2.5 (+18)

1.6K 87 38
                                    

Uyarı: Bölüm fazlasıyla +18 ifade içermektedir. Rahatsız olacaklar o kısımları atlayabilir. Anlayışınız için teşekkür ederim.

"Uyum sağla." Bir şey söylememe fırsat vermeden Barış elimi kavrayıp beni döndürdükten sonra hafifçe kendinden uzaklaştırıp hızla kendisine çekti. Göğüslerimiz çarpıştığında beni koluna yatırıp bana doğru eğildi. Sol bacağımı bacağına sarıp gözlerinin içine baktım. Yırtmacımın açıkta bıraktığı çıplak tenimi elbisemi kapatarak tuttuğunda nefes nefeseydim.

Herkes kendi eğlencesinde olduğu için kimsenin umrunda değildik. Bu benim daha da rahat davranmama yardımcı oluyordu. Alana vuran kırmızı-mavi ışıkların hareketli çarpışması dışında ortam oldukça loştu.

Yere oldukça yaklaşmış olsam da düşmeme izin vermeyeceğinden de adım kadar emindim. Belimde olan eli daha da sıkılaşarak kalkmama yardım etti. Bacağımdaki eli ise önce gevşemiş sonrasında serbest kalmıştı. Bu gece birbirimize duyduğumuz kötü duyguları bir yana bırakmak istedim. Onun da dediği gibi uyum sağlamak istiyordum.

Beni kendisine bir kez daha çektiğinde kalçamı oynatarak kıvırmaya başladım. Kollarımı boynuna dolayarak gözlerinin içine baktım. Vücutlarımız birbirine yapıştığı için her hareketimin onu tetiklediğini biliyordum. Bunu arzuyla kararan ela gözlerinden de anlamıştım. Onu daha da zorlamak için can atan dürtülerime teslim oldum. Ona sürtünerek arkamı döndüğümde derin bir nefes aldı.

"Yapma." Güçlükle kurduğu cümleye kulak asmamayı tercih ettim.

Kalçamı yavaşça onun kasıklarına sürtmeye başladığımda bir yandan da şarkının ritmine uyuyordum. Eli bu kez karnıma yerleştiğinde beni kendisine biraz daha bastırdı. Başını omzumun üstünden kulağıma doğru yaklaştırdı.

"İleri gidiyorsun Mavi." Fısıldayarak kurduğu cümleyle nefesi tenimi yakıp geçmişti.

"Evet ve burada kendine hakim olmak zorunda olduğunu ikimiz de biliyoruz."

Arkamdaki sertliği hissettikçe dizlerimin bağı çözülecek gibi oluyordu. Elimi yanağına koyup yeni uzamaya başlayan sakallarında gezdirdim. Tırnaklarımı hafifçe sürtmeye başladığımda içimde bir şeylerin uyanmasına sebep olan ve biraz edepsizce kaçan cümleyi kurdu.

"Seni burada becermemek için zor tutuyorum kendimi."

"Beni burada becermen için her şeyi yapardım."
Belki biraz alkolün daha çok bunca zamanın acısını çıkarmak adına mantığımdan bihaber dudaklarımdan firar eden cümle sonrası yine de pişmanlık duymamıştım.

Bu bardağı taşıran son cümleydi.

Karnımdaki elini bir anda çekti ve elimden tutarak beni doğru lavaboya sürükledi. Topuklularla onun hızına yetişmeye çalışırken adımlarım birbirine karışıyordu. Vardığımızda sabırsızlıkla beni içeriye çektiğinde kapıyı ardımızdan kapatıp kilitledi. İki eliyle yanaklarımdan kavrayıp dudaklarıma yapıştığında aynı tutkuyla karşılık verdim. Ensesinden kavrayıp onu kendime çektiğimde öpüşmemiz derinleşmişti. Dilini ağzımın içine ittiğinde beni duvarla kendisi arasına sıkıştırmıştı. Dudaklarına doğru boğukça inlemem onu daha da tahrik etmişti. Elleri yanaklarımdan indiğinde saçlarımı nazikçe sağ tarafıma aldı. Daha sonra vücudumu okşayarak yavaşça aşağıya doğru kaydırdı. Tenimdeki hiçbir noktayı es geçmiyordu. Elleri vücudumu taradıkça ıslandığımı hissediyordum. Gözlerimin içine bakarak elbisemin yırtmacından elini içeri soktuğunda nefesimi tuttum. İç çamaşırımın üstünden hafifçe okşamaya başladığında bunu burada yaptığımıza inanamıyordum.

"Islanmışsın. Benim için." Ona başımı sallamakla yetindim. Konuşsam iki kelimeyi bir araya getiremeyeceğimi biliyordum.

Eli yavaşça iç çamaşırımı sıyırdığında kalp çarpıntısından bayılabilirdim. İki parmağıyla okşarken gözlerimin içine bakıyordu. Eli tam olması gereken yerdeydi. Nefesim ister istemez sıklaşmıştı. Parmaklarını bir anda içime ittiğinde küçük bir çığlık atmıştım. Acı, çok geçmeden yerini zevke bıraktığında bakışlarımı sabit tutmakta oldukça zorlanıyordum. Bastırmamın imkansız olduğu inlemelerim arasında belimi öne doğru kıvırdığımda onun ereksiyonunu hissettim.

"Bu kadar istekli oluşun beni delirtiyor Mavi."

Elbisemin askısını indirip dudaklarına yer açtığında başımı yana yatırarak ona destek oldum. Islak öpücükleri boynumdan köprücük kemiğime kadar olabildiğince yavaş uzanırken parmakları buna aykırı hareket ediyordu. Elinin hareketini hızlandırdıkça sona geldiğimi hissettim. Kısa bir süre sonra orgazmın beni ele geçirmesiyle rüyada olmadığımı fark ettim. Dizlerimin titrediğini hissetmeme rağmen hâlâ daha fazlasını istiyordum. Barış, elini içimden çekip iki parmağını dudaklarının arasına götürdüğünde bu küçük gösterişi hem şaşırtmış hem de fazlasıyla tahrik etmişti.

Kravatından kavrayıp onu kendime çektim. Dudaklarına yapıştığımda yine aynı istekle öpüşmeye başlamıştık. Kravatını serbest bıraktıktan sonra ellerim kaslı vücudunda göğüslerinden karnına doğru yavaşça kaydığında pantolonunun üzerinden penisini okşamaya başladım. Hafifçe sıktığımda dudaklarımızı ayırıp adımı inlediğinde belli belirsiz gülümsedim. Oldukça yavaş bir şekilde okşarken gözlerinin içine bakıyordum. Fazlasıyla sertleşmişti ve bu biraz gözümün korkmasına neden olsa da belli etmedim. Bir kez daha kavrayıp sıktım.

Kemerini açarken sabırsız davranıp bana yardım etti. Çıkarıp bir kenara koyduğunda pantolonunun düğmesini açıp biraz indirdi. Kendisinin iç çamaşırının ardından benimkini de indirdi. Gördüğüm manzaranın şokunu atlatamadan iki bacağımdan kavradığında beni kucaklayıp sırtımı duvara yasladı. Kollarımı boynuna sardığımda tek eliyle beni kalçamdan tutarken diğeriyle penisini kavramıştı. İçime girmek için hazırlanırken derin bir nefes aldım. Kendini bir anda içime ittiğinde canımın acısıyla gözlerim dolmuştu. Sesimi bastırmak için dudaklarıma uzandığında içimde yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştı. Kendisini her içime ittirişinde sırtım duvara hafifçe çarpıyor, dudaklarımızı ayırıyordu.

Elleri kalçamı iki yandan kavrayıp sıkarken hareketleri hızlandı. Dudaklarımızı ister istemez ayırmak zorunda kaldığında inlemelerimin dışarda duyulması muhtemeldi. Nitekim öyle de olacaktı. Kapının tıklanmasıyla Barış'la birbirimizin gözlerinin içine baktık. Tek eli dudaklarımın üstüne kapandığında bunun bile onu durdurmayacağını anladım. Kapının dışındaki her kimse tıklatmaya devam ediyordu ama Barış'ın umrunda değildi. İçimde gittikçe hızlanırken bir yandan da tek eliyle dudaklarımı kapatıp sesimi bastırmak istemişti. Alnındaki damar belirginleşmişti.

Öyle sert ve hızlı davranıyordu ki kendimi ona bırakmaktan başka çarem yoktu. Kapıyı çalan kişi pes edip gittiğinde Barış bir süre daha devam etti. Çok geçmeden ikimiz de titreyerek geldiğimizde nefes nefese başımı geriye yasladım. İkimiz de savaştan çıkmış gibiydik. Barış'ın beyaz teni yaşadığımız adrenalinden dolayı kızarmıştı.

Birbirimizin gözlerinin içine baktık. Ne diyeceğimizi ikimiz de bilmiyorduk anlaşılan. Aramız kötüyken kendimizi bu halde bulmak bu gece aklımda olan bir şey değildi. Eminim onun da öyleydi çünkü birbirimize bir açıklama yapacak cesaret ikimizde de yoktu.

Kapıya alacaklı gibi vurulmasıyla beni kucağından indirmek zorunda kaldı. Kapının dışından Berkan'ın sesini duyduğumuzda üstümüzü başımızı hızla toparlamaya başladık.

"Barış ve Mavi içerde neler dönüyor, umrumda bile değil! Aslında merak ediyorum. Konumuz bu değil. Bir an önce çıkmazsanız kapının önünde istemediğiniz bir manzarayla karşılaşabilirsiniz!"

İç çamaşırımı tekrar giydikten sonra elbisemin askısını tekrar omzuma çıkararak saçımı da rastgele düzelttim. Barış da pantolonunu giymiş kravatıyla uğraşırken bir şey söylemeden önüne geçtim. Ellerini ittirdiğimde kendisini serbest bıraktı. İki elimle kravatını kavrayıp büyük bir dikkatle bağlarken bakışlarının odağı olduğumu hissediyordum. Bağladıktan sonra sıkılığını ayarlarken başımı kaldırıp yüzüne baktım. Daha yeni sevişmemize rağmen dudaklarıma doğru bir hamle yaptığında kravatını haddinden biraz fazla sıktım. Öksürerek geri çekilip kravatını gevşetirken bana baktı.

"Dudaklarındaki o kırmızılığı yok etsen iyi olur. Berkan'a bir açıklama borcun daha olmasın."

Bölüm sonu

Yangın varrr!! Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir lütfen beğendiyseniz oy verip yorum yapmaktan çekinmeyin lütfenn <3



















7 dakika | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin