Henry homurdanarak sırtını ona döndü.
''Yanlış bir şey yapmadın. Hatan olmadığı halde kendini suçlayıp özür dilemekten vazgeç artık.''
''Çok soğuk.. Sen üşümüyor musun?''
Henry söylediklerinden alakasız cevap aldığı için kızdı. Dişlerinin titremesine engel olmaya çalışmıştı. Üşüdüğünü belli etmemek için kendini fazlasıyla zorluyordu.
''Üşüyorsan gidebilirsin.''
Samira ona aldırmadı. Her ne kadar ona kızgın olsa da onu bir zamanlar sevmişti. Geçmişinde bir yerlerde, daima bir yara olarak kalacaktı. İstemezse, bu durumdan kurtulması kolaydı tabii. Kalbini başka birine kaptırmamış olsaydı eğer, ona kalbini açabilirdi. Aslında, belki de saraydakilerin söyledikleri doğruydu. Düşmana aşık olmak da neydi? İki düşman krallığın prensi ve prensesi evlense aralarındaki düşmanlık son bulacak mıydı? Henry'e tokat attıktan hemen sonra konukların uğultuları arasından birkaç kelimeyi duymuştu.
''Kral'ın verdiği hükme nasıl karşı çıkar? Bir de kızı olacak...''
İtibarı gittikçe zedeleniyordu. Doğru söylüyorlardı. Kral'ın verdiği hükme karşı çıkması asıl kendisinin yaptığı kabul edilemez bir saygısızlıktı. Henry'nin parşömeni yırttığını görünce dayanamamış, ona tokat atmıştı. Ama o söylediklerinden sonra.. hak ettiğini düşünerek atmıştı o tokadı. Şimdiyse gelmiş aynı adamdan özür diliyordu.
Henry'nin söylediklerini duymuş ama konuyu değiştirmeye çalışmıştı. Özür dilemesini gerektirmeyen durumlarda bile özür dileyen biri olduğu doğruydu. Özür dilerken annesinin isteği ile ondan özür dilediğini söylese de kendi isteğiyle özür dilemişti.
''Ne dikilip duruyorsun orada?''
Samira kendine geldi. Başını kaldırıp karşısında ona bakmakta olan Henry'le göz göze gelmişti. Gözlerini ondan çevirip cama doğru baktı. Karın yağdığını görünce sevinçle pencerenin önüne geldi ve pencereyi açtı. Büyülenmişçesine dışarıyı seyrederken Henry ellerini pencereden dışarı uzatıp havanın soğukluğunu iliklerine kadar hissetmeyi umuyordu fakat kar yumuşacık yağıyordu ve eli soğuktan sızlamıyordu. İnsanda huzur veren bir etki bırakıyordu.
''Bahçeye çıkalım mı?''
Teklif genç kızdandı.
''Üşüdüğünü sanıyordum.''
''Bununla tabiki üşürüm,'' Elbisesini gösterdi. ''ama böyle bir havayı kaçırırsak yazık olur.''
Henry bir süre düşündü. Onu görmek istemediğini sanıyordu. Yine de onu gördüğünde düşünceleri değişiyor ve ondan ayrı kalmak istemiyordu. Kabul etti.
''Tamam.''
...
''Seninle konuşmak istediğim bir konu var.''
Samira söze nasıl başlayacağını bilemiyordu. Eldivenleri olsa da üşüdüğünü hissetmişti. Ellerini paltosunun cebine soktu. Yan yana yürüyorlardı. Henry onunla arasındaki mesafeyi korumaya çalışıyordu. Bir kez daha düşüncelerini etkilemesine izin vermek istemiyordu.
''Kral olman benim için aslında sorun değil.''
Söylemek istediklerini toparlamaya çalışıyor gibiydi.
''Düşünceni ne değiştirdi?''
Henry ona bakmıyordu. Gözlerini uzağa dikmişti. Samira, yakalanmış gibi durumu toparlamaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Historical FictionSaraya tutsak edilmişken sarayın karizmatik prensiyle tanıştıktan sonra Samira'nın duygularında değişiklikler olmaya başlar. Ülkesine geri dönebilmesi için bu duygularından vazgeçmesi gerekmektedir. Prens Andy, sürekli onun kafasını karıştırırken da...