~~~~Mustafa babasıyla beraber işlettiği tamir dükkanından çıktı, abisinin muhtarlığına doğru ilerlemeye başladı. Bugün Toprağın keyfi pek bir yerindeydi çünkü Ahmet bey, Veli beyle konuşmuş ve bugün akşam istemeye gelebileceklerini müsait olduklarını söylemişti.
Sabah erkenden muhtarlığı giden Toprak işim bittiğinde 'Güneşi Nazlının yanına bırakırım hazırlanmasına yardımcı olur.' diye düşünmüştü ama işlerinin bir anda çoğalması nedeniyle Güneşi Mustafa'yla gönderme kararı vermişti.
Mustafa pek bir şaşkındı doğrusu abisinin bir kadınla evlenmeyi geç ciddi bir konu konuşacağını zannetmezdi. Bu yüzden sürekli dalgasını geçiyor Topraktan dayak yemekten son anda kurtuluyordu.
Mustafa 25 yaşına gelmiş olsada hayatı hiç ciddiye almıyor içinden geldiği gibi yaşıyordu. Asla Toprak gibi ciddi bir insan değildi.
Yolda yürürken ayağının önündeki çakıl taşına tekme atıyor taş bir kaç adım uzağa gittiğinde taşa yetişip yine bir tekme daha atıyordu. Tam bu sırada kulağına gelen köpek hırlama sesiyle olduğu yerde durdu. Yan tarafındaki boş yoldan gelen sese doğru ilerlemeye başladı. Kaç gündür bir köpeğin etrafta huysuz huysuz dolaştığını duymuştu abisinden, belediyeye haber vermişlerdi. Ancak belediye hâlâ gelmemişti.
Yolun sol tarafına döndüğünde büyük beyaz bir köpeğin kenara kıstırdığı genç kızı görmesi bir oldu.
Genç kız köpeğin tüm dişlerini göstererek hırlamasından çok fazla korkmuş arkasındaki duvara resmen sinmişti.
Mustafa hızla köpeğe yaklaşıp daha köpek farkına varamadan tasmasından tuttuğu gibi köpeği etkisiz hale getirmişti. "Kaç hemen bacım tuttum ben." Dediğiyle duvara sinen kızın uçar hızda kaçması bir oldu.
Kızın yüzünü pek görmese de siyah kıvırcık saçların ahenkle dans edişini gören Mustafa kızın arkasından bakakaldı. Onu kendine getiren ise tasmasından tuttuğu köpeğin yerinde duramayıp üzerine tırmanmaya çalışması oldu.
Uzun bir mücadele sonunda köpeği yolun kenarındaki direğe sıkıca bağladı. Tahminince öğleye doğru gelen belediye görevlileri bu köpeği götürürdü. İpini sıkıca bağladığına emin olduktan sonra yoluna kaldığı yerden devam etti. Toprağın yanına uğradı sonra Güneşi alıp Nazlının köyüne doğru yola çıktı.
~~
Nazlı sabahın erken saatinde kalkmış evin her yerini dip bucak temizlemişti. Yorgunluktan ölsede en sonunda tüm işleri bittiğinde hızlı bir duş almıştı tam bu sırada babasının dışarıda birisiyle konuştuğunu duyunca hemen dışarı koştu. Kapıda Güneş ve Mustafa'yı gördüğünde şaşırmış, hemen Güneşin yanına gidip onu karşılamıştı.
"Hoş geldin Güneş."
"Hoş buldum Nazlı yenge, abim akşam için hazırlanmanda yardımcı olmam için gönderdi beni." Diyerek elindeki poşetleri gösterdi. Nazlı şaşkınca başını sallayıp Güneşin elindeki poşetleri alıp içeri davet etti. Güneş içeri geçerken Mustafayı da selamlamıştı. Mustafa çok sürmeden geri döndüğünde Nazlı ve Güneş mutfakta baş başa kalmıştı.
"Ne diye zahmet edip ta buralara kadar geldin Güneş ben halletmiştim."
"Ay olurmu öyle yenge. Elime yapışacak değilya tutarım bir kaç işin ucundan"
Toprak Güneşle bir sürü çikolatalar çerezler göndermişti, hafifçe gülümseyerek elindekileri yerleştiren Nazlıyı izleyen Güneş çok mutluydu. Daha yaşı küçük olsada aklı büyük bir kızdı Güneş, ilk gördüğü andan beride çok sevmişti Nazlı yengesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILCA
ChickLit1980 yıllarında bir köyde yaşanmış sıcacık aşk hikayesi.... "Eklemedir koca konak ekleme aman aman Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma Nasıl Nasıl edeyim başımdaki sevdaya? Aman aman dostlar yoldan geldim, yo...