Akademinin Kör Kılıç Ustası Oldum

Bölüm 12: Birinci Sınıf (2)

Aizel ve Yuri'nin başına gelen dehşetlere bir göz attım.

'Umarım onlara iyi bir tazminat ödemiştir.'

Bu bir yanılsama olsa bile hoş değildi. Karşılığında hiçbir şey kazanmadan bu şekilde hissetmek son derece adaletsiz olurdu.

İllüzyon Büyüsü.

Rakibiniz kim olursa olsun, illüzyon büyüsüne karşı direnci yoksa bu güçlü bir büyüydü ama büyük bir dezavantajı vardı.

Rakibi bilinmeyen bir illüzyon dünyasına zorlar ancak büyüyü yapan kişi kapıyı tamamen kapatamaz.

Başka bir deyişle giriş hem giriş hem de çıkıştı. Çıkışa genellikle illüzyondan kaçmak için "serbest kalma koşulu" deniyordu.

Bir yanılsamanın kurbanı, büyüyü yapan kişinin yanılsamasından "serbest kalma koşulu" hakkında bir ipucu alabilir.

Aslında illüzyonların kendisi o kadar da aldatıcı değildir.

Zihinsel olarak üstün bir rakibe karşı işe yaramaz ve ortalama bir beceriye sahip olsa bile, bırakın sıradan bir öğrenciyi, bir akademi öğrencisine karşı bile genellikle etkisizdir.

Öğrenmesi de çok zor.

İllüzyon büyüsü karmaşıktır; büyük gözlem gücü, hızlı matematik ve hatta yaratıcılık gerektirir. Bu nedenle yanılsama büyüsü büyücüler arasında bile pek kabul görmüyor.

"Ah..."

Edward tarafından ciğerlerinden arkadan bıçaklanan öğrenci, çığlık atmadan yere yığılır.

"Öğrenci Zetto, önünüzde yenmeniz gereken düşmanla ne yapıyorsunuz, değil mi...? Korktun mu?"

Edward bir kez daha hançerindeki kanı silkti.

Bu noktada, "gerçek" Edward'ın bir illüzyon olarak yarattığı "sahte" Edward onlara saldırırken, "sahte" öğrenciler hâlâ ölüyor.

Şu ana kadar sahte Edward bana saldırmadı. İllüzyon büyüsünün korkutucu yanı, Edward seviyesinde bir illüzyonistle karşılaştığımda da durumun aynen böyle olması.

Kıta çapında bakıldığında bu durum kolaylıkla karşılanabilecek bir durum değildi. Edward'dan daha yüksek seviyede illüzyon büyüsüne sahip olan tek kişi babası Juliut'tu.

Edward'ın yeteneği Juliut'u geride bıraktı, bu yüzden Juliut'un deneyiminin lehine 50/50 şans vardı.

'Şimdiye kadar... gerçek bedenim illüzyonun büyüsü altında hareketsiz duruyor olurdu.'

Kolayca bıçaklanabileceğim bir dirençsizlik halindeydim. Savaşta yer alan Edward'ın erken yaşta suikast ekibinin kaptanı rütbesine kadar yükselebilmesinin de nedeni buydu.

Edward'ın saçma oyunları arkamdayken çevremi gözlemlemeye başladım.

Sahte Edward tavrından, dağıtma durumu hakkında belli belirsiz bir fikrim vardı ama böyle bir şeye enerji harcamanın bir anlamı yoktu.

İllüzyon büyüsü sonuçta hâlâ bir büyü. Dispel'i zaten deneyimlemiştim, bu yüzden mesele büyüdeki zayıflıkları bulup onları kırmaktı.

İllüzyon büyüsü karmaşıktır. Edward'ın test gözetmeninin ofisinde bana fırlattığı "zincir"in aksine, onu örmek zor olurdu.

Yerleştirme testi için Juliet'in illüzyonları o kadar eksiksizdi ki sihirli daire aslında yere çizildi. Sanırım bu yüzden o zamanlar Juliet illüzyonunda herhangi bir zayıflık görmemiştim.