Umarım hikayeyi takip edenler düşüncelerini belirtir. İyi okumalar. :)
En sonunda tüm hazırlığını tamamlayıp odasından dışarı çıktı.Bu odasından ikinci dışarı çıkışıydı ve sarayı ne zaman görse büyüleniyordu.Kaybolmamak için hangi taraftan gitmesi gerektiğini muhafızlara sora sora sonunda Prens Andy'i bulabilmişti.Prens Andy'i bulduğunda yalnız olmadığını gördü.Demek ki bu kız Prens Andy'nin kuzeni diye düşündü.Prens Andy'e baktığında yüzü gülüyordu.Ona oturmasını işaret ederek birbirine yabancı iki kızı tanıştırmaya başladı.
''Samira, bu sana bahsettiğim kuzenim Maria.Ve Maria, bu da randevumun olduğu kız Samira.'' diye hızlıca geçiştirdi.
İki kız da tanıştıklarına memnun olmuş gibi birbirlerine gülümsedi.Samira adının Maria olduğunu öğrendiği kızı biraz kıskanmıştı.Ondan daha güzel ipeksi saçları vardı ve bu saçlar her erkeği büyüleyebilecek türdendi.Ama yinede onunla düşman olması için geçerli bir sebebi yoktu, düşman olmak da istemiyordu.Bir süre sonra masanın donatıldığını görünce midesinin guruldamaya başladığını farketti.Prens Andy ciddi bir tonda konuştu. ''Yemeğini doğru dürüst yiyeceksin.'' Samira gözlerini tabağından ayırıp Prens Andy'nin yüzüne baktı.Prens Andy kaşları çatık bir şekilde ona bakıyordu. ''Tamam.'' diyebildi sadece.
Yemekten sonra Prens Andy, Samira ile yalnız kalmak istediğini söyleyip Maria'nın onların yanından ayrılmasına sebep olmuştu.Sonuçta bu bir randevuydu ve sadece ikisi olmalıydı.Prens Andy, en merak ettiği sorudan başlamıştı.
''Dün ailenden söz ediyorduk. Onlara ne oldu?''
Samira bu tür bir soru gelince afalladı.Dün olayını kapattıklarını sanıyordu.
Samira düz bir tonda konuşarak, ''Seni ilgilendirmediğini söylemiştim.'' dedi.
''Nasıl beni ilgilendirmez?! Onlarla da tanışacağım ve onlara ne olduğunu bilmek istiyorum.''
''Bu gidişle tanışamayacaksın.'' Samira ağlama isteğine güçlükle dur diyebildi.
''Ama neden?'' Prens Andy boş boş gözlerle ona bakıyordu.
''Hepsi senin baban yüzünden oldu!'' Samira, olduğundan fazla bağırmıştı ve Prens Andy elini dudaklarına götürüp onu susturmak durumunda kaldı. ''Bu kadar bağırma. Hala saraydayız.''
''Hala bu sarayda olduğumuza göre sana olan biteni anlatamam.'' Prens Andy, bunu duyar duymaz ayağa fırladı ve Samira'nın elinden tutarak hızlıca onu götürmeye başladı.Samira, Prens Andy'nin onu nereye götürdüğünü merak ediyordu.Soru sormaya cesareti yoktu.Ya da bu temas onu çok etkilemişti.Ondan etkilenmemesi gerekirken Prens Andy onu bir mıknatıs gibi kendine çekiyordu.Belki de iyi biriyidi ve ona yardım ederdi.
Sarayın bahçesine çıktıklarında Samira sonunda temiz havaya kavuştuğunu fırsat bilerek derin derin nefes aldı ve tüm havayı ciğerlerine doldurdu.Böylesine temiz bir havayı solumayalı kaç hafta geçmişti? Prens Andy soluklanarak ona döndü.
''Şimdi bana ne olduğunu anlat.Her şeyi bilmek istiyorum.En ufak bir ayrıntıyı bile atlama.''
Prens Andy, Samira'nın elini bıraktı.Samira bu durumdan memnundu çünkü onunla temas halinde olduğu her an geriliyordu.
''Sana ailen hiçbir şey anlatmadı mı? Bunu sorduğuna göre senden gerçekten her şeyi saklamışlar. Ben aslında başka bir kraliyetten geliyorum.''
''Senin baban, yani kralınızın ataları çok eskiden beri bizim krallığımıza göz dikmişler. Her zaman bizim krallığımıza sahip olmak için planlar yaparlardı.''
Prens Andy duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu.Yakında başına geçecek olan kendi kraliyetinin geçmişini başka bir kraliyetten gelen bir kızdan öğreniyordu.Kendi haline acıdı.
''Neden krallığınızı istiyorlardı ?''
Samira acıyla gülümsedi. ''Cevap basit değil mi ? Amaçları daha çok toprağa hüküm sürmekti.Ama bizim krallığımız da güçsüz sayılmazdı.Bunun için çok kan döküldü.Her iki tarafın da yarası büyük.''
''Yapılan son savaştan sonra her iki taraf kendilerince bir antlaşma imzaladı.Yine antlaşmayı bozan taraf siz oldunuz. Antlaşmayı bozmakla kalmadınız hatta beni buraya esir ettiniz.Neden benim olduğum hakkında bir fikrin var mı?''
Prens Andy kafasını kaşıdı.Aklına hiçbir ihtimal gelmiyordu.''Hayır.'' dedi.
''Benim babam çok yaşlandı.O öldükten sonra yerine geçebilecek biri yok.Bu yüzden benim de saraydan rütbeli biriyle evlenmem ve o evlendiğim kişinin de sarayın başına geçmesi gerekiyordu.''
Prens Andy arkasını döndü.Samira'nın başkasıyla evlenmesini istemiyordu.Kendisinden başka hiçkimseyle evlenemezdi!
Samira durumu fark edince Prens Andy'nin kolundan tuttu.''Devamını duymak istemiyor musun?'
''HAYIR!'' diye kükredi önündeki. Samira, korktuğu için Prens Andy'nin kolunu bıraktı.
''Peki.Daha sonra devamını anlatırım.''
Samira etrafına bakınmaya başladı.Şu an istese buradan kaçabilirdi.Ama korkuyordu.Yürümeye başladığı sırada arkasından seslenen Prens Andy'i duydu. ''Fazla uzaklaşma!'' Olduğu yerde durdu.Prens Andy onun kaçabileceğini mi düşünmüştü ? Etraf ıssızdı ve Samira o kadar da cesaretli bir kız değildi.Arkasını döndüğünde Prens Andy'nin ona doğru geldiğini gördü.
''Randevuya devam etmemizi ister misin?'' Genç kız gülümseyerek başını salladı.Onu tekrar uysal gördüğüne seviniyordu.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Historische RomaneSaraya tutsak edilmişken sarayın karizmatik prensiyle tanıştıktan sonra Samira'nın duygularında değişiklikler olmaya başlar. Ülkesine geri dönebilmesi için bu duygularından vazgeçmesi gerekmektedir. Prens Andy, sürekli onun kafasını karıştırırken da...