-18-

44 7 0
                                    


2 hafta boyunca önce intikam için 2 kişiyi öldüren briyle, sonra da Mina'nın denk geldiği bir kaçırılmaya vakasına yardım etmeye karar vermişlerdi. Tamamen şans eseri olarak eski arşivleri kurcalarken benzer bir kaybolma vakası daha olduğunu keşfedince yarım etmeleri kaçınılmaz olmuştu

Ortak nokta bir adamın ve kızın gerçek gibi görünen ama ölen birinin adına açılmış hesaplarla konusmasıyla başlıyordu.

Ailelee hüzünlü ve tedirgindi.
Gazeteciler her nasıl olduysa bu iki davayı öğrenmiş ve olayla ilgili tepelerinde ayrılmıyorlardı. Komiserleri bile bıkmış durumdaydı
Kendisi ve Bakugou ise fazla mesaiden ve nereye kaçırıldıkları ile ilgili ilerleme kaydedememiş olmaktan kafayı yemiş durumdaydı.

Denki ve Kiri davayı onlara bırakmış ve geri kalan tüm çıkan olaylarla ilgileniyorlardı ama bu sefer zor olduğunu düşündükleri başka bir hırsızlık olayını düşünmek için gazetecilerden kaynaklı birbirine girmiş merkezden kaçıp sakin bir yer için hep geldikleri kafeye Midoriya'yı zorla sürüklemişlerdi.

Bakugou ise her zamankindan daha kırmızı olan gözleriyle sakin sakin ona dokundukları anda öleceklerini söyleyerek korkutmuştu

Şimdi ise masasında bol şekerli kahvesiyle 2 kişilik bir masada ayrıntıları bir kez daha gözden geçiriyordu. İkiliyi farklı bir masaya atmıştı çünkü aynı davayı tartışmayacaklardı ve gereğinden fazla bir baş ağrısı istemiyordu.

Bir anda karşı sandalyeden bir hareketlilik sezmişti ve kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. "Kami şu anda kafamım ne kadar berbat olduğunu söylememe gerek var mı? Senin davana-" Kafasını kaldırmasıyla hiç tahmin etmediği bir manzara ile karşılaştı. Mavi gözlü, mor hafif dalgalı saçlı, takım elbiseli bir adam ona gülümsüyordu. "Affedersin, başka birini mi bekliyordun?" Şoktan çıkardı kendini. "Ee, arkadaşım geldi sanmıştım. Kusura bakmayın."

Adamın yüzüne sorun olmadığını belirten bir gülümseme yayıldı. "Aslında kahve içerken muhabbet etmek istemiştim ama rahatsız edilmek istemiyorsunuz galiba?" Elindeki dosyaya bakıp kapattı. Kafasını yeteri kadar meşgul etmişti. "Biraz mola iyi gelecek. Oturabilirsiniz." Karşısındaki sandalyeye elinde kahvesiyle oturdu. "Avukat mısınız?" Kafasını iki yana salladı. "Polisim. Daha çok dedektif. Bu civarlardaki merkezimize fazlasıyla dava geliyor. Karışık davalarla uğraşmak en çok yaptığımız şey." Adam şaşırmış gibi gülümsedi. "Vay canına. Çok iyi. Ben de buralarda bir şirkette muhasebeciyim. Eminim benden daha ilginç bir hayatın vardır." Midoriya gülümsedi. "Arada sakin bir hayat daha mı iyi olurdu diyorum ama hareketli ve koşturmacayı çok seviyorum galiba. Bu arada adın ne?"

"Hitoshi Shinso. Senin?" Kahvesini aldı eline. "Midoriya İzuku."
...

Bir saat normal muhabbetin ardından, Kiri yanına gelmişti. "Midoriya biz geçiyoruz. Kontrol etmemiz gerekn birkaç nokta bulduk." Bitmiş kahvesine ve dosyasına baktı. Molayı gereğinden fazla bile uzatmıştı ama dinlenmiş gibiydi. "Bende gelsem iyi olacak."

