5.BÖLÜM : YENİ EKİPLE İLK GÖREVE HAZIRLIK

208 104 136
                                    

İyi okumalar canlarım! 



"Evren'e telefonla arayıp söylemiştim aslında ancak sana bir türlü ulaşamadım Dolunay." Boğazını temizleyip elindeki mendili tekrar kanayan dudağına bastırdı. "Yarın bu kocaman ekip ilk görevine çıkıyor, bunu söylemeye geldim." 

Birbirimizi tanımamıza bile fırsat vermeyeceklerdi. Hâlâ Evren'in elinde duran bıçağı elinden alıp sudan geçirdim. Tekrar önümdeki sebzeleri doğramaya başladım. 

"O malzemeler hepimize yetmez ki. Hatta iki kişiye ancak yeter." Barış'a ters ters bakıp işime devam ettim. 

"Hepimiz için hazırladığımı da nereden çıkardın? Ben sadece kendim için hazırlıyorum bunu." Mutfak dolaplarını açıp içine baktım, doğradığım sebzeleri içine koyabileceğim bir kap çıkardım. 

"Dışarıdan isteyelim o zaman," dedi Evren telefonunu cebinden çıkarırken. 

"Ben dışarıdan hiçbir şey yemem," dedi Barbie. "Sağlıklı değiller ve kilo aldırıyorlar. Zaten yemediğimi biliyorsun Hayatım." 

Hayatım? Gerçekten mi? 

Yaşadığımız hayata bakınca birine hayatım diye seslenmenin hakaret olabileceğini düşünüyorum. 

"Hayatım mı? " dedi Barış. Bir kahkaha atıp kafasını iki yana salladı. "Yaşadığımız hayatı göz önünde bulundurursak sevinirim." 

Barbie gözlerini devirip Evren'in yanına geçti. Evren pekte onu görüyor gibi durmuyordu. Elindeki telefona gömülmüş durumdaydı. 

Aren makarna yaparken Ayza da salata yaptı ve  minik bir sofra hazırladık kendimize. 

Evet, üçümüz dışında kimin ne hali varsa görebilirdi. 

Barış dudağını ısırarak hazırladıklarımıza bakarken gözlerimi devirdim. Kolunu tutup minik sofraya dahil ettim onu da. Dördümüz birlikte afiyetle yemeklerimizi yiyebilirdik. 

***

Evren telefondan yiyecek bir şeyler sipariş etmişti, ekibin geri kalanı da karnını doyurmuştu. Bizde yemeklerimizi yiyip birlikte etrafı toplamıştık. Kadir'in görev hakkında vereceği bilgileri dinlemek için bodrum kata gelmiş bekliyorduk. Bizimle merdivenleri inerken telefonu çalmıştı, dışarı çıkmış ve henüz geri gelmemişti. 

Bodrum kata indiğimizde beklediğim gibi bir yer olduğunu görmüştüm. Küçük bir koridor ve üç kapı görünce hepsini açıp içeriye bakmıştık. Birinde oldukça büyük bir spor salonu vardı. Diğerinde büyük bir masa, sandalyeler ve küçük bir oturma grubu vardı. En sevdiğim üçüncü oda olmuştu. İçeride kesici aletler, silahlar ve bir sürü işkence aleti vardı. Hepsini incelemek istiyor olsam da ikinci odaya gelmiştik. 

İnsanlara işkence etmekten zevk almıyordum. İnsan olamayacak kadar karanlığa bürünmüş olan insanlara işkence yapmak bana iyi geliyordu. 

Kendimden daha karanlığa bürünmüş insanları görmek etkiliyordu belki de. 

Barış yine saçma sapan konuşup Aren'i sinirlendiriyordu, diğerleri onlara bakıp gülerken ben hepsinin üzerinde bakışlarımı gezdiriyordum. Tek sıkıntılı görünen Evren'di. Hâlâ not konusunu düşünüyordu sanırım. 

Benim kafama takılan asıl konu, doğal gaz borularına tırmanarak dördüncü kata kadar tırmanmış olan bir örümcek adam yada kadın olmasıydı. Her kimse artık gerçekten esnek bir vücuda sahip olduğu kesindi. 

"Ayza mesela," dedi Aren. "Adamlara işkence ederken vücutlarına çizgi film karakterleri çizmekten zevk alıyor." 

Barış yüzünü buruştururken Barbie iğrendiğini gösteren bir ifadeyle Ayza'ya bakıyordu. 

YARALI RUHLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin