2.4

4.1K 205 9
                                    

Yavuz ve Doğukan dükkana doğru yürüyordu sessizce. Doğukan aslında depoyu bahane etmişti. Yavuz ile konuşmak istiyordu.

"Yavuz , kardeşim bak bu Tolga 'nın sessizliği hayra alamet değil haberin olsun." dedi Doğukan. Çünkü Tolga 'yı az çok tanıyordu.  Çocuklukları beraber geçmişti.

"Doğukan biliyorum belli zaten. Beni gördüğü yerde kinli kinli bakıp duruyor. Bir yerde ortalığı karıştıracak belli." dedi Yavuz.

"Sen dikkatli ol tabancanı falan çıkarken yanına alma. Allah muhafaza başına iş falan açar o şerefsiz." dedi Doğukan. 

"Zaten taşımıyorum.  Biliyorsun Duha sarılınca hissedince hoşuna gitmiyor." dedi Yavuz. Duha küçüklükten beri tabancadan tüfekten korkan biri olmuştu.  Ama gel görki bir askerle evleniyordu .

"Aferin böyle kardeşimin isteklerini yerine getir." dedi Doğukan şakacı bir sesle.

"Onun istekleri benim için bir emirdir." dedi Yavuz içten bir sesle.

"Bu görev, düğün falan ne olacak oğlum ? Fazla aceleye getirmiyor musunuz " dedi Doğukan konuyu değiştirerek. 

"Evlilik düşüncesi yoktu kafamda. Duha bir anda dedi. Ama emin olmak için çok kez sordum. Kararı kesin . Benim kararımda kesin ayrıca." dedi Yavuz . Doğukan 'ın aklında şüphe kalsın istemiyordu. Sonuçta o da bir kız abisiydi biliyordu hissettiklerini.

"Tamam da nasıl yetişecek oğlum o kadar iş. Düğün zamanı salon bulamayız, gelinlik damatlık yetişir mi yani bilmiyorum." dedi Doğukan.

"Düğün salonuna gerek yok.  Çınaraltında yapacağız." dedi Yavuz. Çınaraltı meydandaki büyük çınarın olduğu meydana deniyordu.  Mahalleli genelde kına ve düğünü salon tutmadıysa orada yapıyordu.

"Anlamadım , Çınaraltında mı yapacaksınız? Yani Yavuz, Tolga ile Duha 'nın nişanı da orada olacaktı.  Duha ne diyor bu işe ?" dedi Doğukan tereddütle. Kız kardeşi üzülsün istemiyordu.

"Zaten onu fikri. Duha , Tolga 'ya dair her şeyi sildi Doğukan.  Buna eminim . Emin olmasam Duha ile evlilik yoluna girmezdim." dedi Yavuz.

"Ne diyeyim kardeşim Duha tamamsa bize de tamamdır. " dedi Doğukan.  Yavuz ona samimi bir gülüş yollamıştı.

"Sağol kardeşim." dedi Yavuz.

Caminin önünden geçerken Kubilay 'ın seslenmesiyle durdular.

"Doğukan abi bu sanaymış geçen postacı seni dükkanda bulamamış bana bıraktı." dedi Kubilay elindeki zarfı uzatarak.

"Sağol kardeşim. Eyvallah. " dedi Doğukan.

"Bu arada Yavuz hayırlı olsun. Allah mutluluğunuzu bozmasın." dedi Kubilay Yavuz 'a doğru. Tolga yakın arkadaşıydı ama Duha ile de beraber büyümüştü.

"Sağol Kubilay. Darısı başına inşallah." dedi Yavuz düz bir şekilde. Eskiden bu insanlarla sık sık konuşur görüşürdü ama Tolga geldiğinden beri arayıp sormayı kesen insanlarla o da muhabbetini kesmişti.

"Kardeşim, hayırdır bir şey mi oldu ?" diye Tolga 'nın sesi geldi. Tam karşıdan Atalay ile geliyorlardı.

"Doğukan abinin bir zarfı vardı onu verdim." dedi Kubilay. Sorun çıksın istemiyordu ama Tolga öyle bakış atıyordu Yavuz 'a.

"Ben de dedim namazdan haberi olmayanların camii ile işi ne?" dedi Tolga alayvari bir şekilde.

"Haddini bil Tolga." dedi Doğukan sinirle.

"Sana laf etmedim Doğukan abi. Laf gideceği yeri biliyor ." dedi Tolga. Duha 'ya giden yolda Doğukan da vardı sonuçta onunla zıt düşmek istemiyordu.

"Ben şimdi sana bir laf ederim. Cuk diye gelir senin karakterinin olmadığı boşluğa oturur.  Anladın mı beni?" dedi Yavuz sinirle Tolga 'nın üzerine yürürken.

"Etsene bakayım nasıl ediyorsun çakma kabadayı ? Askersin diye mi bütün havan." dedi Tolga da ona doğru yürürken.

"Bak Tolga zaten sinirim tepemde Duha için tutuyorum kendimi ama beni delirtme." dedi Yavuz sessiz bir şekilde.

"Duha için tutuyorsan kendini hiç tutma. Duha 'dan gelen her şeye razıyım ben." dedi Tolga sinirle.

Tolga 'nın sözleriyle Yavuz 'un öfkesi iyice harlanmıştı.  Hızlıca atılarak Tolga 'ya bir tane yumruk atmıştı. Tolga yere düşmesiyle üstüne çıkarak art arda yumrukları sıralıyordu yüzüne.  3 tane adam Yavuz 'u bir türlü kaldıramıyordu Tolga 'nın üstünden. Mahalleli adeta film izler gibi kavgayı izliyordu . Tolga kendin geçmek üzereydi. Caminin olduğu sokağa kosarak Duha girdi en önde sonra diğer aile üyeleri.

"Yavuz , Yavuz ne yapıyorsun bırak? Öldüreceksin adamı bırak . YAVUZ sana diyorum." diye bağırdı Duha.

Duha'nın sesini duyan Yavuz transtan çıkmış gibi silkelendi.  Tolga 'yı yerde bırakarak ayağa kalktı ve dolu gözlerle ona bakan Duha 'yı gördü.  Duha sevmezdi kavga , gürültü . Şimdi en alasını yaşamıştı.  Yavuz Duha 'ya doğru gidecekken polis arabasının siren sesi sokağı doldurmuştu.  Bir de Tolga 'nın annesinin bağırışları.

"Yetişin polisler yetişin.  Oğlumu öldürecekmiş bu şerefsiz.  Alın götürün şunu ah benim gariban oğlum şu haline bak."

Polis arabasından inen polisler Yavuz ' a kelepçe takarken sokağa giren ambulanstan inen ATT' ler hızlıca Tolga 'ya müdahale edip ambulansa almıştı. 

Mahalleli günlerce konuşulacak olayı tartışırken bazıları hastaneye bazıları ise karakola doğru yola çıkmıştı.

***
Buyrun Efendim Günün Son Bölümü🫶

KÜLAHIMA ANLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin