Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim onu. Asla. O benim için ölmüştü. Bende onu gömdüm. Ruhumu tamamladı sanıyordum. Meğer o kendine orada...
Okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın.
YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN...☆☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hatalı olduğumda beni sev, korktuğumda bana sarıl ve gittiğimde beni tut. Çünkü ihtiyacım olan her şey sensin..."
|| La Délicatesse
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sadece Acı"
"Yanlarına gittiğimizde, sakın olay çıkartma." Akın'la birlikte asansöre doğru yürüyorduk. Birazdan ihale davetini konuşmakiçin bir toplantıya katılacaktık. Ve kavga çıkma olasılığı yüksekti. Akın Bey sağolsunlar.
"Bana emir vermeyibırak, Mira." Akın sert konuşmasada sesindeki uyarıyı anlayabiliyordum. Ama bunlar bana sökmezdi. Bunu bilmesine rağmen hala böyleolması da ayrı meseleydi tabiki.
"Sana emir vermedim, Akın." Asansörün önüne geldiğimizde sinirle tuşabastım. Ama nasıl basmak.
Kaçamak bakışlarla Akın'a baktığımda onun zaten bana baktığını gördüm.
"Uyarı yaptın demek?" Soru sorar gibi kaşlarını çattığında başımıaşağıyukarıyavaşça hareket ettirdim. Emir verme işinden daha fazla sinirleniyordu uyarı kelimesine. Ama ben zaten bunu bilerek yapıyordum. O yüzden sorun yoktu.