24.BÖLÜM : RUHA DOLANAN SARMAŞIKLAR

59 19 79
                                    

Merhabalar!
Nasılsınız okurlarım? Umarım hepiniz iyisinizdir.

Bu bölüm 2230 kelime❤️

Yıldıza basmayı ve satır arası yorum eklemeyi unutmayın!

İyi okumalar dilerim!

"Ben sizin üstler dediğiniz kişilerden biriyim." 

"Tahmin etmek pek zor değildi az önce söylediklerinizden sonra," dedim sakince. 

"Haklısın, şimdi kahvaltınızı yapın sonra size istediğiniz hayatı verecek olan plan üzerine konuşalım." 

"Bir şeyi çok merak ediyorum," dedi Barış sert bir ses tonuyla. Sanırım ilk kez bu kadar ciddi görünüyordu. "Bunu bize neden yaptınız? Hayatlarımızı neden mahvettiniz? Çocukluğumuzu neden ellerinizin arasına hapsettiniz? Katil olmamızı neden sağladınız?" 

"Hepsini anlatacağım. Şimdi kahvaltı-" diyen İhtiyarın cümlesi Barış'ın oturduğu yerden ayağa fırlaması ve ellerinin İhtiyarın boğazına sarılmasıyla bölündü. Yağız oturduğu yerden kalkıp hızla Barış'ı geriye doğru çekmeye başladı. Ancak Barış kırmızı rengine dönen yüzünü ve ellerini İhtiyardan çekmedi. Ayza ve Evren hızla Barış'a doğru atılırken ben, Aren ve Serra sessizce onları izliyorduk. 

"Barış geri çekil!" dedi Evren sıçramamı sağlayacak kadar yüksek bir ses tonuyla. "O adam bize bu lanet hayatın içinden çıkmamız için yardım edecek!" 

"Evren haklı," dedim sakince. "Geri çekil Barış." 

Barış geri çekilip hızla odadan çıktı. Aren arkasından giderken sessizce izlemekle yetindim. Üstlerin hepsini kendi ellerimle boğmak istiyordum ancak biraz sabretmem gerekiyordu. 

AREN 

"Barış!" dedim koşarcasına dışarı çıkan adamın arkasından. Derin bir nefes alıp koşarak çıktım üst kata. Gece kaldığı odaya girip kapıyı açık bıraktığını görünce hızla arkasından içeri girdim. 

"Aren biraz yalnız kalmak istiyorum," dedi balkon kapısını açıp balkona girerken. Umursamadan arkasından balkona girdim. "Lütfen Aren..." 

"Olmaz, Barış bu defa olmaz." 

Ellerini demir korkuluklara yaslayıp başını ellerine yasladı. Hafifçe omuzlarının sarsıldığını görünce şaşkınlıkla dudaklarımı araladım. Ağlıyor muydu? 

Her zaman gülümseyen Barış ağlıyordu. 

"Aren, ben hiç iyi hissetmiyorum..." Şaşkınlıktan aralanmış olan dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirip ellerimle saçlarımı omzumdan geriye ittim. Küçük adımlarla Barış'a yaklaştım ve elimi omzuna koyup hafifçe sıktım. Başını kaldırıp mavinin en güzel tonu olan gözlerini gözlerime çevirdi. Gözlerinin çevresi kızarmaya başlamıştı. Bu görüntüyü sevmemiştim. 

Biri üzüldüğünde ne yapılırdı bilmiyordum ama sarılmak iyi gelirdi değil mi? 

Ben sarılmayı sevmezdim ama Barış iyi hissedecekse benim ne hissedeceğimin bir önemi yoktu. 

Ellerimi omuzlarının üzerinden geçirip sarıldım. Yüzümü boynuna gömüp kokusunu içime çektim. Burnuma gelen deniz kokusunu anımsatan kokuyla daha çok vücuduna sokuldum. Ellerini belime koyup yüzünü saçlarıma gömdüğünü hissettim. Dakikalarca bu şekilde kaldık. O saçlarımın arasına göz yaşlarını akıttı ben ise denizi anımsatan kokusunu soluyup sıkıca sarıldım bedenine. 

YARALI RUHLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin