Sonraki sabah Deku nerede olduğunu anlamak için etrafa bakınması gerekmişti. Nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. "Sonunda ayıldın mı?" Kapıda beliren Bakugou sade kahveyi etejerin üzerine koydu. "Yine mi yaptım?" Kafasını salladı. "Fazlasıyla. İç şunu sonra da üzerini değiştir. Aramaya çıkacağız."Gerinerek kahveyi hafif üfledi ve bir yudum aldı. Baş ağrısına iyi gelecekti. "Neler dedim?" Bakugou da diğer yanına oturdu. "Dün gelen çocuk iki sevgiliyi çağırmış. Planı kızı öldürmektiama arkadaşını vurdu. Sonra da kızla beraber anlaşıp farklı yerde olduğuna dair kanıt hazırladı. Kız da zaten onu sevmediği için cinayete ortak oldu. Ayak izleri topuklu izleri. Onları bulamazsak da silahın mahallede bir yerde sakladığını söyledin." Ne ara böyle şeyler düşündüğünü dahi bilmiyordu. "Her zamanki gibi. Hiç hatırlamıyorum. Ama mantıklı ve uygun. Silah aramaya mı çıkıyoruz eski mahalleye?"
"Evet. Merkeze haber verdim bile. Yarı izinli sayılırız ama cinayet silahıyla beraber dönmeliyiz. Bu sırada kirpi de kızı tekrar sorguya alacak ilişkileri hakkında."
Kahveden biraz daha içti ve dolaba yöneldi. "Pantolonların nerede? Bu kadar kısa sürede ihtiyacım olacağını düşünmemiştim." Bakugou gözlerini devirdi. "Benimkilerin altında iyi bak ve dağıtma dolabı."
İkiside kahvelerden sonra üzerlerine pantalon ve sweat giydiklerinde arabaya inmişlerdi. "Hadi gidelim. Uzun bir gün olacak."
"Şu lanet davayı en geç yarın btirmek istiyorum. Çok yaklaştık." Deku da gülümsedi. "Evet bende. Kafamın rahat olmasını tercih ederim."
"Aklın zaten hep onda."
"Senin değil mi?"
"Cinayet davasının 1 hafta içinde güncelliğini kaybettiğinin farkındasın değil mi? İnsanların anıları değişmeye başlar ve aynı olaydan bıkarlar. Kanıtlar solar. Ne kadar çabuk, o kadar iyi."
"Sen öyle diyorsan."Bakugou cevap vermek istemedi. Tıpkı dün soylediği şeyin anlamını sormak istemediği gibi.
O deku da ondan gizlemişti sonuçta.
...Çocukluklarına inip nerelerde gezindiklerini ailelerinden öğrendiler sokakları gezdiler, kimuslara soru sordular ve etrafta silah saklamak için uygun yerleri aradılar.
"Park." Bakugou'nun da gözü oraya kaydı. "Evet, her mahallede olan şey." Kafasını iki yana salladı Deku. "Burası olmalı. Aşırı gerçekçi oyuncak olarak göze batmaz. Ayrıca içinden mermiler çıkarılınca tehlikeli olmaz. Buraya gelmesi, özellikle kameralardan uzak şekilde uzun sürer. Ama başka bir sorun tok gibi."
"Ben calılara bakuyorum. Sen de şu kenarda duran küçük kulübeye bak." Oyuncak evin içine girdi ve etrafa genel göz gezdirdi. Saklanılacak herhangi bir yer yoktu.
"Deku!" Dışarı çıktı ve posetij içindeki silahı gördü. Gulmesine engel olamadı. "Cinayet silahı bulundu." İşte şimdi, gerçekten çok yakalamışlardı.
...Tahmin ettikleri gibi silahın mermileri cesedin üzerindeki mermilerle eşleşmişti. Üzerinde parmak izi yoktu ama sim yapışmıştı. Hala çıkmayacak kadar inatçı olduğu için bir yanı teşekkür ederken diğer yandan hangi delinin birini öldürmeye simlenip gideceğini düşünmek istemiyordu.
Simlerin markasını analizle tespit etmişlerdi. Çocuğun anlaştığı markalarla eşleşiyordu.
Katil bulunmuştu.
Tabi Deku'nun dediklerini unutmamışlaedı ve her şeyi biliyormuş gibi, kızı suçluyormus gibi rol yaptıkları bir baskıdan sonra kiz da orada olduğunu itiraf etmişti.
"Ya beni ya da Ai'yı öldürecekti. Deli gibi davranıyordu. Bende ben.. onu işaret ettim. Onu öldürmesini söyledim."
"Ama silahı bana doğrulttu ve bunu söyleyeceğini biliyordum diyerek silahı bana ateşledi. Öleceğim iliklerime işlemişken Ai öne atıldı ve vurulmami engelledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia-Bakudeku/Dekubaku
FanfictionAynı polis departmanında iki polis dedektifi Midoriya ve Bakugou çocukluktan beri her şeyde yarış halindedir. Bu yarış lise ve üniversite de devam etmiş ve kendilerini ilginç iddiaların içinde bulmuştular. Yapılan utanç verici hareketlerde giyilen...