Gözlerimi çalan kapı sesiyle açtı. Ya da kırılmaya çalışılan diyebilirim. Bana sarılıp saçlarıma kafasını gömen Yavuz ise tınlamıyordu. Üzerindeki kolu itmeye çalışsam da başarılı olamamıştım. Hafifçe kulağına yaklaştım.
"Asker, kalk ayağa!" dememle Yavuz yataktan alel acele kalkıp tekmil verdi. Sonra bulunduğumuz durumu fark edince kaşlarını çattı.
"Yavrum sabah sabah yapılacak iş mi bu?" dedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı.
"Senin canın heralde sıkılmış." dedi ve üstüme doğru gelmeye devam ediyorduki kapı yine deli gibi çalınmaya başladı.
"İşte bu yüzden sevgilim kaç dakikadır çalınıyor kapı bir bak." dedim . Yavuz sabır çekerek kapıya gitti. Kapıyı göremiyordum ama ses geliyordu .
"Siz daha uyuyor musunuz? Oğlum hayde kahvaltı edin çaya gideceğiz. Yenge bizim buraları görsün. " diye Mehmet'in sesini duydum
"Mehmet yıllar önce icat edilmiş bir şey var biliyor musun ?" dedi Yavuz ciddi bir sesle..
"Neymiş o?"
"Telefon. Kardeşim arasana , kapıya alacaklı gibi dayanmışsın. " dedi Yavuz.
"Aman ben de durmuş seni dinliyorum hazırlanıp gelin aşağıya hadi." dedi ve Yavuz 'un kapı kapatma sesi geldi. Yavuz gelip yatağa geri yattı.
"Ya adam diyorki hadi kalkın. Sen geri yatıyorsun. Yavuz. Ben kime diyorum." diyip yastığa sarılıp gözlerini kapatan Yavuz 'u dürttüm. Bir anda Yavuz kolumdan çekti ve yüzüme yaklaştı.
"Güzel Karım benim. Bugünüme şükür olsun." dedi ve alnımı öptü.
"Her zerrece aşığım. Mesela şuan utançtan kızaran yanaklarına, ağlayınca şişen gözlerine, sonra öpülünce..." diye devam edecekken elimle ağzını kapattım.
"Yavuz hadi geç kalacağız bak . Hem ben buraları merak ediyorum." dedim. Ama Yavuz gözlerimin içine bakıyordu sadece. Ağzındaki elimi çekip bana iyice yaklaştı. Kitlenmiş bir şekilde ben de ona bakıyordum. Bir anda dudaklarıma minik öpücük bırakıp kalktı. Ben de öylece bakakaldım.
"Eee güzelim hadi kalk , geç kalıyoruz." dedi gülerek. Yanımdaki yastığımı ona fırlattım. Yastığı tutup kokladı.
"Aynı senin gibi kokuyor güzelim " dedi Yavuz. Oflayıp yerimden kalktım ve valizden mavi bir elbise çıkardım. Yavuz o sırada banyoya girmişti. Ben de yatağa topladım onun çıkmasını beklerken .
Yavuz banyodan çıktıktan sonra ben de girip elimi yüzümü yıkadım. Üstümü de degiştirerek banyodan çıktım. Yavuz yatağın üzerinde oturmuş telefona bakıyordu. Benim çıkmamla gözü bana döndü.
"Çok güzel olmuşsun ömrüm." dedi Yavuz. Yanına gidip yanağını öptüm.
"Sen de çok yakışıklı olmuşsun hayatım. Makyajımı yapayım çıkalım." dedim ve beni onayladı.
Hızlıca hafif bir makyaj yaptım. Bu sıcakta zaten makyaj kalmıyordu insanın yüzünde. Saçlarımı açık bıraktım. Hazır olunca oturduğum sandalyeden kalkıp çantamı hazırladım. Yavuz da benim hazır olduğumu görünce ayağa kalktı.
"Aşkım şunu da çantana koyar mısın?" dedi ve cüzdanını bana uzattı. Alıp çantama koydum. Sonra da odan çıktık.
Restorana geldiğimiz de sadece bir aile kahvaltı yapıyordu . İleride bir masada oturan Mehmet bize el yaptı. Onun oturduğu masaya ilerledik. Yine muhteşem bir masa hazırlamışlardı. Yavuz oturmam için sandalyemi çekip o da yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLAHIMA ANLAT
Teen FictionDuha: Siz şaka gibi bir ailesiniz. Duha: 6 yıl önce beni tüm mahalleye rezil ettiniz o nişana gelmeyerek. Şimdi annen sanki ben seni terk etmişim gibi davranıyor. Duha: Bu size son uyarım madem mahalleye geri döndünüz. Bana bulaşmayın. Adımı bi...