Akademinin Kör Kılıç Ustası Oldum

Bölüm 30: Mühür

Nefesimde boğuldum ve bir şekilde Sierra'yı üzerimden atmayı başardım. Eğer buna onu sırtımdan kurtarmak diyebilirsen, öyle.

Sierra geçen hafta ayrılık kaygısı geliştirmişti ve beni bırakmıyordu.

"Vay canına, bu bir tür bağ. Bir ruhun insan vücuduna bağlı olduğuna inanamıyorum. İletişim kurabildiniz mi...?"

"Evet... Eh, sanırım öyle."

Cevabım üzerine Deidros bir kez öksürdü, 'Sanırım bundan başka bir şey yok' şeklinde bir şeyler mırıldandı ve uzaklaşmaya başladı.

"Her neyse... Nesne burada."

dedi Deidros, ince bir beze sarılmış, tamamlanmış Hayalet Kılıcın yanında dururken.

Sierra sırtımdan sarkarken Hayalet Kılıcın önüne adım attım.

"Göremeyebilirsin ama... Onun estetiği konusunda çok titizdim. Onu onun Doğulu kökenlerine uyacak şekilde tasarladım ve bu benim şaheserim, Hayalet Kılıç Sierra."

Hayalet Kılıçlar genellikle içlerinde mühürlenen ruhtan dolayı isimlendirilir.

Deidros konuşurken Sierra'yı örten kumaşı parça parça yavaşça kaldırdım.

Bazı nedenlerden dolayı, belki de tüm bu sıkı çalışmadan dolayı gergin hissettim.

Sonunda Hayalet Kılıç ortaya çıktı.

Kılıf siyahtır, bir kış gecesinden daha koyudur ve sapı çiçek yapraklarıyla işlenmiştir. Son olarak, kolyeden bir mücevher bıçağın başına gömüldü.

Sıradan bir gözlemci için bile en yüksek kalitedeydi.

'Altın ejderhanın zulası...'

Parmaklarımı kının ucundan kabzaya doğru dikkatle gezdirdiğimde Sierra'nın bedeni arkamda titredi.

[ O... öğrenci, ona bu kadar şehvetli bir dokunuşla dokunma... bıçak artık bana bağlı... ]

"Benim bu konuyla ilgilenmemi mi engellemeye çalışıyorsunuz, Usta?"

Ona sert bir şekilde cevap verdim ve Hayalet Kılıcı ihtiyatlı bir şekilde kaldırdım.

Kılıfı ve sapı tutarak bıçağı kontrol ediyorum.

Bıçak kırmızıydı ve kın siyahtı, bu da uyumlu bir renk şemasıydı.

Kılıcı çıkarıp yerinde tutuyorum ve ham, arıtılmamış ruh enerjisinin dışarı fışkırdığını hissedebiliyorum.

"Bıçağın sesini duymak bile mutluluğu hissedebiliyorum. Ruh enerjisi de... güçlüdür."

Kılıcı kınına geri koyarken Deidros'a söylüyorum.

"Bu çaptaki ruh enerjisiyle doğrudan yüzleşmek ve zarar görmemek... Üstadın dokunuşunun sıcaklığı mı...? Mühürleme işlemini hemen mi yapacaksınız, yoksa nasıl yapılacağına dair daha iyi bir fikriniz var mı?"

"Elbette. Mühürleme... Hemen yapmak isterdim ama yakınlarda uygun bir yer var mı?"

"Hmm. Nerede iyi olabilir...?"

Ben ve Deidros mühürleme hakkında konuşurken arkamdaki Sierra söyledi.

[Mühürsüz olarak ele alırsanız çırağıma zarar vermek gibi bir niyetim yok.]

"Eğer Hayalet Kılıcı mühürlemeden tutarsan, içinden çıkan ruh enerjisi tarafından yavaş yavaş aşınacaktır. Ruh enerjisi bedeninizde birikecek ve siz...bir iblis olacaksınız."