine icap etmem gerekiyordu. Az önce gelmiştim, ardından solgun göründüğümü fark edip banyoya çıkmıştım. Solgunluğum yakında olacakların acısını taşıyor gibiydi ama ben bir yazardım. Her an her şeyi felakete yorabilirdim. Bazen kelimeler drama ihtiyaç duyuyordu.

Aşağı indiğimde Ayaz'ın Çirkin ile oynadığını gördüm. Çirkin bu evde Emir'den sonraki en iyi dostum olmayı başarmıştı. Ben buradayken hep etrafımda geziniyor, mutlu mutlu oynuyordu. Onu alıp eve gitmek istiyordum ama Göktuğ'dan sevgilisinin verdiği hediyeyi çalamazdım. Yoksa çalabilir miydim?

Sevgilisini çalıyorsun da verdiği hediyeyi mi çalmakta tereddüt ediyorsun diyen sese gözlerimi devirme isteğimi bastırıp masaya oturdum. Kendime bir portakal suyu istemiştim. Kahvaltı yaptığımdan sadece meyve suyuyla onlara eşlik ediyordum.

Yekta bey her zamanki gibi Asya gelince dünyayı unutmuştu. Asya da çok farklı değildi. Gözleri babasında, eli karnının üzerinde dikkatle ona bir şeyler anlatıyordu. Asya'nın kocası işte olduğundan buralarda yoktu. Nil okuldaydı ,çok şükür, Ayaz ise bugün okula gitmek istememişti. Emir uyanması gereken saatten bir saat erken uyandırıldığı için mutsuz mutsuz önündeki yemeğe bakıyordu. Arada bir saate attığı bakışlar kahvaltı faslının bitmesini merakla beklediğinin göstergesiydi. Göktuğ ise telefonundan ekonomi haberleri okuyordu. Sıkıcılık abidesiydi!

Günahı Yazmak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin