Merhaba sevgili okurlar
Bu bölümü gece yazıyorum. Akşamlar bana ilham geliyor nedense. Her neyse. Bu bölümde kaos yok :D
Ancak gelecek bölüm fena olacak fena :)Kaosu özledim. Mutlu bölümlerde yazmak güzel amaaa
Buraya kadar benimle olduğunuz için teşekkür ederim. 2 kitabımı yazmak benim için çok özel. Hem keyif alıyorum hemde dertlerimi yazarak rahatlıyorum <3Çok uzun konuştum.
MUTLU ANLAR
ZoeKitaplarıda çantaya yerleştirdikten sonra artık hazırdım. Oda sessizdi. Sanarım oda arkadaşım çoktan çıkmıştı. Bütün işlerimi yaptıktan sonra Tyleri beklemeye başladım. Bu gün bütün okul birlikte kampa gidiyorduk. Çok sık yapmazdık kamp. Ama gerçekten güzel geçerdi. Hep tanımadığım kişilerle çadırda kalırım. Sıkıcı geçerdi. Şimdi eğlenceli geçeceğine eminim. Victorianın yaralandıktan sonra yanına gitmiştim. Ve beklediğimin aksine sıcak davranmıştı. Her şeyin farkındaydı. Yinede bana iyi davrandı. Onu kıskanmak utanmama sebep oldu. Sanarım Tyler de onunla konuştu.
Kapı çaldı. Hemen ağır çantamı elime alıp kapının önüne gelip açtım. Karşımda Tyler vardı. Gülümsedim. Oda hafifçe gülümsedi Tyler gülümseyince içim sıcacık oluyordu. Kesinlikle en iyi arkadaştı. Ama bazen onu haddinden fazla inceliyordum. Ve bunu fark ettiğinde utanıyorum hep. O anlardan biriydi. Üzerinde yeşil renkli gömlek vardı. Ve siyah bol pantolon giymişti. Saçları ise her zamanki gibi dağınıktı. Onda en tatlı bulduğum şey dağınık saçlarıydı. Ve sol gözünde yara izi vardı. Pençe izine benziyordu. Ona bir kere sormuştum ve cevap vermek istemediğini söylemişti. Bense konuyu hemen değiştirmiştim.
"Gidelim mi prenses?" Deyip elini bana uzattı. Kıkırdadım. "Peki."Elimi elinin üzerine nazikçe bıraktım. Başını eğip elime öpücük bıraktı. Şaşkınlıkla baktım gözlerine. Dilimi yutmuş gibiyim. Az önce ne oldu? Kafamı iki yana salladım. Saçmalama Zoe. O senin arkadaşın.
Elimi nazikçe çekip konuştum." Gidelim. Bizi bekliyorlardır." Deyip önden yürüdüm."Burası neden sıcak? Hava çokta sıcak değil oysa." Dediğimde arkada güldüğünü işittim. Durdum. Arkamı dönüp konuştum. "Neye gülüyorsun sen?" Bana yetişmişti bile. Boy farkımız yüzünden başımı kaldırmam gerekmiyordu. Yinede çok yakındık. Yutkundum. "Öylesine güldüm. Hadi gidelim. Geç kalıyoruz prenses." Deyip yanımdan geçip gitti. Ben ise olduğum yerde kalmıştım. Tyler bana seslendiği için kendime gelip yüzüme tokat attım. Kendine gel Zoe. Koşarak Tylere yetiştim. Her kes bahçedeydi. Sanarım en son gelen bizdik.
Victoria
Leonun yanına gelip bana bakmasını sağladım. "Evet Vic?" Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Yoktu işte yoktu. Sırıttı. "Ryanı mı arıyorsun?" Diye sordu imayla. Kaşlarım çatıldı. "Yok canım. Onu neden arayayımki. " Dediğimde sanki inanmamış gibiydi. Yinede gerçeği söylemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victoria
FantasyVictoria on altı yaşını geçse bile ne yazıkki güçlerine kavuşamamıştır. Ancak bir gün beklenilmeyen bir şey oldu. Yeni bir güç. Ve yeni bir seviye.