altıı

8.7K 452 12
                                    

~~

"Nazlı, kızım bir dalgınsın bugün bir şey yoktur inşallah?"

"Yok Ayşe teyzem, yorgunum biraz ondandır."

Ayşe teyze başını salldıktan sonra önündeki hamuru yoğurmaya devam etti. Ayşe teyze tek başına yaşayan yaşlı bir kadındı Nazlı da çoğu zaman ona yardıma gelir yapamadığı ağır işlerde yardımcı olurdu. Bugün ekmek yapmak için Nazlıyı çağırmıştı ama Nazlı çok dalgındı. İki gündür düşünmekten doğru düzgün uyuyamamıştı.

Toprağın gelip söylediği sözlerden beri aklı ve kalbi savaş içindeydi sanki.

Korkuyordu...

Evlenmekten, kendi evinden başka bir eve gitmekten, babasını tek başına bırakmaktan korkuyordu.

Bir şans istemişti Toprak, denemek bir yola beraber baş koymak için. Tanıyalım birbirimizi demişti. Nazlı bir yandan da şaşırıyordu daha geçene kadar Allah sahibine bağışlasın dediği adam şimdi onunla evlenmek istediğini söylüyordu.

İçinde kendinden bile habersiz ekilen aşk tohumu can suyunu almış hareketlenmeye başlamıştı. O tohum
kocaman dalları olan altında aşıkların buluşacağı koca bir ağaç olmayı bekliyordu.

Ancak içini yiyip bitiren bir korkuda vardı. Babası. Babasını tek başına nasıl bırakıp gidecekti. Olmaz dedi kendi kendine onu büyüten bir gün bile of demeden onun için çabalayan adamı nasıl tek başına bırakıp giderdi yaban köylere.

En sonunda düşünmeyi bırakmak için Ayşe teyzeyle konuşmaya karar verdi.

"Ayşe teyze sen kaç yaşında evlenmiştin ?"

Gözleri hüzüne bulanan yaşlı kadın cevap verdi:

"16 yaşındaydım ben evlendiğimde. Ah Nazlı kızım öyle küçüktüm ki hiç bir şey bilmez hiç bir şeyden anlamazdım daha dışarıda oyun oynamam gereken yaşta evlendirdi babam. Tanımazdım İbrahim amcanı ne görmüş ne duymuştum. Amma öyle iyi bir adamdı ki beni kimseye ezdirmedi kimseye hakkımı yedirmedi bana en iyisini en doğrusunu hep o öğretti. Her şeyim o oldu dünyada. Üç kuruş başlık parasına beni satan ailemi unutturdu en güzel aile oldu. Yorulduğum yerde kendine yasladı."

"Nurlar içinde yatsın." Dedi Nazlı.

" Amin kızım. Allah seninde karşına İbrahim amcan gibi temiz yürekli adam çıkarsın."

"Amin."

"Evlilik çok güzel şey kızım. İnşallah ömrüm yeterde seninde evliliğini görürüm."

"Aman Allah gecinden versin öyle deme teyzem."

"Yok kızım yok İbrahimimden sonra tadı tuzu kalmadı bu dünyanın."

Ekmekler pişene kadar sohbet ettikten sonra. Ayşe teyzenin Veli oğluma da götür dediği pidelerle evine doğru yol aldı Nazlı.

Eve geldiğinde her zamanki gibi bahçedeki masada oturan babasını gördü. "Selamün aleyküm Baba. Ayşe teyze peynirli ekmek gönderdi soğumadan sıcak sıcak ye. Bende ayran yapayım yanına." Diyerek masaya ekmekleri bıraktığı gibi içeri koştu.

Ayranı yaparken saate baktığında Toprağın çeşmeye gelmesine bir saat kaldığını fark etti. İçi içini yesede gitmeyeceğim dedi. Babamı tek bırakamam.

Yaptığı ayranıda alıp bahçeye babasının yanına çıktı. Babasının karşısına oturdu. Ekmeğinden yiyen Veli bey iki gündür kızının bu dalgın haline bir türlü anlam veremiyordu.

"Kızım iyi misin?" Diye sordu en sonunda.

"Çok şükür baba. Sen nasılsın?"

"Bu günümüze şükür kızım. Ben seninle bir şey konuşacaktım."

Nazlı konuşalım dercesine başını salladı.

"Kızım bilirsin evlilik yaşın geldi. Sakın beni yanlış anlama asla seni başımdan göndermek için evlenmeni istemem. Niyetim seninde bir yuvan, ailen olsun. Anneni ansızın kaybettik, benimde sonumun aynı olmayacağının garantisi yok. Benim isteğim ben de bu dünyadan göçüp gittiğimde tek başına kalmaman."

"Olur mu öyle şey baba? seni bir başına bırakıp nasıl evlenirim."

"Olur kızım bal gibide olur. Çok şükür elden ayaktan kesilmedim. Yiyecek rızkım varsa yerim. Şu güne kadar baktığımız büyüttüğümüz bir ineğim bir kaç tanede tavuğum var, onlar ben ölene kadar bana yeter. Ben öldükten sonra da bu ev bu hayvanlar sana kalır ister bakar ister satarsın sana kalmış. Amma bilki ben ölene kadar her ne olursa olsun bu ev senin evin. Evlendiğinde yuvanı kurduğunda başına gelen en ufak şeyde burası senin ilk geleceğin yer sakın bunu unutma. "

Nazlı karma karışık olmuş bir şekilde masayı izlemeye devam etti.

"Sakın kendini bana bakmaya da zorunlu hissetme kızım. Bilirim sen evlendikten sonrada beni unutmazsın gelir gidersin. Hem benimde artık torun sevme yaşlarım geldi."

Utançla başını eğdi Nazlı. Babasından hiç böyle bir konuşma beklememişti. "Haydi kızım ben biraz uyumaya odama gideceğim."

"İyi uykular baba." Diye cevap verdi.

Veli bey odasına çekildikten sonra bahçede bir kaç tur atan Nazlı en sonunda "Allah'ım sen verdiğim karardan beni utandırma." Diyerek yola koyuldu.

~~~

Yaklaşık bir saattir çeşmenin önünde ki taşta oturan Toprak. Solan son umuduyla kalktı yerinden stresten buz gibi olmuş elindeki sigarasını söndürdü. Kırışan kıyafetlerini düzeltti.

Bakışları çeşmeye döndüğünde anılar bir bir düştü gözünün önüne. Nazlıyı ilk gördüğü yerdi burası. Nerden bilebilirdi ki ilk gördüğü an dönüp bakmadığı kızı bugün aynı yerde kalbi ağzında bekleyeceğini.

Sıkıntılı bir nefes verdi " Nasip değilmiş." Dedi arabasına doğru yürürken. Tam binip gideceği sırada arkasından gelen sesle soldu sandığı tüm umutları tekrar yeşerdi.

"Toprak geldim gitme..."

~~~~~

Birazcık kısa bir bölüm oldu ama benim içime çokk sinen bir bölüm oldu

Umarım beğenirsinizz

Simdiden okuyan herkese çok teşekkür ederimm

KIZILCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin