GİRİŞ

627 142 119
                                    

Merhabalar!
Buraya ilk kez bir kitap yazıyorum ve çok heyecanlıyım. Uzun süredir bunu yapmak istiyordum ancak bir türlü cesaret edemiyordum. Sonunda cesaretimi topladım ve çok şükür buradayım.
Neyse sizi tutmayayım.

Hepinize iyi okumalar!

Ben Dolunay Akinal. Henüz on yaşındayım.

Babam ve annem yok. Öldüler...

Bundan aylar önce annem ve babamla birlikte lunaparka gittik. Saatlerce birlikte vakit geçirdik ancak o saatlerin ailemle geçirdiğim son saatlerim olduğunu bilmiyordum.

Ormanın içindeki lunaparktan çıkıp arabaya bindik birlikte. Arabanın içinde Eylem Aktaş - söyleyemedim şarkısına eşlik ederek yol alıyorduk.

"Sana ben şiirler, sözler büyüttüm.
Sana ben baharlar, yazlar büyüttüm.
Sana ben hummalı gizler büyüttüm.
Söyleyemedim."

Hayat bir anda var eden ve bir anda yok edendi. Bunu en acı şekilde öğrenmiştim.

Üstelik henüz on yaşında öğrendim.

Annem elini çeneme koyarak yüzümü kendine doğru çekti. Bende yakınlaştım hemen. Başımın üzerine bir öpücük kondurdu.

"Bende istiyorum kızımı öpmeyi," dedi babam. Hızla öne eğilip öpmesi için yanağımı yakınlaştırdım yüzüne. Hızlıca öpüp tekrar önüne döndü.

"Baban çok kıskanç kızım," dedi annem kıkırdayarak. Bende kocaman bir gülücükle karşılık verdim anneme.

"Kıskanç biriyim. İkinizi de kıskanıyorum," dedi babam gülerken.

Bakışlarım annem ve babamın üzerinde geziniyordu ki bir anda annem çığlık attı.

Ben ne olduğunu anlamadan sağ tarafımızdan aldığımız darbe ile araba savruldu. Ben arka taraftaki iki koltuğun arasındayken bir anda Sol tarafımdaki cama doğru savruldum ve kafamı cama çarpıp bayıldım.

Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum. Öksürerek yerimde kıvranmaya başladım. Gözlerimi açıp annem ve babama bakmak için öne doğru eğildim. Önce babama çevirdim bakışlarımı ki babamı görmemle tiz bir çığlık atmam Bir oldu. Yüzü kandan görünmüyordu. Babamın üzerinden bakışlarımı çekip anneme baktım. Annemin yüzünde kan vardı ancak babamın yüzünde olduğu kadar değildi. Boynundan kan aktığını gördüm. Elimi omzuna koymak için uzandım ancak bacağımda hissettiğim ağrı ile bağırdım ve kendimi geriye doğru çektim.

Bakışlarımı bacağıma indirdiğimde gördüğüm kanlarla ağlamaya başladım. Ayak bileğimin biraz üzerinde bir kesik vardı. Acıdığını hissetmemiştim oysaki az önce.

Bacağıma bakmayı bırakıp tekrar öne doğru eğildim ve anneme doğru elimi uzatıp omzuna hafifçe vurdum. Bir şeyler mırıldandı ancak anlayamadım. Biraz daha öne eğildiğimde yüzünün yarısını görebiliyordum. Gözleri yarım açık bir şekilde tekrar bir şeyler mırıldandı, ancak yine anlayamadım.

"Anne iyi misin? Bacağım ağrıyor anne. Babamın yüzünde kan var, çok fazla kan var yüzünde!" içimdeki korku ve heyecan sesime de yansımıştı. Mutluluk heyecanlandırmıştı bugüne kadar beni ancak korku da heyecan verici oluyormuş. Şuan anlıyordum.

"Sakin ol Dolunay. Baban iyi olacak. Yaralandın mı? İyi misin?"

Bakışlarım bacağıma kaydı ancak annem çok kötü görünüyordu yaram olduğunu söylersem daha kötü olurdu.

"iyiyim ben anne."

" Sakin ol. Şimdi sakince arabanın kapısını açmaya çalış."

Derin bir nefes alıp sol tarafıma döndüm. Sol tarafımdaki kapıyı açmaya çalıştım ancak açılmıyordu. Yaralı bacağıma dikkat ederek sağ tarafıma doğru kayıp kapıyı açmaya çalıştım ve açıldı.

YARALI RUHLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin