Yeni bir bölümle herkese merhabaaaaa
Gecenizi aydınlatmaya geldimmmm
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ♡♡♡
Okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın.
YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN...☆☆
"Hatalı olduğumda beni sev, korktuğumda bana sarıl ve gittiğimde beni tut. Çünkü ihtiyacım olan her şey sensin..."
|| La Délicatesse
"Sadece Acı"
"Yanlarına gittiğimizde, sakın olay çıkartma." Akın'la birlikte asansöre doğru yürüyorduk. Birazdan ihale davetini konuşmak için bir toplantıya katılacaktık. Ve kavga çıkma olasılığı yüksekti. Akın Bey sağolsunlar.
"Bana emir vermeyi bırak, Mira." Akın sert konuşmasada sesindeki uyarıyı anlayabiliyordum. Ama bunlar bana sökmezdi. Bunu bilmesine rağmen hala böyle olması da ayrı meseleydi tabiki.
"Sana emir vermedim, Akın." Asansörün önüne geldiğimizde sinirle tuşa bastım. Ama nasıl basmak.
Kaçamak bakışlarla Akın'a baktığımda onun zaten bana baktığını gördüm.
"Uyarı yaptın demek?" Soru sorar gibi kaşlarını çattığında başımı aşağı yukarı yavaşça hareket ettirdim. Emir verme işinden daha fazla sinirleniyordu uyarı kelimesine. Ama ben zaten bunu bilerek yapıyordum. O yüzden sorun yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Düğümü
Ficção AdolescenteAyağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim onu. Asla. O benim için ölmüştü. Bende onu gömdüm. Ruhumu tamamladı sanıyordum. Meğer o kendine orada...