Shinso ayağa kalktı. "Sonra yeniden görüşür müyüz?" Kafasını salladı. "Elbette-"

Telefonuna acil bildirimi gelmesiyle sözünü kesti telefonunu açtı. "İpucu bulduk. Eğer 5 dakika içinde gelmezsen bir daha hiç gidemezsin ve kendimi galip sayarım aptal." Bakugou'nun Telefonu kapatmasıyla gözleri büyürken ikiliye baktı. "Hemen gitmem gerekiyor. Kacchan beni öldürecek."

Sonra karşısında duran adamı bile fark etmeden koşarak çıktığında Kiri, Kami ve Shinso baş başa kalmıştı.

Kirishima adama baktı. "Şu sıralar fazla gergin üzerine alınman gereken bir durum yok." Adama utangaç şekilde bakışlarını kaçırdı. "Sizden numarasını istesem olmaz değil mi?" Kami masada Midoriya'nın unuttuğu dosyaları toparladı. "Evet. Eğer konuşmak istiyorsan merkeze gel. Gidelim Kiri. Daha çok işimiz var."

Sonra da ayrılmışlardı dükkandan.

"Bana mı öyle geldi yoksa onu sevmedin mi?" Denki omuzlarını silkti. "Konuşmadan bir şey demek istemiyorum ama hiç iyi hissetmiyorum." Kiri elini omzuna attı. "Hey, Bakugou ile Midoriya'yı bende yakıştırıyorum ama illa olacak diye bir şey yok."

Kafasını salladı yavaşça. "Bilmem ki. Zaten engel olacak değilim ama bir gözüm onun üstünde olacak sürekli. Ayrıca bir sicil araştırması da olabilir. İsmini bir öğreneyim." Bu sefer kahkahasını tutamadı. "Bir polise yanlış yapmayı düşünemez bile. Rahat ol."

"Umarım haklısındır."
...

"İpucu ne?" Bakugou gözlerini devirdi. "En sonunda. Bir kahve molası nasıl bu kadar uzun sürebilir?" Adamı oraya bıraktığı aklına geldiği için ufak bir suçluluk duysa da bunu ona açıklamakta vakit kaybetmek istemiyordu. En sonunda gerçek bir ipucu elde etmiş olabilirlerdi. "Ne buldun?"

Ekranda haritada açılmış bir konumu açtı. "Yarım eski mesajların nereden gönderildiğini teker teker inceliyordu. Birkaç ay önceye ulaştığında en sonunda internet kafeden atılmamış bir tane buldu. Bu kadar dikkatli birinin böyle bir hata yaptigini zannetmiyorum ama."

Hiçbir iz bırakmayan birine o da inanmazdı. "Tuzak olabilir. Ama şansımızı denemek zorundayız." Mina yanlarına geldi. "Çocuklar, 1 yıl önceden birini daha buldum. Yine aynı. Terk edilmiş bir hesap üzerine açılmış fazla gerçekçi bir hesap." Bu iş düşündüklerinden çok daha büyüktü.

"Mina, diğer merkezlere haber ver ve eski arşivleri araştırsınlar. Büyük çaplı bir operasyon yaomamız gerekecek. Ayrıca birkaç kişiyi de Todoroki'ye yardım için ayarlamaliyiz. Çok fazla mesajlaşma var."

Bakugou gözlerini devirdi. "6 ay konuştukları bile var. Kimse suohelenmesin diye yüz yüze gelmeden önce çok beklemiş. Sabırlı ve uzun süreli planlar. Şu anda bile birkaç kişiyle konuşuyor olabilir. Hızlı olmalıyız."

"Her şey adım adım Kacchan. İlk önce şuraya bakalım. Sonra diğer vakaları okuruz."
...

Normalden biraz kısa ama zor yazdım bu sefer

Gelecek bölümlere telafi ederim :')

İddia-Bakudeku/DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin