Kraliçe ve Henry hararetli bir şekilde Kraliçe'nin odasında tartışırlarken kapı tıklandı ve içeri bir hizmetçi girdi, gergin görünüyordu. Henry ise tartışmanın tam ortasında bölünmelerinden hiç hoşlanmamıştı.
''Özür dilerim ancak size iletmem gereken bir mesaj var efendim.'' Gözlerini Henry'den alıp Kraliçe'ye yöneltti. Her nedense gerginliği bu adama bakınca bir hayli artıyordu. Kraliçe dikkatini genç hizmetçide topladı. ''Saat gece yarısını çoktan geçmesine rağmen Prenses Samira odasına hala gelmedi.''
Kraliçeyi bir endişe sardı.
''Sarayı aradınız mı?''
Hizmetçi başıyla onayladı.
''Zindanları?'' diye fikir yürüttü Henry. Ancak sonradan bu fikri beğenmedi. Samira'nın hala Prens Andy'nin yanında olması düşüncesi kıskançlığını arttırmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Hizmetçi yeniden başıyla onayladı.
''Sorun şu ki Prenses Samira zindan muhafızları tarafından zindandan çıkarken görülmüş ama malesef sonradan onu sarayda gören olmamış.''
Henry kaşlarını çattı.
''Yani kaçırıldığını mı söylüyorsun bize?! BUNU ŞİMDİ Mİ SÖYLÜYORSUN?!''
Hizmetçi yüzünü buruşturarak kulaklarını tıkadı. Henry masaya yumruğunu geçirerek -her ne kadar acımış olsa da- hiddetle bağırdı. ''Bunu yapabilecek tek kişi var.'' dedi Kraliçe'ye şüpheci bakışlarını yönelterek. ''Onun kim olduğunu sen de ben de biliyoruz. Oğlunun yarın idamı olacağını öğrenmiş olmalı. Ben oğlunun kurtulması için burada kafa patlatırken o benim...'' daha fazla devam edemedi. Öfkesi tüm vücudunu esir almıştı. Hizmetçiye döndü.
''Eğer Samira'nın başına kötü bir şey gelecek olursa bundan seni sorumlu tutarım. Anlıyor musun?!'' Hizmetçi yeni bir haykırış olasılığına karşın eli hazırda kulaklarına gidecek şekilde son hamleyi bekledi.
''Sonucuna da katlanırsın.''
Hizmetçi titrerken ateş saçan gözlere bakmaktan kaçınıyordu.
''Hala ne duruyorsun? Gitsene!'
Henry kendini koltuğa bıraktı. Hizmetçinin defalarca başını eğip selam vermesiyle odadan çıkmasının ardından Kraliçe'ye döndü.
''İdam yarın olduğuna göre yarın saldırıya geçeceklerdir. Samira'yı rehin tuttukları çok açık. Onu bize karşı kullanacak ve böylece oğlunu kurtaracak.'' Parmaklarını birbirine kenetledi koltuğa iyice yayılırken. ''Güvenlik önlemlerini arttırmamız gerekiyor.''
Kraliçe o sırada kendi kendine düşünmekle meşguldü. Zamanı geldi sanıyorum. Samira artık her şeyi öğrenecek. Ve öğrendiğinde bazı şeyler için geç kalmış olacak. Zamanı geriye sarıp hiç onunla tanışmamış olmayı dileyecek. Andy ise...
Henry, Kraliçe'nin kendisini dinlemediğini görünce ellerini gözünün önüne doğru salladı. ''Huhu?''
..çoktan ölmüş olmayı dileyecek. Çoktan ölmüş ve böylece hiçbir şeyin farkında olmamayı...
Kraliçe gözlerini sabitlediği noktadan ayırdı. Genç adamı duymuştu.
''Bunları bana söylemen oldukça gereksiz Henry. Karşında kim var senin?''
Henry mahçup bir ifadeye büründü. ''Özür dilerim ama harekete geçmekte acele etmeliyiz bunu söylemeye çalışıyordum.''
Kraliçe ona aldırmayarak ayağa kalktı ve kapıdaki muhafızlara seslendi. Muhafızlar karşısına geçtiğinde ''Orduyu hazırlayın. Eksiksiz bir şekilde. Yarına hazırlıklı olmalısınız.'' diye emretti. Muhafızlar emri duyar duymaz harekete geçti. Adrian Krallığı için uzun bir gece olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Historical FictionSaraya tutsak edilmişken sarayın karizmatik prensiyle tanıştıktan sonra Samira'nın duygularında değişiklikler olmaya başlar. Ülkesine geri dönebilmesi için bu duygularından vazgeçmesi gerekmektedir. Prens Andy, sürekli onun kafasını karıştırırken da...