-1-

154 17 7
                                    


Başlıyoruz 😘
...

Kacchannn." Sarışın derin nefes vererek kafasını kaldırdı. Son zamanlarda evrak ve dosyaları çok birikmişti. Ve sabahtan beri uğraşsa da daha yarısı duruyordu ve kafası çoktan iflas bayrağını çekmişti. Tüm bunların üzerine bu adamı şu anda hiç çekemezdi.

"Ne var?" Çocuk kıkırdayarak masanın önündeki sandalyeye oturdu ve elindeki iki filtre kahveyi masanın boş bir köşesine koydu. "Hala mı canın sıkkın? Aş artık şunu." Aslında öyleydi ama bunu asla söylemeyecekti. Şansı yaver gitmeyip taş kağıt makas da kaybettiği için tüm bu rapor işi ona kitlenmişti. Yaptığı işin yarısı ona aitti.

Kahve getirmesi bunu değiştirmeyecek bir etkendi ama bu içmeyeceği anlamına gelmiyordu. Bazı günler sudan çok kahve içiyordu.   "Ağzındaki baklayı çıkar artık aptal. Boşuna bölmemişsindir umarım."

"Yok aslında-" Masa üzerindeki dosyalara bir yenisi eklendiğinde dalga mı geçiyorsun? der gibi baktı. "Yeni bir cinayet işlenmiş." Bu ilgisini çekmişti. Kahveyi kenara bıraktı ve dosyayı alarak karıştırmaya başladı. "1 gün önce keşfedildi ama cesedin 1 haftadır evde olduğu tahmin ediliyor. Otopsi sonuçları akşama kadar çıkar." Kafasını salladı. "Bu dava senin mi?" Cevap getmek için acele etmeyerek kahvesinden bir yudum aldı yeşilli. İşte bile karışık durmamayı başaramayan kıvırcık saçlarını alnından geriye ittirdi. "Bizim. Komiser Aizawa zor vaka olduğu için beraber bakmamızı istedi."

Kaşlarını çattı. Bu nadirdi. "İkimizi?" Omuz silkti. "Bu seferki zorlu. Rakip olmamızdansa ortak olmamızı tercih ettiğini de ekledi. Bende işi daha ilginç kılmaya karar verdim." Bakugou sırıttığını gördüğünde yine başının ağrıyacağı bir sorun duyacağından emin oldu. "Yine o beyninden neler geçiyor?"

Kahvesini kenara bıraktı, ellerini masanın üzerinde birleştirdi. "Davayı ilk çözen diğerinin ellerini bağlayacak ilk hafta." Bu iddianin kazanın belirlendiği ve cezanın ödendiği gündü. Her ayın ilk haftasonu. Neden bahsettiğini anlayan bakugou gözlerini devirdi. "Böyle fantezileri nereden uyduruyorsun?" Tam sevdiği gibi kahvesi ağır bir kahve direk olarak beynine etki ediyordu.

"Yapma kacchan, ufak bir şey işte. Hem." O kahvesini bırakıp davranışlarını izlerken Deku sandalyenij yanına gelmiş ve kendine doğru çevirmişti. Gözlerinin içine bakarak çenesini tutup kendine yaklaştırdı. "İddianın sonucu ne olursa olsun seni öyle görmek isterdim."

Katsuki kravatından tutup aşağı çekti. "Kendine fazla güvenme Deku." Deku'nun gözleri dudaklarına kaydı. "Yani bu kabul mü demek?" Onu öpeceğini zanneden Miidoriya daha fazla yaklaşınca Bakugou onu tuttuğu kravattan geri itti. "Evet kabul ahmak. Şimdi odamdan çık."

"Pekiii, Dosyaların için yardım gerekli mi?" Kötü bakışları görünce kendi kahvesini aldı ve kapıya ilerlemeye devam etti. "Tamam bir şey demedim ama 2 saat sonra olay yerine gitmeliyiz."
...

Deku'nun bulduğu kitapta ortaya çıkan parmak izi kurbanın arkadaşlarından birine aitti. Bu bilgi olay yeri incelemeden ikisine de iletilmisti ama Bakugou fazla onemsememişti. Onun gözünde ise cikarımlar birbiri ardına birleşmiş ve yalancı bir tanık ifadesine dönüşmüştü.

O kişinin cinayet gününde ödünç alacağı kitap için o evi ziyaret ettiği, hatta asıl katilin ortağı olduğu gerçeğini ise tatlı ama sinsindili syaesinde sorgulama sırasında elde etmişti. Belki kitap yeterli bir kanıt sayılmazdı ama şu itiraf sayesinde hiçbir avukat onu adaletten kurtaramazdı.
...

Bakugou ise lanet bir parmak izinden bu sonucun geldiğine inanmak istemeyecek kadar sınırlıydı. "Bu ipucu gizlemek seni inek." Çocuk keyilifce sırıttı. Bu sefer hislei doğru çıkan o olmuştu. "Kanıtlar aynı yerde duruyordu kacchan. Yaptığım sadece fazladan araştırmaydı." Olduğu yerde köpürürken haklı olduğunu biliyordu. Kiri yanların gelip mola koltuğa kuruldu. "Bu davayı siz çözdünüz değil mi? Mido, tebrikler. Ee, iddanız neydi?"

Bakugou gözlerini devirdi. Bu kırmızılı peşlerini polis akademisinden beri bırakmamıştı. "Seni ilgilendirmez kirpi." İş arkadaşları iddaya girdiklerini bilse de iddianin görevini asla söylemiyorlardı. Onlar da pes etmisti. Birkaç kişi harici herkes.

"Asıl iddayi ben kazanacağım. Kendini hazırla." Deku gülümsedi. "Sonucu göreceğiz Kacchan." Pekala elleri bağlı şekilde o velet tarafından becerilmek istemiyorsa kesinlikle extra mesaiye kalmalıydı ve nöbete cikmaliydi. Şansı varsa sarhosluktan kırılan insanları gözaltına tikabilirdi. Az da olsa sinirleri gevşerdi.
...

Ayın son iş günü geldiğinde danışman olarak görev yapan ve diğer polislerin yaptıkları davaları takip eden Uraraka herkesin beklediği duyuruyu yapmak üzereydi. "Bu ayki iddia sonuçlarına gelirsek" Herkes istemsizce öne eğilerek saymanın bitmesini bekliyordu. "60-56. Bakugou kazandı." Sarışın tatmin olmuş şekilde geriye yaslanırken gülümsedi. Son zamanlarda biriken stresini atacak iyi bir yol olmuştu. Bakışları deku'ya kaydığında moralinin bozuk olduğunu görünce gülme isteğini bastırdı. Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. "Bu da sana kapak olsun inek! En kısa sürede ödememi istiyorum." Midoriya da koltuğundan kalktı ve gerindi. "İddia iddia'dır. Her zamanki gibi Kacchan."

Mina omzu üzerinden yavaşça baktı kafasını kulağına yaklaştırdı. "Her zamanki ne peki Midoriya-kun?" Çocuk kıkırdadı ve kafasını ittirdi. "Üzgünüm Mina-san. En başında Kacchan kimseye söylemiyoruz dedi. Öldürülmek istemiyorum." Mina somurtarak ona baktı. "Neden ya? Bizde bilelim de eğlenelim." Toplantı odasından çıktıklarında Bakugou kahvesiyle maaanina yönelmişti.

"Seni ilgilendirmez. Pembe. Kaç defa daha söylemek lazım?" Denki araya girdi. "Eh, en azından Mido öldürülse ilk şüphelimiz belli değil mi?" Kötü bakışlar üzerine toplandığında gergince gülümsedi. "Ee, Galiba komiser beni çağırıyor. Görüşürüz."

Bakugou iç çekerek alnına vurdu. Onca farklı merkez varken nasıl en değişiklerin toplamdığı bu yerde olmak zorundaydı ki?
...

Nasıl yazdığımı bile tam anlamadığım müthiş bir kurgu macerasına hoş geldiniz

Seke olarak ilerleyen ve gelişen bir ilişkimiz olacak herkese iyi okumalar🥳

İddia-Bakudeku/DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin