Herkese yeni bir bölümle merhaba.
Hiç uzatmadan bölümü yazmak ve bir an önce bitirip okumanızı sağlamak istiyorum. O yüzden bölüm sonunda görüşmek üzere diyip kaçıyorum.Öpüldünüz..♡♡
Bölümü okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın..
(Cidden neden basmıyorsunuz?)YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN..☆☆
"Ve sanırım beni ölüm döşeğimden çağırsan, birden ayağa kalkıp sana gelecek gücü bulurdum..."
Stefan Zweig
"Yıldızların Altında"
"Bu kadar güzel olmak senin suçun. İzliyorum diye bana kızamazsın. Bizde ekmeğimizin peşindeyiz."
Sıçış günlükleri bilmem kaç?
Neeeeee!
Bir dakika o ne dedi?
Ben yanlış duymadım dimi?
"Ha?" Evet kafam o kadar güzel olmuştu ki tek dediğim şey bu olmuştu.
Ha?
Daren gülerek arkasına yaslandığında ben hala aynı pozisyonda duruyordum. Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakmaya devam ettiğimde o keyifle gülümsüyordu.
Haksızlık bu ya?
Beni bu kadar çabuk alt edemezdi!
Kendimi toparlayıp kaşığımı elime aldım ve sinirle pilav doldurdum ağzıma.
...
Birlikte motora doğru yürüdüğümüz sırada yanımıza doğru yaklaşan kadına baktım. Ellerindeki çiçekleri Daren'e doğru uzatıp gülümsediğinde konuşma engelli olduğunu fark ettim.
Beni işaret edip kırmızı bir gülü bana uzattığında Daren bana baktı.
"İster misin?" Dediğinde gülümseyerek kafamı salladım. En azından kadına yardımcı olmuş olurduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Düğümü
Ficção AdolescenteAyağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim onu. Asla. O benim için ölmüştü. Bende onu gömdüm. Ruhumu tamamladı sanıyordum. Meğer o kendine orada...