-17-

53 10 2
                                    

O gün öğlenden sonra 2'ye kadar uyumuştu. Uyandığında ise yorgunluğunun bir kısmı gitse de acısı hala duruyordu. Ayaga kalkmanın zor geldigine emin olunca yüz üstü yattığı yataktan telefonuna uzandı ve Deku'yu aradı.

"Alo?" Uykulu sesi kulaklarını doldururken onu uyandirdigini anladı ama umrunda bile değildi. "Evime geliyorsun aptal." Sonra da kapatmıştı.

Eli kalçasına gittiğinde dokunduğu her yerin sızladığını hissetmişti. Ne ara bu kadar çok iz bıraktığını bile hatırlamıyordu. "Burnundan getireceğim lanet Deku."

Yarım saat sonra kapı çaldığında zorla yataktan kalkıp bir eli belinde kapıyı açtı. "Nerede kaldın?" Deku normal şekilde onu sormadan kucağına aldı. "Senden sonra uyumuşum bir süre daha kusura bakma." Eli kalçasına değdiği için acı şekilde inlemisti. "Yok artık."

Kafasına vurdu. "Çeneni kapa. Krem bile süremedim. Sabah nasıl kalktığımdan bile emin değilim." Salona vardığı için onu yüz üstü yatırdı. "O halde krem süreyim ilm banyoda mıydı?" Gözlerini devirdi. "Başka nerede olacak?"

Midoriya hem masaj hem de ağrı kesici olarak kullanılan kremlerden birini aldı ve onun yanına geldi. Koltuğun yanına diz çöktü ve boxerı yavaşça sıyırdı.

Tamamen kendi izleriyle kaplı olması yüzünde bir sırıtma oluşturmuştu ama abarttığını kabul ediyordu. "Yavaş süreceğim ama acirsa şöyle."

Kremi eline döktü ve yavaş yavaş her yerine yedirdi. Bu sırada şişmiş deliğe bakmamaya çalışıyordu.

İşi bittiğinde boxer'ı çekmeden ayağa kalktı. "Kremi emene kadar açık kalsın. Miso corbaisna ne dersin? Kahvaltı vaktini geçtik ama." Kafasını çevirip mırıldandı. "Bir şeyler yiyim yeter. Ama akşam yemeği yapmazsan çıkamazsın bu evden."

"Hay hay." Salonun öbür tarafinda olan mutfağa girdi. Evi Amerikan mutfaktı. Yemeği hallederken bir gözünü onu üstünde tutabilmişti böylece.

Çorba olduğunda iki kaseyi ağzına kadar doldurarak tepsiyle yanına gelmişti. "Oturabilecek misin?" Zorla doğruldu ve oturur pozisyona geldi. "Krem iyi gelmiş ama sana olan nefretim artıyor."

Tepsiyi kucağına koydu ve masumane bir gülüş gönderdi. "Hadi ama Katsuki, zevk almanı sağladım." Çorbayı havaya kaldırdı. "Başından aşağı dökmemi istemiyorsan sus." Ağzına fermuar çekti ve kendi tabağını aldı.

"Merkezden haber geldi mi sonra?" Kafasını iki yana salladı. "Hayır. Dağıldıktan sonra bir şey olmadı herhalde." Katsuki'nin telefonu öttüğünde bakışlar ona kaydı. "Kirpi arıyor."

"Sabahtan kaynaklı herhalde." Omuz silkerek telefonu açtı. "Ne var? İyiyim. Hayır, kapıda kalırsınız. Sizinle mi uğraşacağım?" Biraz dinledikten sonra onayladı. "Gönderirsin dosyayı. İncelerim. Görüşürüz ve kapa çeneni."

Sonra kapatmıştı. "Ne oldu?" Telefonu kenara attı. "Cinayet davası ama iki adet kurban ve ilk tahmin farklı zamanda öldürüldükleri." Derin bir nefes verdi. "Bir durmuyorlar ki." İkisinin de telefonuna mesaj bildirimi geldi. İzuku telefonunu çıkardı. "Aynı dosya. Komiser Aizawa beraber çalışmamızı istiyor."

"Bu geceye kadar hiçbir şey yapamam."

Ona yandan bir bakış attı. "Kalmamı ister misin? Yapacak işim yok zaten." Biraz düşündükten sonra omuzlarını silkti. "Fark etmiyor. Akşam yemekleri senden."

O sırada ötmeye başlayan tencereyle ayağa fırladı. "YEMEGİ UNUTTUM!" Katsuki arkasından bağırdı. "EGER TENCEREMİ VE MUTFAĞIMI YAKARSAN SANA ÇOK PİS ÖDETİRİM."
...

Sonuç olarak yemek ucundan yanık olsa da lezzetliydi. Yemekten sonra beraber bir film izlemiş, ardından birer birayla davayı incelemeye başlamışlardı ama ikiside okumayı bitirdiğinde ikisinde de aynı bakış vardı.

"Doğru düzgün sorgulama yapılmamış ki. Ailelelerin bir bildiği yok ki bu iki kişinin bağlantısı da belli değil. Neredelerdi en son? Telefonları incelenmemis, ev incelenmemis, arkadaslar belli değil. Neyin üzerine teori üreteceğiz?"

"Bu kadar da Sherlock değiliz a*k. Biz olmasak hiçbir şey yapmıyorlar." İzuku telefonunu sephaya koyup geri yaslandı. "Şimdi bir şey düşünsek bile sonradan sadece bizi yanlış yönlendirebilecek bir düşünce olacak. Ayrıca bugün nirmalde tatil. Doğru düzgün kişi yoktur merkezde. Yarın sorgulamaya başlarız. Todoroki de telefonları incelediğinde bir şeyler oluşmaya başlar."

Bakugou içkisinden bir yudum alıp geri yaslandı. "Aynen. Şimdi ne yapacağız?" Onun düşündüğünü yüz hatlarından anlayabiliyordu. Tüm günü ve geceyi burada geçirmesinin nedeni bu davaydı. Şimdi düşünecek bir şey olmadığına göre ne yapacaklardı?

Kendi de bilmiyordu ama gitmesini de pek istemediği bir gercekti. Onu bir baş ağrısı gibi görmediği anlardan birini yaşıyordu.

"Biralar boşa gitmesin. 2. Bir film aç da izleyelim." Gülümsemesinin yüzüne yayıldığını gördükten sonra ayağa kalkıp film açmasını seyretti. "Polisiye? Dalga geçeriz." Sırıttı. En sevdiği boş aktivitesi buydu. Polislerle ilgili yaptıkları tutarsızlıklar veya ipuclarının saçmalığı onları çok güldürüyordu. "Aç hadi. Söveriz biraz."

İkili koltuğa oturup filmi başlatmış ve sohbet ederek filmle dalga geçmeye başlamışlardı.

Bir süre sonra Bakugou yuz üstü Midoriya'nın dizlerine uzanmış ve ona dövmeye devam etmişti bir süre daha.

Gece ise İzuku onu yatırmış ve saçlarını karıştırarak yatağın diğer tarafına yatmıştı.
...

Sabah ise 5 dakika aralarla evden çıkarak merkeze varmışlardı.

Taş kağıt makasla ilk ciksn Midoriya ise otoparkın köşesinde gördüğü manzarayla gözlerini devirmemek için zor tutmuştu kendini.

Öpüşürken neredeyse birleşmiş ikilinin yanına yaklaştığını bile fark etmedikleri için duvara yaslanarak boğazını temizledi.

Korkarak ayrılan Kirishima ve Kaminari Midoriya'yı gördüklerinde hem rahatlamış hem de gerilmislerdi. "Nerede olduğunuzun farkın mısınız? Hadi içeri geçelim." Denki mırıldandı. "Senin yüzünden Ei." Kiri omuzlarini silkti. "Çok tatlı olman senin suçun."

Denki ondan hızla ilerlerken Kirishima ile ikisi arkada kaldı. "Ne oldu?" Sırıttı. "Sabahları yürüyüş olsun diye arabayı biraz uzağa bırakmaya başladık. Bugün birisi numarasını istedi." Gergince gülümsedi. "Sevgili olduğumuzu söyleyince kız ne dedi biliyor musun? Arkadaş gibi duruyorsunuz. Bende arkadaş olmadığımızı kanıtlamak istedim."

Midoriya bundan sonrasını tahmin edebiliyordu.

"Onu evde yaparsın. Merkezde gizliyorsunuz o yüzden dikkatli olun."

"Bir gün biriyle sevgili olduğunda göreceğim seni."

"Aramıyorum şu anda."

"Merakımdan soruyorum. Biri sana senden hoşlandığını söylese ne yaparsın?"

Bunu çok düşünmüştü. Bakugou ile ilsikisi bir yana, sonsuza kadar böyle devam edemeyeceğini kabul edeli çok olmuştu.

"Kim olduğuna bağlı olarak şans verebilirim. Ama cidden tek eğlence kaynağım davalar ve burasıyken birini bulmam imkansız."

"Asla asla deme bence"

Kirishima'nın bu kadar ısrar etmesinin sebebi ise uzun zamandır yakından incelediği Bakugou ve Midoriya arasındaki sözde 'düşmanlık' gibi görünen iliskisiydi.

Birbirlerinden nefret etmediklerini en iyi o biliyordu ve özellikle bir aydır aralarının normalden daha iyi olduğunu fark etmişti.

Denki ile onları çok yakistiriyorlardi ama ikiside bunu reddedeceği için gizli tutuyorladı ama arada yoklamaktan zarar gelmezdi.
...

Geri döndümmm yavaştan olayları başlatalım

İddia-Bakudeku/DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin