Ertesi gün Veli bey biraz daha toparlamıştı kendini. Bu yüzden Nazlıda
Gülsüm hanımın ısrarları sonucunda eve gidip dinlenmeyi kabul etmişti.Ahmet bey ve Gülsüm hanım Veli beyin yanında kalırken Toprak ve Nazlıda eve gidip dinlenecek ertesi gün geleceklerdi zaten doktorlarda durumu bu şekilde iyi ilerlerse Veli beyi sonraki gün taburcu edebileceklerini söylemişlerdi.
Araba Kızılca köyüne doğru ilerlerken Nazlı çoktan uyuyakalmıştı. Toprakta yorgun gülümsemesiyle izlemişti Nazlıyı. Araba evin önünde durduğunda Toprak hâlâ derin uykuda olan Nazlıyı uyandırmaya kıyamadı ve kucakladığı gibi arabadan çıkardı. Bahçe kapısını ayağıyla açtıktan sonra kapıdan çıkan Güneş konuşacakken Toprak hemen onu sesiz konuşması için uyardı.
"Abi Nazlı yengemi benim odama bırak. Yatağını hazırladım ben." Toprak fısıldayarak konuşan Güneşe başını salladıktan sonra Güneşin odasına girdi. Nazlı halinden memnun gibi geniş göğüse sığınmışken yatağa yavaşça bıraktı.
Biraz mırıldandıktan sonra tekrar uykuya dalan Nazlıyla Toprakta kendi odasına geçti. Ve Toprakta Nazlı uyanana kadar kestirmek için yatağına uzandığı gibi uykuya daldı.
Hava karardığında uyanan Nazlı ilk olarak nerde olduğunu algılamaya çalıştı. Güneşin odasında olduğunu fark ettikten sonra uzandığı yataktan kalktı. Tam odadan çıkacakken odaya giren Güneşle karşılaşması bir oldu.
"Günaydın yenge, gerçi akşam oldu da neyse."
Güneşin enerjik haline gülümseyen Nazlı hâlâ üzerinden uyku sersemliğini atamamıştı. "Sanada günaydın Güneş." Dediğinde gülüştüler. "Yenge duş almak istersen diye sana kıyafet ayarlanmıştım." Diyerek yatağın üzerindeki kıyafetleri gösterdi Güneş.
"Çok iyi düşünmüşsün sağol Güneş. Ben bir duş alıyım sonra yemeği hazırlayalım."
"Ben hazırladım yenge sen duşunu al sonra yeriz. Banyo kapıdan çıkınca soldaki oda."
Nazlı mahçupça gülümsediğinde Güneş hızla Nazlıya sarılmış sonra odadan çıkmıştı. Kıyafetleri aldığı gibi banyoya geçen Nazlı da hızlı bir duş aldıktan sonra Güneşin hazırladığı kıyafetleri giydi saçlarını taradı eşarbını taktı ve mutfağa Güneşin yanına yardım etmek için geçti.
Çoktan yemeği ve sofrayı hazırlamış olan Güneşle ona kalan tek iş uyuyan Toprağı uyandırmaktı. Hızlı adımlarla üst kata çıktığında kapıyı tıklattı. İçeriden Toprağın gür sesi geldiğinde kapının girişinden başını uzattı. Saçları ıslak olan Toprak büyük ihtimalle Nazlı gibi yeni çıkmıştı duştan.
Kapıdan gördüğü Nazlıyla gülümseyip kapıya yaklaştı Toprak. "Nazlım."
"Toprak yemek hazır da seni uyandırmak için gelmiştim ben." Kapıdan giren Nazlının belinden tuttuğu gibi sımsıkı sarılan Toprak şuan Nazlının günlerdir ihtiyacı olan tek şeydi.
Başını Toprağın omzunda yasladığında, saatlerce uykunun alamadığı yorgunluğu bir anda puf olmuştu. Bir kaç dakika sessizce sarıldıktan sonra ayrıldılar.
"İyi misin Nazlım ?"
"Çok şükür Toprak siz olmasanız napardım hiç bilmiyorum. Çok mahçup oldum-"
"Sakın Nazlı, sakın tamamlama o lafını." Toprak Nazlının alnına öpücük kondurduktan sonra beraber odadan çıkıp mutfağa indiler.
Yer sofrasında oturan Mustafa Nazlı ve abisini gördüğünde hemen selam verdi. "Geçmiş olsun yenge hoş geldiniz."
"Hoşbulduk abi sağol." Nazlı, Mustafa'ya cevap verdikten sonra Güneşle yemekleri koydu ve kaç gündür doğru düzgün yemek girmemiş karnını güzelce doyurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILCA
ChickLit1980 yıllarında bir köyde yaşanmış sıcacık aşk hikayesi.... "Eklemedir koca konak ekleme aman aman Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma Nasıl Nasıl edeyim başımdaki sevdaya? Aman aman dostlar yoldan geldim, yo...