'Geçmişe yolculuk'

130 20 0
                                    

Selam
Hangi karakteri daha çok seviyorsunuz?
Bence Luna<333

Yüzüme vuran ışıkla kaşlarım çatıldı. Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Esneyip yataktan kalktım. Uzun zamandır böyle uyumamıştım. Üzerimde olan bütün yorgunluğum geçmişti.
Yataktan kalkıp banyoya geçtim. Yüzümü yıkayıp aynadan kendime baktım. Gözlerimi kıstım. Sanki bir gariplik vardı banyoda.
Fark ettiğim şeyle gözlerim şaşkınlıktan büyüdü.

Saçlarım siyahtı! En önemlisi ise gözlerim kırmızıydı. Elimi yüzüme kaldırıp gerçek olup olmadığını kontrol ettim. Elimi ağzıma götürdüm. Bu nasıl ola bilir? Geçmişe dönmek için sihir olmadığını biliyorum oysa. Yatak odasına döndüm.
Bir oraya bir buraya gidiyordum.

Ben nasıl geçmişe döndüm peki? Bunu düşünürken kapı çalındı. "Gel!" Dedim. Muhtemelen her sabah beni uyandırmaya gelen hizmetliydi. Sarah. Beni gördüğüne şaşırmış gibiydi.
"Prenses? Bu gün erkencisiniz. Tabi heyecanlısınız. Sonuçta ilk defa bir davete gideceksiniz."
Kaşlarım çatıldı. Ne daveti?

"Ne daveti? Neye heyecanlıyım." Doğru ya! Babamın beni bütün soylularla tanıştıracağı gündü. Yani Ryanın beni ilk gördüğü gün. Ama ben onu fark etmemiştim. Ya şimdiden onunla tanışırsam? Gelecek değişecekmi?
Bakışlarım Saraha döndü. Gülümsedim. Çok özlemiştim Sarahı. Kendisi benim ilk arkadaşım olurdu.
Kendime çekip sarıldım.

"Prensesim ne yapıyorsunuz?" Kollarımı gevşetip uzaklaştım. "Hiç. Öylesine sarıldım." Dediğimde gülmüştü. "Aman Isabel hanım duymasın." Güldüm bu dediğine. Isabel Sarahı kıskanıyordu. Onun benim ilk arkadaşım olmasını hazmedemiyordu.
"Size bu gün giyeceğiniz elbiseyi göstereyim."
H

aififçe gülümsedim. Dolabın önüne gelince durdu. Açıp içinden kırmızı bir elbise çıkardı. Kaşlarım havaya kalktı. Bu elbiseyi ilk gördüğümde de beğenmiştim. Tam benim için yaratılmış sanki. Sonradan bu elbiseyi Ryanın annesinin gönderdiğini öğrendim. İlk davetim olduğu için şık olmamı istemiş. Bayan Rosalieni özlemişim doğrusu. Bana iyi davranıyordu. Bazen Ryanla ilgili imalar yapardı elbette. Benimse hoşuma giderdi. O zamanlar Ryana aşık değildim galiba. Beni bir katilden kurtardığı an aşık olmuştum sanarım.

Daha o ana çok vardı. Ancak ben daha çabuk olmasını sağlayacağım.

Elbiseyi biraz daha inceledikten sonra Saraha sarayı gezeceğimi söyledim. Zaten uzun sürmeyecek. Sadece şüpheli bir şey varmı diye bakacağım.
Odadan çıkıp sarayın büyük salonuna geldim. Vay be gerçekten özlemişim burayı.
"Luna?" Bakışlarım sesin sahibine döndü. Elenaydı. Sahte bir gülümseme oluştu yüzümde.

"Elena? Seni hangi rüzgar attı buraya." Dedim samimi olmayan sesle. Kaşları çatıldı. Yüzünde memnun olmayan bir ifade belirdi. "Geldiğime sevinmemiş gibisin. Oysa bana istediğin zaman gele bilirsin demiştin?" O eskidendi canım. Eskiden ne safmışım. Bunun gibi kişilerle nasıl arkadaş olduğumu sorguluyorum.
"Şimdi vaktim yok. Gördüğün gibi sarayı geziyorum." Deyip onu arkamda bırakarak yürüdüm. Yüzüme ciddi bir ifade yerleştirdim. Artık hiç kimse beni kandıramaz. Yapsalar bile bunu onların yanına bırakmayacağım.

Annemle babamın yanına gidiyordum. Gelecekte davrandıkları gibi şimdide öyle davranıyorlardı. Annem hariç. Babam iyi olmasa bile bana karşı her zaman çok iyi oldu. Evet gelecekteki hali umursamazdı. Ancak içinde bir yerlerde sevgi kırıntısı olduğunu biliyorum. Kapıdaki şovalye beni görür görmez geçmem için kapıyı açtı. Başımla selam verip içeri girdim. Annem yalnızdı. Sanarım babamın işleri vardı.
Önüne gelip diz çöktüm. Sonra yerden kalkıp konuştum.
"Günaydın kraliçem. Nasılsınız bu gün?" Gülümsedi annem. "Resmi konuşmana gerek yok Luna. Bizden başka biri yok."

Victoria Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin