17.BÖLÜM : GARİP OLAYLAR

135 78 125
                                    

Merhabalar! 

Size yeni bölümle geldim. 

Bölümde kadına şiddet benzeri olaylar olacak. Rahatsız olanlar okumasın lütfen! 

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn. 

İyi okumalar dilerim! 




Hayatın bizlere neler getireceğini bilemezdik. Bazen mutlu olurduk, bazen mutsuz. Bazen severdik, bazen sevilirdik. 

Ben sadece bir gün içinde hem mutlu olmuştum hem de mutsuz. Hem sevmiştim hem de sevilmiştim. Ancak insanın bir çıkmazın içinde olduğunu düşündüğü anlar olur ya, ben tam olarak öyle bir andaydım. 

Bilinmezlik duvarları etrafımı sararken buradan nasıl çıkacağımı bilmiyordum. Hapsolmuştum ve çıkışın nerede olduğunu bilmiyordum. 

İki kapı vardı karşımda. Birinci kapı, beni sevecek bir adama çıkıyordu ancak ben emin olmadığım hislerle o adamı terk edip hüsrana boğuyordum. 

İkinci kapı, sevdiğim ve sevildiğim halde birbirimizden uzak kalıp üzgün bir hayat yaşamamızı sağlıyordu. 

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Dibine doğru çekildiğim bu okyanusta boğulmadan bir çıkış bulmak zorundaydım. 

İçimi çeke çeke oturduğum yerden doğrulmaya çalışıyordum. Bacaklarım istifasını vermiş gibiydi. Bedenimi taşıyamıyorlardı. Ellerimi yere yaslayıp kalkmaya çalıştım. Bu defa başarılı olduğum için şükürler ederek geniş odanın banyosuna yavaş adımlarla yürüdüm. İçeri girince aynaya bakmadan elimi yüzümü yıkadım. Nasıl göründüğümü bilmiyordum. Uzun süredir güçsüz olduğumu görmemiştim. Şimdi de görmek istemiyordum. 

Dolaptaki havlulardan birini alıp ellerimi ve yüzümü sildikten sonra banyodan çıktım. Daha önceleri de kalmış olduğum oda gri ve beyaz renginden oluşuyordu. Odanın içinde çok eşya yoktu. Geniş terasa açılan kapının yanındaki iki duvar içi kitap dolu raflarla doluydu. Yatak odanın köşesinde terasın tam karşında yer alıyordu. Küçük bir giysi dolabı yatağın sol tarafındaydı. Odanın içinde sadece bu kadar eşya vardı. 

Derin nefesler alarak içimdeki yanma hissini atmaya çalışırken odanın kapısı çaldı. Teras kapısını açıp geniş terasa çıkarken kısık sesle 'gel' dedim. 

Kimsenin olmadığı sahil de denizin darbelerinin sesi yankılanarak dağılıyordu. Geniş arazinin tamamını satın aldığım için buraya kimse gelemezdi. 

Küçük adım sesleri terasın içinde duyulurken batan güneşin ardında bıraktığı turuncu rengin denizdeki yansımasını izlemeye devam ediyordum. Ayza yanıma geldiğinde tek kelime etmeden denizi izlemeye başladı. Dakikalarca denizi izledikten sonra küçük adımlarla ilerleyip terasın köşesindeki iki sandalyeden birine oturdu. Diğerine de ben oturdum. 

"Neyin var Ayza?" Kısık gözlerimle yüzünü izliyordum ancak oldukça ifadesiz bakıyordu. 

"Evren abim olduğunu öğrendi." Gözleri dolarken bakışlarını etrafta gezdiriyordu. Akmaması için çabaladığı gözyaşı sağ yanağının üzerinde ince bir yol çizerken omuzları sarılmaya başladı. "Hiçbir şey söylemedi. Sanırım beni abim de terk edecek Dolunay..." Hıçkırıklarla bölünen cümlelerini kurmakta zorlanıyordu. "Elimi bırakacak... Ama elimi bırakması için tutması gerekiyor değil mi?" 

Hiçbir şey demeden sandalyemi yanına yaklaştırıp Ayza'yı kollarımın arasına aldım. Hıçkırarak ağlamaya devam ederken saçlarını okşayıp yanında olduğumu göstermeye çalışıyordum. 

YARALI RUHLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin