0.3

9K 311 22
                                    

   Sabah sabah Tolga ve Zeynep 'in mesajlarıyla sinirlerim tepeme çıkmıştı.  Hızlı bir kahvaltı yapıp abimin işi olduğu için tek başıma dükkana doğru gidiyordum.

    Organizasyonculuk yapıyorduk. Abim okuldan çıkınca birinin yanında işe başlamıştı.  Sonradan patronu dükkanı devretmek isteyince babamın katkılarıyla devralmıştı.  Ben de üniversitede psikoloji okumuştum.  Ama abim tek başına işlere yetişemediği için onunla beraber çalışmaya başlamıştım. 4 yıldır beraber çalışıyorduk.  Her şey de güzel ilerliyordu. Mahalleli tüm düğün, nişan, kına gibi olaylarda bize geliyordu. Çevre mahallelerde de bize gelen çok insan vardı. 

    Bugün aşağı mahalleye bir nişan organizasyonu yapacaktık. Sabah arayan kargocuya malzemeleri dükkanın önüne bırakmasını söylemiştim.  Önce kolileri alıp içeriye götürdüm. Sonra dükkanın stor perdelerini açtım. Kolilerden çıkan bugün nişanda kullanacağımız malzemeleri ayırıp geri kalanını depoya götürdüm. En sonunda masaya oturup bilgisayarı açarken içeri İbrahim girdi.

"Duha , konuşmamız lazım." dedi İbrahim

"Sana da günaydın İbo, sorduğun için sağol ben de iyiyim ."

"Duha şakanın sırası hiç değil. Zeynep ' e ne söyledin?" dedi İbrahim dükkanın ortasında bana sinirle bakarken.

"Ne demişim ben Zeynep 'e ?" dedim sinirli bir şekilde.

"Ben de onu soruyorum sabah erkenden bana ayrılık mesajı atmış. Sen ona her şeyi anlatmışsın falan ." dedi İbrahim.

"İbo oğlum ben ne demişim ona , sabah kalktım gece bana saydırmış . Ben de ona ağzının payını verdim. Hiçbir şey anlatmadım ona." dedim ve oturduğum masadan kalkıp İbrahim ' e doğru ilerledim.

"Duha , kıza bir şeyler demişsin belli ne dedin onu soruyorum." dedi İbrahim.

"Ben ona seninle ilgili ayrılık sebebi olacak hiçbir şey demedim. İlk önce o yazdı zaten ." dedim . Yerimde tepinmek istiyordum.

"Duha, son kez soruyorum söyle ya . Kızım ben Zeynep 'i seviyorum. Sen bilmiyor musun? "

"Biliyorum ama ben bir şey demedim ya demedim. Hatta mesajları göstereyim sana ." dedim masanın üstündeki telefonuma almaya yönelirken.

"Gerek yok Duha . Ama Zeynep ile araya düzeltene kadar görüşmesek iyi olur." dedi İbrahim.  Şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Sen ciddi misin İbrahim? Oğlum biz 10 senelik arkadaşız. Ben ne zaman senin zararına olacak bir şey yaptım. " dedim üzgün bir sesle.

"Duha , biraz benim bu ilişkiye tek başıma kafa yormam lazım. Sonra yine konuşuruz." dedi İbrahim.

"Öyle olsun İbo, ama ben hiçbir şey yapmadım." dedim gözümden akan yaşları silerken. O da hiçbir şey demeden dükkandan çıktı.

Zeynep zaten İbrahim ile arkadaş olmamı istemiyordu ama bu kadar ileri gidip aramızı bozacağını düşünmemiştim.  Sinirle gidip sandalyeye oturdum. Tam kızlara mesaj atacaktım ki içeri giren çiçekçi ile telefonu masaya bıraktım.

"Duha Bilginer."

"Buyrun benim." dedim ayağa kalkarak.

"Bunlar size , iyi günler dilerim." dedi çiçekleri bana uzatıktan sonra kapıdan çıkarken.

Elimdeki beyaz güllere bakıyordum. Bana kimse beyaz gül almıyordu.  Tek bir kişi hariç. Üstündeki notu alıp okudum.

"Sen beni affedene kadar pes etmeyeceğimEğer beni dinlemek istersen her gün seni 13.00 'te  dut bahçelerinin orada bekleyeceğim."
                                                                               Tolga

Notla birlikte çiçekleri kapıdaki çöp kovasının içine  fırlattım.  Sonra dükkana dönüp masanın başına geçtim. Bugün galiba sabrım sınanıyordu...

***
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

KÜLAHIMA ANLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin