Yeniden hellooooo
Dediğim gibi bu gün iki bölüm yayınlayacaktım <3
Keyifli okumalar canlarım💖"Çay Partisi" ☕
Uykudan uyanır uyanmaz Hazel, Isabel ve Zoeyi çağırmıştım. Dördümüzde davetliydik. O yüzden birlikte hazırlanacaktık.
Sırıttım. "Şimdi ne giyeceğeciz?" Dememle üçüde bir birine baktı. Sanarım hiç birimizin bir fikri yoktu.
"Bu gün benim dolabımdan giyeceksiniz kızlar. Endişe etmeyin Sarah dün alıp getirdi." Hazel ayağa kalktı. Bir şey diyeceğini anlayınca yatağa oturup dinledim."Şimdi ne renk giyineceğimizi bulmamız lazım. Isabel?" Parmağıyla Isabeli işaret etti.
Isabel biraz düşündükten sonra konuştu.
" Yeşil renk! "Kafasını salladı Hazel. Bakışları Zoeye döndü.Zoe omuz silkti.
" Hmm. Bence mor renk sana yakışır Zoe. "
Zoe dudaklarını büzdü." İlla elbisemi giymek lazım? "Dedi ağlamaklı sesle. Isabelle gülmüştük. Zoe elbise gitmekten nefret ederdi. At bindiği için pek elbise tercih etmezdi." O elbise giyilecek Zoe hanım! Çay partisi önemli bir şey. Üstünlüğünü belli etmen lazım. "Dedi Hazel. Haklıydı. Orada güç asaletinle ve kiyafetinle belli olurdu. Eğer bunlardan hiç biri sende yoksa dışlanırsın. Ve böylelikle diğer soylu kadınlarla iş birliği yapamazsın. Bu geleceğini etkiler.
" Of peki. "Deyip konuyu kapattı Zoe.
Hazelin bakışları bana döndü. Sırıttı. Isabel ve Zoede bana sırıtarak bakıyordu. Kaşlarım çatıldı.
" Kesinlikle kırmızı! "Üçü aynı anda bağırınca irkildim. Tövbe tövbe!
" Ay bağırmayın kulağımın dibinde. Siyah olsa? "Dediğim anda hepsi kötü kötü bana baktı. Şirince gülümsedim." Bunu demedim sayın. "Dediğim an hepsi üzerime geldi. Beni yatağa düşürüp gıdıklamaya başladılar. Kahkaha atmaya başladım." Durun! Bak öleceğim gülmekten durun. "Gülmekten gözlerimden yaş gelmişti. Durdukları anda bende onları gıdıkldım. Hepimiz yorulmuştuk sonunda. Her biri kendini bir yere atmıştı. Ben ve Hazel yatakta uzanmıştık. Isabel koltukta. Zoe ise yere çökmüştü.
" Bence şimdiden hazırlansak iyi olur kızlar. Tam vaktinde orda olalım." Dediğimde hepsi onaylamıştı. Banyoya gideceğimi söyleyip yanlarından ayrıldım.Kapıyı arkamdan kapattım. Ama kilitlemedim. Zaten kızlar gelmezdi acil olmadıkca. İşim bitince aynanın önüne geldim. Musluğu açıp elimi yıkadım. Ancak kalbime giren ani acıyla yüzümü buruşturdum. Bunu unutmuşum. Sebebi bilinmeyen bir şekilde ya kalbim ağrıyordu yada lan kusuyordum. Ancak bu sefer hemde kan kustum.
Bunu kimseye söylemediğimi hatırlıyorum.Kapı aniden açıldı. Ben hala kanı temizleyememiştim oysa. İçeri giren Hazeldi. "Vic şu mavi elbise var ya-" Kanı görünce sustu. Bakışları kapının diğer tarafına döndü. Sonra kapıyı arkasından yavaşça kapadı. Yanıma kadar geldi. Endişeyle yüzümü inceledi.
"Çokmu acıyor?" Şaşırmıştım. Bunu nerden biliyordu? Yoksa başından beri biliyormuydu?
" Evet başından beri biliyorum. Her kesten saklasan bile ben anlarım Vic." Beni kendine çekip sarıldı. Sarılışına karşılık verdim."Ne zamandan beri?" Diye sordum kısık sesle.
Derin bir nefes verdi. "Otis sana çıkma teklifi ettiği gün varya. O gün her kesin bakışları sahneye dönünce sen elini kalbine yaslamıştın. Yüzün acı çektiğini bağırıyordu. Ondan sonrakı gün bize geldin. Sen banyodan çıktıktan sonra duşta kan lekeleri vardı." Yutkundum. Hazelden ayrıldım. Oda kollarını belimden çekti." Bunu kimseye söyleme olurmu? "Dedim endişeyle Güldü." Söyleseydim ilk gördüğüm an söylerdim salak kız. "Bende güldüm. Bazen aklımı kullanmıyordum.
" Hadi gel hazırlanalım. Yoksa şüphe ederler. "Kafamı salladım. Elimden tutup beni banyodan çıkardı. Onun gibi bir arkadaşım olduğu için şanslıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victoria
FantasíaVictoria on altı yaşını geçse bile ne yazıkki güçlerine kavuşamamıştır. Ancak bir gün beklenilmeyen bir şey oldu. Yeni bir güç. Ve yeni bir seviye.