-23-

40 10 28
                                    

On gün. On gündür Bakugou deliliğin sınırlarında geziniyordu. Neredeyse her akşam kapıda biten mor saçlı marul kafa tüm dengesini bozmuyormuş gibi öğlenleri Deku'nun yanına gittiğini bilmek daha da sinirlendiriyordu ve odağını bozuyordu. Merkezde tam da sakin olacağı zamanlara denk geldiği için öğle arası molaları vermemesi içinde bir nedeni yoktu.

Tabi birde idda konusu vardı. Ne yani, şimdi bir marul kafa için Deku iddalarını bozacak mıydı? Önceden hayır derdi ama bunun olasılığını ciddi ciddi düşünüyordu. Biraz daha bu şekilde giderse birine patlayacağının farkındaydı.

Kendi duygularını da kontrolünden çıkmıştı. Sinirli olabilirdi ama her zaman her davranışı, her duygusu için bir nedeni ve düşüncesi vardı ama bu özelliği de yok olmuştu. Bu konuyu düşündükçe odağı kayıyordu ve doğru düzgün araştırma bile yapamıyordu.

Bunu kimseye anlatamıyordu çünkü olayın büyük kısmının yakınlaştıkları zamanlardan olduğunu farkındaydı ve kimse bunu bilmiyordu. Onlarda bir neden bulamazdı.

İnternette durumuna söylenen kıskançlık ise kabulleneceği en son şeydi çünkü neden kıskandığını bilmiyordu.

Başkasına duygusal olarak ona baktığı için mi? Bu onu neden ilgilendirsin?  Üniversitede onun kısa süreli flörtleri olmuş ama iddaları hiç bozulmamıştı ki o da pek önemsememişti o geçici insnaları. Ona duygusal şekilde de yaklaşmamıştı bunca zaman.

O halde 8 yıldan sonra neden şimdi tüm dengesi alt üst oluyordu?

-Bir yorumun dediği gibi.. acaba neden Katsuki?-
...

Midoriya ise geçen sürede yakınlaştıklarını kabul ediyordu. Yoğun çalışması gereken bir gün haricinde 10 dakika dahi olsa kafede buluşmuş, o da mesai'e kaldığı gün 2 harici akşam yemeği için yanına gelmişti. Birkaç defa el ele tutuşmaları dışında, özellikle bir yakınlaşmaları olmamıştı. Bazı yerlerde çok ciddi şeyler konuşmuş, bazı yerlerde sadece beraber gülmek için konuşmuşlardı. İyi anlaştıkları için onunla daha çok vakit geçirme fikrine sıcak bakmaya başlamıştı.

-Hissediyorum, linç yükleniyor-

Mesai çıkışı yaklaştıkça üzerinde çalıştığı dosyaları toplamaya başlamıştı. Normalde ekstra mesaiye kalmak isterdi ama akşam yemeğinden sonra evde de bakabilirdi.

"Kacchan ben çıkıyorum. Eğer acil bir şey olursa haber verirsin." Sarışın kafasını salladı. Son zamanlarda ona karşı daha soğuk olduğunun farkındaydı ama nedenini bilse de bir şey yapamazdı. O da bunu biliyordu. Zamanla düzeleceğini düşünüyordu.

Kapıya baktığında Shinso'yu görmüştü. Üstünü giyinip kapıdan çıktı ve ona sarıldı. "Nasılsın?" Ondan ayrılıp gülümsedi adam. "Bildiğin gibi. Gidelim mi?" Elini ona uzattığında sadece kısa süre tereddüt etti. Ardından elini kavradı ve beraber arabalarına ilerlemeye başladılar.

Yine güzel bir yerde akşam yemeği yemiş ardından çevrede yürüyüşe çıkmışlardı. "Demek eski filmlerin devamı gelecek hem de yakın zamanda." Çocukluğu gözünün önünden geçiyordu filmleri hatırlayınca. "Tekrardan izlemek lazım sinemaya gitmeden önce." Shinso da ona doğru baktı. "Bu konuda haklısın. Benim de izlemeyeli uzun zaman olmuştu."

Bir süre beraber ilerlediklerinde onun durmasıyla kendi de durmuştu. "Baksana, bu gece bana gelmek ister misin? Hem filmleri izler hem de *ramen yeriz.*"

-Bilmeyenler varsa evde ramen yeriz japon ve korede seks teklifi Netflix and chill gibi bir şey-

Midoriya'nın ise boğazına dev bir yumru oturmuştu. "Bu.. benim için basit bir mevzu değil." Evet, değildi. Bakugou ayrı bir konuydu. Onunla aralarındaki uzun yılların bağı vardı. Duygusallık yoktu ayrıca.

İddia-Bakudeku/DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin