-9-

60 9 2
                                    


Bakugou kızlar hakkında ailelerinin öğrenmek istemeyeceği her şeyi bulmuş ve ayarlamıştı. Her mesajı gece 11'de gidecek şekilde ayarladıktan sonra en kesin tahminlerini tehdit mesajı altına gizledi ve polis merkezine gidip her şeyi itiraf etmelerini aksi halde her şeyi ailelerine kendi anlatacağını veya uygulamalı olarak yaşayacaklarını söylemişti.

Tabi sonra mesaj kendini imha edecekti. Ki numara'yı hemen ardından kapatacaktı. Kayıtlara ulaşılamaması içinde yarımdan -todoroki- yardım alacaktı.

Ciddiye almayacak olanlar olsa bile birinin şüphesi ve konuşması onlara yeterdi. Jirou merkezden çıkmadan evvel son kez yanına geldi. "Yine her şeyi sen hallettin araştırmada." Kafasını iki yana salladı. "Şu aptal çocuklarla ve ailerle konuşmayı asla yapamam. Ayrıca dava ve rapor da sen de. Uğraşamam." Bunlar akıl yürütmeden daha yorucuydu onun için.

Jirou kıkırdadı ve omzuna vurdu hafifçe. "Tamam, rahat ol." O da ayrıldıktan yerinde gerildi ve masasını toplamaya başladı. Sabahları dağınık masa tüm enerjisini çekiyordu.

"Kacchan, çıkıyor musun?" Ona dönmeden dosyalarla uğraşmaya devam etti. "Evet. Sen neden çıkmadın? Nöbetin filan mı var?" İç çekmesini duydu. "Sorgulama devam ediyor. Söylediği şeyler, itirafı, arabası ve toplanan kanıtlar onu hapse atmaya yeter ama daha fazlası var." Bakugou onu tanıyordu. Eğer bir şeyin oturmadığını hissediyorsa o sorgulama sonsuza kadar surebilirdi. Hiç sesli söylemese de onun hislerinin ne kadar güçlü olduğunu onlarca kez görmüştü.

Masasının işi bittikten sonra ona döndü. "Şimdilik asıl sucluları yakala yeter. Gerisini sonra da halledersin. Eğer daha büyük bir şeyle bağlantı yakalarsan herkesin başını yakarsın." Kendi bölgelerinde fazla olmasa da şehrin bazı kısımlarında hala mafya ve çete olayları dönüyordu. Tabi birde onların kirli işleri.

"Göreceğiz. Hala ağzını açmadı." O sıra telefonundaki alarm çaldı ve yeşilli saatine baktı. "Kahve yapıp geri dönmem lazım. Sende dinlen artık." Planı oydu ama söylemeye gerek duymadı. "Görüşürüz."

Ceketini giyindi ve arabasıyla evine giderken marketten mikrodalgada ısıtmak için bir şeyler aldı. Uyku isteği karnının açlığını bastırıyordu ama hiçbir şey yemezse gece uykusundan uyanırdı ki bu daha çok sinir bozucuydu.
...

Deku kahvesini yaptıktan sonra sorgu odasındaki adamın yanına gitmeden önce dışından onları izleyen Aizawa ve Kirishima'nın yanına gitti. "Ne yapacağız?" Kirishima telefonunu yine kontrol etti. "Muhbirden haber bekliyorum. Araştırmaya devam ediyor." Kirishima'nın görevi halk davalarından ziyade arka planda olan çetelerle bağlantısını araştırıyordu ve o yerlerde polis kimliğini gizleyip arada casusluk yapıyordu.

Bu dava ise kaçırılan birkaç çocuktan daha fazlasıydı. Nereye götürüldükleri ile ilgiliydi. "Eğer mafyalara bir kere daha bulaşırsak üstler yine bizi kapatmakla tehdit edecek. İşinizi yapın ama abartmayın." Hiç kimseden korkmayan bir ekiplerdi ve başlarını sürekli derde sokuyorlardı. Muhtemelen Aizawa olmasa çoktan dağıtılmıştı bu merkez.

"Ama komiser, diğer kayıp davaları ne olacak?" Bazenleri adalet her yere ulaşmıyordu. Deku bunu biliyordu ve bir kere daha anlamıştı. "Özel olarak araştıracağım. Bu akşam giderim ve bilgi edinirim. Sonrası için fikrimiz olur. Midoriya, operasyon için sabahı beklemek daha iyi olur. Eğer... Sarılmadan evvel bekletiliyorlarsa orayı bulacağım." Ona güvenebileceğini biliyordu.

"Lütfen erken haber ver. İçeri giriyorum yeniden." Ne kadar korkuttuklarını veya şu andan sonra ne kadarını bildiğini bilmyirodu ama o konuşmayı severdi.
...

Sabah ise merkezde kaos vardı. Bir yandan Bakugou'nun tehdit ettiği üç kızdan ikisi ifadesini değiştirmek için gelmiş, diğer tarafta sabah karşı meydana gelmiş 3 farklı arabanın zincirleme kazasında kimin suçlu olduğuna dair bir kavgayı ayırmaya calişan diğer memurlar ve Midoriya'nın gözaltına tuttuğu kişinin eşi kenarda onun bir suçunun olmadığına dair ağlayarak bir şeyler söylemeye çalışıyordu.

İddia-Bakudeku/DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin