Bir başka soru daha.
"Mauro Icardi ile hakkınızda çıkan aşk haberleri hakkında ne söylemek istersiniz?"
Gözüm istemsizce kısa bir an Barış'a kaydığında takım arkadaşlarının arasından sıyrılıp basından uzaklaştığını gördüm. Okan hoca kendince durumu toparlamak adına dikkatleri tekrar kendi üzerine aldığında içimden ona teşekkür etmiştim.
"Arkadaşlar bunlar konumuz dışında ve özel hayata giriyor. Başka bir sorunuz varsa alabilirim."
Kameralar tekrar Okan hocaya döndüğünde fırsat bilerek Barış'ın peşinden gittim. Niyetim onu takip etmek değildi. Sadece uzaklaştığını görünce peşine takılmak iyi bir fikirmiş gibi gelmişti.
Topuk seslerim mekanın içinde yankılandıkça Barış sesleri duyunca gayriihtiyari durup sesin kaynağına doğru dönmüştü.
"Hayırlı olsun Mavi." Kendisini daha fazla tutamayacağını anladığında laf sokma girişiminde bulunmuştu.
"Ne demek istiyorsun Barış? O haberlerin doğru olduğuna inandığını söyleme bana."
Adımlarımı hızlandırıp ona doğru yaklaştım. Takımın tamamı dışarda basınla ilgilendiği için bizden başka kimse yoktu. Bu yüzden rahatlıkla her şeyi konuşabilirdik.
"İnanmamam için bir sebebim yok." Alayla gülümsedi. Yumruğumu sıktım. O küstâh suratına bir tane vurmamak için kendimi zor tutuyordum.
"O gece seninle neredeyse birlikte olacakken bu kadar kısa sürede Icardi'yi mi ayarttım? Bunu mu ima ediyorsun?"
Kahkaha atıp aramızdaki mesafeyi kapatmak adına bir adım attı. Çember daralırken büyüsüne kapılmamak için ekstra bir çaba göstermem gerekiyordu.
"Ben ima etmiyorum Mavi. Magazin bile bunu konuşur oldu. Ne düşünmemi istersin?"
Gözlerimin dolmasıyla sakinleşmek için başımı yavaşça tavana kaldırdım. Birkaç saniye bekledikten sonra bir adım da ben atarak Barış'la aramdaki mesafeyi kapattım. İşaret parmağımı havaya kaldırıp tehditkâr bir şekilde sallayarak dudaklarımı araladım.
"Beni o gece yarı çıplak halde bırakan bir adamın hayatım hakkındaki hiçbir yorumunu dinlemeye tahammülüm yok!"
"Sence neden gittim Mavi? Hiç düşündün mü?"
Duraksadım. Düşünmemiştim. Onu suçlayıp öfkemi diri tutmak dışında bir şey yapmamıştım. Bana bir açıklama bile yapmamış bir adam hakkında hiçbir şey düşünmek istememiştim. Benim afallamam onu da şaşırtmıştı. Bakışları kısa bir an dudaklarıma kaydı. Hayır, onu öpmemeliydim.
Öpmek istiyorum.
İki adım geriledim. Ela gözlerinin içine bakarak kendimden emin bir şekilde söze girdim.
"Sana o gün açıklama şansı tanıdım. Bunu o kadar çok istedim ki hatta. Yine de beni o şekilde bırakıp gidebildin. Hiçbir önemi yok Barış. Neden bıraktığının bir önemi yok."
Arkamı dönüp gidecekken bileğimi kavrayıp beni durdurdu. Evet, bunu hesaba katmamıştım. Beklemediğim hareketi karşısında ne yapacağımı bilemedim. Duru sanki imdadıma yetişir gibi uzaktan adımı seslendiğinde yüzüne bile bakmadan bileğimi ondan kurtardım. Duru'nun sesine doğru yürürken geride arkamdan bakakalan bir Barış Alper bıraktığımın farkındaydım.
***
Yemek faslını sorunsuz atlatmıştık. Özellikle Barış'tan uzakta oturup Duru ve Berkan'ın arasında sessizce yemeğimi yemiştim. Zorunda kalmadıkça kimseyle iletişim kurmamıştım.
Şimdi ise bir üst kata yani terasa geçtiğimizde herkes ayrı ayrı masaların etrafında toplanmıştı. Barış benden uzak durmak için Dries ve Hakim'in yanında onlarla sohbete dalmıştı. Ben de Duru, Kerem ve Berkan'la başka bir masanın etrafındaydım.
Duru, Kerem'in onun kulağına fısıldadığı şeylere kıkırdayıp onunla flört etmek dışında pek bir şey yapmadığı için ortak bir sohbet tutturamamıştık. Şikayetçi olduğum söylenemezdi. Kuzenimin mutlu oluşu beni de mutlu ediyordu. Berkan dudakları arasındaki pipeti dişlerken bir Barış'a bir de benim olduğum tarafa bakıyordu.
"Neyin peşindesin tam olarak?" diye şakacı bir tonda lafa girdiğimde omuz silkti.
"Aranızdaki gerilimi buradan hissediyorum."
"Başka bir hayatta büyücü falan mıydın?" Red Rujj'daki cennette 7 dakika mevzusundan başka hakkımızda hiçbir şey bilmeden bu kadar insan içinden bunu hissetmesi şaşırtmıştı.
İşaret parmağıyla Kerem'i gösterdi.
"Tek bir büyücümüz var."
Kerem, muhabbeti bilmese de son cümleyi duyduğunda Berkan'ı geri çevirmedi. İşaret parmağını havada sallayıp bıraktığında meşhur gol sevincini yaptı.
Hepimiz ona güldüğümüzde gözlerim Barış'a kaydı. Bakışlarımız buluştuğunda yutkundum. Takım elbesiyle jilet gibiydi.
Mauro yanımıza elinde kadehiyle geldiğinde dikkatimi toparladım. Masadaki herkesle kadehini tokuşturduğunda bana yaklaştı.
"Çıkan haberler için gerçekten üzgünüm. Eğer senin de yanlış anlayacağın bir şey yaptıysam farkında olmadan özür dilerim."
Omzuna dokunup arkadaşça sıktım. Bu denli düşünceli oluşu mutlu olmama yardımcı oluyordu.
"Senin suçun değil. Yanlış da anlamadım. Arkadaşız."
"Arkadaşız." Güldü ve ellerimizi çarpıştırdıktan sonra yumruklarımızı da birbirine vurup uzaklaştırdık.
Barış'ın gözleri bir an olsun buradan ayrılmamştı. Sanki ufak bir açığımızı yakalamak için tüm dikkatini buraya vermiş gibiydi. Yine de haklı olmayı mutlu olmaya bu kadar kolay tercih edeceğini sanmıyordum.
Dries'ın eşi Kat, alkışlarla dj kısmına uğurlandığını görünce alkışlara eşlik ettim. Berkan ve Kerem ıslık çalmaya başladığında kadın hafifçe öne eğilip nazikçe selam verdi ve sahnedeki yerini aldı. Kulaklığını takıp ekipmanlara göz attığında çalan klasik müzik yerini hareketli bir parçaya bırakmıştı.
Çok geçmeden Berkan epey rahatsız olduğu kravatını gevşeterek dans için ayrılan alana atıldı. Kendince dans figürlerini sergilerken Hakim de Barış'ın yanından ayrılıp kravatını çıkardı. Alnına bağlayıp Berkan'ın karşısına geçerek karşılıklı dans etmeye başladılar. Kokteylimi yudumlayıp onları izlemek dışında bir şey yapmamaya karar verdim. Açıkçası fazlasıyla keyif almaya başlamıştım. Dries da eşini yalnız bırakmayıp dj kısmına çıkarak onunla birlikte dans etmeye başladı.
Berkan ve Hakim'in yanı da gittikçe kalabalıklaşırken Barış da Kaan'ın çekiştirmesiyle dans alanına atladı. Kerem, Duru'yu sahneye sürüklediğinde masada Mauro'yla yalnız kalmıştık. Mauro da daha fazla dayanamayıp kendisiyle birlikte beni de dahil etti kalabalığa.
Uyum sağladığımda yavaştan kıvırmaya başlamıştım. Kanımı kaynatan alkolün etkisi de buna dahildi. Berkan beni gördüğünde yanıma gelip karşılıklı dans etmeye başladık. Hareketlerimin ona uyumlu olmasına özen gösteriyordum. Bir anda elini tutmam için uzattı. Elini tutup ona eşlik ettiğimde beni önce hızla kendisine çekti daha sonra kolunun etrafında uzaklaştırarak döndürdüğünde ellerimiz ayrıldı. Kendimi yabancı kolların arasında bulduğumda bunu bilinçli yaptığını anladım. Berkan bana göz kırpıp eğlencesine döndüğünde başımı kaldırıp sırtımın dayalı olduğu göğsün sahibine baktım.
"Uyum sağla." Bir şey söylememe fırsat vermeden Barış elimi kavrayıp beni döndürdükten sonra hafifçe kendinden uzaklaştırıp hızla kendisine çekti. Göğüslerimiz çarpıştığında beni koluna yatırıp bana doğru eğildi. Sol bacağımı bacağına sarıp gözlerinin içine baktım. Yırtmacımın açıkta bıraktığı çıplak tenimi elbisemi kapatarak tuttuğunda nefes nefeseydim.
Bölüm sonu
Umarım bölüm hoşunuza gitmiştirrr beğendiyseniz lütfeen oy verip yorum yapmayı unutmayın destekleriniz hevesimi daha da arttıyorrr <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 dakika | barış alper yılmaz
Fanfiction4.7.24 "Hiç rol yapamıyorsun Mavi. Aptal mı var senin karşında?" Yüzüme düşen saç tutamımı tek eliyle omzumun arkasına aldı. Bunu yaparken o kadar yavaş davranmıştı ki bana bir asır gibi gelmişti. Ona bu kadar yakınken titrememek imkansızdı. "Anlay...