KIZILCA

on yedi

Nazlı en son eşarbınıda taktıktan sonra bahçede onu bekleyen Toprağın yanına çıktı. Nazlının gelmesiyle Gülsüm hanıma veda ettikten sonra arabaya binip kasabaya doğru yol aldılar.

Nazlı başını koltuğa yaslayıp dışarıyı izlerken Toprakta yola bakan gözlerini arada bir Nazlıya çeviriyor onu izliyordu. Uzun yolculuk sonunda bittiğinde birlikte arabadan indiler.

İkili dükkânların olduğu sokağa doğru yürürken Nazlı yan yana duran ellerinde bir temas hissetti. Eline baktığında Toprağın büyük elleri Nazlının parmaklarını sarmıştı. Nazlı bu görüntüye gülümseyip Toprağın elini tamamen tuttu. Başını kaldırıp Toprağa baktığında Toprağın onu zaten gülümseyerek izlediğini gördü.

El ele tutuşan çift tüm dükkanları tek tek gezdiler eksikleri tamamladılar tabii bu sırada Toprağı tanıyan bir çok kişi hayırlı olsunlarını dile getirirmeyi ihmal etmiyordu. Sonunda tüm eksikleri almışlardı almasına ama Nazlının ayaklarına karasular inmişti.

Ellerindeki tüm poşetleri arabaya yerleştirdiklerinde Toprak "Aç mısın Nazlım bir şeyler yiyelim mi?" Diye sordu.

Nazlı başını hafifçe salladıktan sonra "Evet biraz acıktım." diye cevap verdi. Beraber yemek yemeye gittiklerinde Toprak Nazlı'nın yemek yiyişine bile hayran oluyordu. Yemek yerken bile nasıl bu kadar güzel olabilirdi. Tüm yemek boyunca gözlerini Nazlıdan ayırmadı. sonrasında birlikte arabalarına binip köylerine doğru ilerlemeye başladılar.

Araba Nazlı'nın evine yaklaşırken Nazlı "Toprak şurada duralım da babam ve kendim için kıyafet alıyım. Kaç gündür Güneşten giyiniyorum." dedi. Toprak arabayı durduktan sonra beraber eve doğru ilerlemeye başladılar Nazlı kıyafetlerini ve babasının kıyafetlerini aldıktan sonra bahçede çiçeklerle ilgilenen Toprağın yanına çıktı.

Toprak "Hazır mısın? diye sorduğunda başını salladı ve birlikte arabaya doğru ilerlemeye başladılar tam arabaya binecekken arkalarından seslenen Ayşe teyzenin sesini duydular. Ayşe teyze yanlarına geldiğinde" Nazlı kızım iyi misin?" diye sordu Nazlı hemen Ayşe teyzenin elini öptükten sonra "Çok şükür Ayşe teyze Sen nasılsın?" dedi

"İyiyim kızım iyiyim. Kaç gündür yoksunuz bir şey oldu diye çok korktum Veli oğlum nerededir ?"diye sordu. Nazlı olan biteni anlattığında Ayşe teyze telaşla Veli beyin iyi olup olmadığını sordu "Merak etme Ayşe teyze durumu iyi, doktorlar bir kaç güne dahada iyileştir dediler" Yaşlı kadın geçmiş olsun diyerek Nazlıya sarıldı.

Toprak kendini tanıttığında onunla da tanıştıktan sonra ve hayırlı olsunlarla onlara veda edip kendi evine doğru geçti.

Genç çift birlikte arabalarına bindikten sonra evlerine doğru ilerlediler. İkiside gerçekten çok yorulmuştu. Eve vardıklarında hava kararmak üzereydi. Nazlı eve geçerken Toprakta arabadakileri indirdi ve Nazlının arkasından içeri geçti.

Mutfakta yemek hazırlayan Gülsüm hanım ve güneş'in yanına geçen Nazlı hemen onlara yardım etmeye başladı. Sonunda yemekler yenildikten ve bulaşıklar toplandıktan sonra beraber Nazlının ve Güneşin kaldığı odaya geçip bugün aldıklarını incelemeye başladılar. Beraber hepsini tek tek inceledikten sonra saat çok geç olmuştu bile. Gülsüm hanım odadan çıktıktan sonra Nazlı bugün kendi için getirdiği hafif yakası açık geceliği giydi ve uyumak için yatağına uzandı. Çok yorgun olduğu için uykuya dalması uzun sürmemişti.

Bir süre sonra Nazlı uykusundan susadığı için uyandı. Odasından çıkıp mutfağa su içmeye gitti suyunu içip odasına dönecekken balkondan içeri geçen Toprakla karşılaştı.

"Toprak sen neden hâlâ uyumadın?" Diye sordu. "Babam ve Mustafayla sohbet ettik onlar gidince ben de biraz daha oturdum." Diye cevap verdi ve Nazlıya yaklaştı.

Toprak Nazlının belinden tuttuğu gibi kendine doğru çektiğinde hâlâ uyku sersemi olan Nazlı Toprağa bakakaldı.

"Nazlım. Çok güzelsin."

Nazlı şaşkınca Toprağa bakarken yanakları kızarmaya başlamıştı bile. Toprak kızaran yanaklara usulca öpücük kondurduğunda Nazlının kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Nazlının elleri kendinden bağımsız Toprağın omuzlarına çıkarken yüzleri dahada yakınlaşmıştı.

Toprak, ay ışığının düştüğü güzel yüzü izlerken gözleri az önce su içtiği için ıslak kiraz kırmızısı dudaklara kaydı. Toprak derince yutkunduğunda hafifçe Nazlının üzerine doğru eğildi. Bakışları Nazlının dudaklarından ayrılmazken. Nazlı da Toprağın dudaklarına bakmaya başladı.

Toprak Nazlının gözlerine izin istercesine baktığında onunda kendi dudaklarına baktığını gördü. Gözlerini tekrar kırmızı dudaklara çevirdiğinde. Sonunda dudakları kaç gündür tadını bile alamadan hasret kaldığı dudaklara kavuşmuştu.

Nazlının gözleri yavaşça kapanırken kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Dudaklarının üzerindeki büyük dolgun dudaklar o kadar güzeldi ki... Toprak yavaşça Nazlının alt dudağını kavradığında Nazlının ağzından inlemeye yakın bir ses çıktı. Bu ses Toprağı çıldırtacak kadar güzeldi.

Toprak Nazlının alt dudağını öperken Nazlıda karşılık vermeye çalışıyordu. Toprağın eli nazikçe Nazlının belini okşamaya başladığında öpücükleri de hızlanıyordu. Toprak nefesi kesilene kadar tadına doyamadığı dudakları öptü.

En sonunda sesli bir şekilde ayrılan dudaklarla Nazlı gözleri kapalı bir şekilde başını soğuk duvara yaslayıp nefeslenmeye başladı. Aldığı hızlı soluklar nedeniyle göğsü inip kalkıyordu. Toprak başını Nazlının beyaz boynuna indirip orada soluklanmaya başladı.

Nazlı çok farklı hissediyordu ve bu his tarif edilemeyecek kadar güzeldi. Kalp atışları ve nefesi düzene girdiğinde elleri Toprağın saçlarına çıktı, yavaşça Toprağın kara saçlarında dolaşırken Toprak Nazlının beyaz tenine derin öpücükler konduruyordu.

Toprak sonsuza kadar kırmızı dudakları öpebilir ve bu beyaz tende soluklabilirdi.

Başını hafifçe kaldırıp orman yeşili gözlerle baktığında ona baygınca bakan gözleri izledi bir süre. "Nazlı hayal edemeyeceğim kadar güzelsin ve ben bu güzelliğe her yaklaştığımda bir daha kopamayacak bir şekilde bağlanıyorum." Dedi

Nazlının gözleri parıldayarak Toprağa bakarken Toprak kendine hakim olabilmek için son kez beyaz tene bir öpücük kondurdu ve Nazlıdan uzaklaştı.

Nazlı hiç uzaklaşmasını istemesede kollarını Topraktan ayırdı. "İyi geceler Nazlım."

"İyi geceler Toprak."

Toprak merdivenlerden çıkarken Nazlı da hızla güneşi uyandırmamaya dikkat ederek odasına girdi. Kalbi yerinden çıkacak şekilde hızla atarken bir eli kalbinin üzerinde bir elide az önce Toprağın dudaklarının olduğu dudaklarında hem utanarak hemde bir daha bu temasları isteyerek uykuya daldı....

~~~