26.BÖLÜM : TİK TAK

99 8 80
                                    

Merhabalar!
Sizlere bir hafta geciktirdiğim bölüm ile geldim...
Bazen bölümü geç yayınlıyorum hayatın akışına yetişemediğim için.

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn!

İyi okumalar dilerim!

İfadeden yoksun bakışlarımla karşımda duran kadını süzdüm. Küçük, yuvarlak yüzü oldukça solgundu. Zayıf bedenini saran beyaz elbisesi boldu. Beyaz rengindeki elbisesinin açıkta bıraktığı kollarında yer yer morluklar vardı. Gördüğü işkenceler bedenine zarar vermişti. 

"Dolunay," dedi emin olmak istercesine. Sesi çok narin ve inceydi. "Sen misin?" 

Işıldayan kahverengi gözlerini yüzümde ve bedenimde gezdirdi. İnce dudaklarını ıslatıp yutkundu, heyecanla cevabımı bekliyordu. 

"Evet." 

Cevabımla alt dudağı titremeye başladı. Sağ gözünden bir damla yaş akarken derin bir nefes alıp hızla bana doğru adımladı. Bedenimi iki kolunun arasına aldı, yüzünü boynuma gömüp kokumu derince soludu. İçimde hissetmeye başladığım öfke dağılırken iki kolumu kadının sırtına koyduğumu fark ettim. Neden sarıldığımı bilmiyordum. 

Hıçkırarak ağlamaya başladığında sırtını sıvazladım. O ağladıkça kalbimde ince bir sızı hissetmeye başladım. 

Derin bir nefes alıp daha sıkı sarıldım zayıf bedenine. Dakikalarca hıçkırarak ağladı ve bende sırtını sıvazlayıp rahatlatmaya çalıştım. Sonunda hıçkırıkları kesilince kollarımın arasından çıkıp bir adım geriledi. Ağlamaktan kızaran gözlerini yüzümde gezdirip büyümüş olan Dolunay'a ışıldayan gözleriyle baktı. 

"Annene benziyorsun," dedi derinden gelen bir sesle. Ben yutkunup kahverengi gözlerine bakmaya devam ederken o da beni inceledi. 

"Kaç sene beni aradı?" 

Sorumla yüzü düşerken benden uzaklaştı. Direkt bu soruyu sormuş olmam doğru değildi, farkındaydım. Cevabını vermek istemediği bir soruyu sorduğumu biliyordum ama cevabını bilmek istiyordum. 

"Sen gittiğinde annen otuz bir yaşındaydı," dedi yüzüme bakmaktan kaçınıp etrafta bakışlarını gezdirirken. "Vefat ettiğindeyse kırk dört yaşındaydı. Annen geçen sene öldü Dolunay..." 

Duyduğum sözler kalbimde hissettiğim sızının artmasına sebep olurken gözlerimi sıkıca yumdum. 

Annem bir sene önce vefat etmişti. 

Ben anneme ulaşabilmek için bir sene geç kalmıştım. 

Ben anneme bir yıl geç kalmıştım... 

On bir sene beni aramış ve kansere yakalanınca vefat etmişti. İçindeki umudu hiç yitirmeyip on bir sene beni aramıştı. Ölmüş olduğuma inanmamış ve beni aramaya devam etmişti. 

Babam, annem gibi umutlu olamayıp benim öldüğüme inanmış ve bunu kabullenmekte zorlanıp intihar etmişti. 

Aldığım nefeslerin yetmediğini hissetmeye başlayınca gözlerimi açıp arkamı döndüm ve evden çıktım. Bahçede durmayıp evin arka tarafına doğru ilerlemeye başladım. Bir elimle boynumu sıvazlayıp derin nefesler alırken kendimi denizin dalgalarının arasına bıraktım. Gözlerimi sıkıca kapattım gerçekleri görmek istemezcesine.  

Yüzeye çıkmadan ilerlemeye devam ettim. İçimde hissettiğim acı göğsümü alev alev yakmaya devam edince yüzeye çıktım. Yüzüme yapışan saçlarımı geriye itip gözlerimi araladım. Hızlı aldığım soluklar içimdeki alevi söndürmekten ziyade harlıyor gibiydi. 

YARALI RUHLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin