2.6

4.9K 207 8
                                    

Ağustos güneşinin altında kalın bir elbise ile 2 saattir fotoğraf çekimi yapıyorduk. Nişana birkaç saat kalmıştı.  Öncesinde ayarladığımız fotoğrafçı ile fotoğraf platosunda çekimi yapıyorduk. Bitmek üzereydi.

"Evet şimdi Duha Hanım sizi bir adım öne alayım. Yavuz Bey siz de elinizi Duha Hanım 'ın beline dolayın ve birbirinize bakın" diyen fotoğrafçının talimatıyla kameraya poz vermiştik.

"Bu şekilde bir ömür boyu kalabilirim." dedi Yavuz eli belimde aşağı yukarı hareket ederken.

"Dikkatimi dağıtma lütfen. Sonra 30 yıl dırdırımı çekersin fotoğraflarda senin yüzünden çirkin çıktım diye." dedim . Hafif bir şekilde bana güldü.

"Tamamdır.  Çok güzel bir çekim oldu. Mutluluklar dilerim." dedi fotoğrafçı.

"Teşekkür ederiz. Biz de çok keyif aldık. Fotoğraflar hazır olunca bilgilendirirseniz seviniriz." dedim .

"Tabi endişeniz olmasın. Tekrardan mutluluklar iyi günler. " dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Onun gittiği yoldan Tibet ve Merve geliyordu .

"Nereye kayboldunuz ya ?" dedim. Çekime başladıktan bir süre sonra ortadan kaybolmuşlardı

"Sizin mıç mıç fotoğraf çekiminizi izleyemezdik ileride büfe vardı oradan bir şeyler aldık. Sonra şu ilerde Tibet fotoğraflarımı çekti." dedi Merve. Ona sinsi bir gülüş atmıştım.

"Tibet iyi fotoğrafçıdır. " dedi Yavuz .

"Evet baya güzel çekti fotoğraflarımı. " diye onu destekledi Merve.

"Model güzel olunca tuşlu telefonla bile çeksem güzel olur." dedi Tibet. Bunlar baya flörtleşiyordu.

"Teşekkürler ederim. O zaman toplu bir selfie yapalım." diyerek konuyu değiştirdi Merve.  Hepimiz kameraya bakıp gülümsemiştik.

"Artık gidebilir miyiz yoksa ben eriyip gideceğim." dedim fotoğraf çekildikten sonra.

"Tamam hadi gidelim." dedi Tibet. Bugün şoför oydu.  Arabaya binince klimayı sona ayarlamıştı.  Halime acımış olmalıydı.

Yolda giderken çalan telefonumu Merve bana doğru uzattı.

"Abin arıyor."

"Efendim abicim." dedim .

"Bitti mi işiniz abim? "

"Bitti bitti şimdi yola çıktık. Önce eve geçeceğiz Merve makyajımı toplayacak sonra meyveliğe geliriz. Her şey hazır mı?" dedim . Abim organizasyon ile ilgileniyordu.

"Her şey tamam bir tek siz eksiksiniz."

"Tamam o zaman orada görüşürüz abicim  . "

"Tamam güzelim dikkatli gelin." dedi ve kapattı. Telefonu kapatmamla Merve arabaya bağlanıp şarkı açmıştı.  Son zamanların meşhur roman havalarını açıp hepsini ezbere söylemişti  . Biz arkada Yavuz ile alkış tutuyorduk.

Merve sayesinde eğlenceli geçen araba yolculuğumuz bizim evin önüne gelmemizle bitmişti.  Merve önce inip kapımı açmış ve inmeye yardımcı olmuştu.  Tam o sırada karşı kaldırımda duran arabadan Tuğçe ve koluna girdiği Tolga inmişti.  Tuğçe abisini götürmeye çalışsa da Tolga bize bakıyordu gözünü kırpmadan.  Yavuz yanıma gelip beni bahçeye doğru ilerletti.

"Hadi güzelim içeri geçelim."

Eve girince kendimi klimanın önüne attım. Annemler evden çıkmıştı.  Evde kimse yoktu.

"Yenge dolapta soğuk su falan var mı?" dedi Tibet . Ona başımı salladım.

"Ben getiririm.  Siz oturun." dedi Merve mutfağa doğru gidip.

"Bu sıcaklarda nişan ve düğün yapma fikrini kim çıkardı. " dedi Tibet. Gerçekten haklıydı.

"Nişanı babam düğünü Duha." dedi Yavuz beni göstererek.   Ona dil çıkardım.

Merve elinde buz dolu su olan bir sürahi ile içeri girince hepimize birer bardak koymuştu. Sonra da  benim odamdan gidip makyaj malzemelerini alıp geldi.

Merve makyajımı tazelerken Tibet 'te makyaj çantasının içindekileri karıştırıyordu.

"Bu ne işi yarıyor böyle ? " dedi elindeki kirpik kıvırıcıya bakarken.

"Kirpik kıvırıcı. " dedi Merve . Tibet bu seferde eline tint almıştı.

"Bu oje demi biliyorum bunu. " dedi Yavuz ' a gösterip.

"O tint yalnız. " dedi Merve.

"Tilt mi o ne lan öyle?" dedi Tibet . Onları gülerek izliyordum.

"Tint ya tint.  Hem dudağa hem yanağa falan sürülüyor.  " diye açıkladı Merve ona.

Uzun uzun Tibet sormuş Merve anlatmıştı. Yavuz bu muhabbetten sıkılmış olmalı ki derin bir of çekti.

"Kardeşim yeter makyöz mü olacaksın ? Sabahtan beri o ne bu ne?" dedi Yavuz.

"Sana ne oğlum? Allah Allah ya. Neyse ben arabaya geçiriyorum siz de gelin ." diyip çıktı evden.

"Ne oldu buna şimdi ?" dedim Yavuz 'a doğru.

"Bilmiyorum bu aralar bir garip. " diye cevapladı beni Yavuz.

Merve makyajımı tazelemeyi bitirdikten sonra Tibet 'in peşinden çıkmıştı. Salonda ben ve Yavuz kalmıştık.

"Çok güzel oldun. Sana bir kez daha aşık oldum." dedi Yavuz alnımı öperken.

"Teşekkür ederim. Senin yanında böyle parıldıyorum bence." dedim ona sarılırken.

"Duha ben en çok sana yakışıyorum bu hayatta." dedi Yavuz . Alnını alnıma yaslamıştı.

"Ben de sana." diye karşılık verdim. Tam o sırada Yavuz 'un telefonundan gelen sesle ayrıldık.

"Tibet arıyor 2 dakika bekleyemedi it ." dedi Yavuz.

"Öyle deme bu sıcakta insanları bekletmeyelim. " dedim ve koltuktan telefon ile çantamı alıp Yavuz 'un yanına geldim.

Beraber evden çıkıp bizi bekleyen arabaya bindik ve meyveliğe doğru yola çıktık.

***
Yeni Bölümmmm!!!

KÜLAHIMA ANLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin