2.8

3.9K 197 9
                                    

Atalay ve Tolga 'nın gitmesinin ardından Merve gelip hepimizi tekrar meyveliğe çağırmıştı.  Az önce yaşadığım şoku atlatamıyordum.  Herkes güzelce eğleniyordu ama ben sadece önümdeki pastaya bakıyordum.

"Duha, Allaha aşkına bir şey söyle . Sustun kaldın. " diyen Yavuz 'la ona baktım .

"Ne diyeyimki ?" dedim kafam çok karışıktı.

"Pişman mı oldun ? O mektubu okumadığın için benimle sevgili olduğun için pişman mı oldun ? Tolga 'nın masum olduğunu mu düşünüyorsun?" dedi gergin bir sesle.

"Bir dakika Yavuz ne saçmalıyorsun ya ? Sen bilmiyor musun beni? " dedim onun kadar sinirli bir sesle.

"Duha bu hal ne o zaman? Nişanımızdayız ama mutlu bile değilsin o adam yüzünden." dedi Yavuz.

"Yavuz bak hayatımın şokunu yaşadım. Yıllardır içimde bir yerlerde olan acaba neden sorusunun cevabını aldım. İzin verde biraz sindireyim bu durumu." dedim . Son zamanlarda olan yüzünden ruhsal olarak çok yorgundum. Her şey üst üste geliyordu.

"Tamam bir şey demiyorum daha fazla." dedi ve önüne döndü. Bu sırada Tibet  de yanımıza gelmişti.

"Detayları öğrendim bir arkadaş aracılığıyla.  Bu Tolga 'nın kardeşi Tuğçe bundan 6 yıl önce ehliyetsiz bir şekilde arabayla bir kadına çarpıyor. Kadın vefat ediyor. Sonra bu Tuğçe 'nin sevgilisi varmış Coşkun diye o suçu üstüne alıyor. Kaza izbe bir yerde olmuş zaten ne kamera ne insan pek yokmuş. Ama geçen hafta mahkemede Coşkun suçu üstlendiğini asıl suçlunun Tuğçe olduğunu iddia ediyor. İşte Tolga ve ailesinin aynı tarihte ani bir şekilde şehir değiştirmesi ve bir kaç psikolog görüşmesi olayın çözülmesine katkı sağlıyor ama asıl etken Tuğçe suçu bugün gidip itiraf etmiş." dedi Tibet. Tuğçe bir suça karışmıştı Tolga da onu kaçırmıştı.  Resmen kanım donmuştu.  Coşkun annesi ve babasını küçük yaşta kaybetmişti tek yakını Tuğçe 'ydi.  Demekki onu da kaybetmek istememişti.

"Şerefsize bak suça yardım ve yataklık etmiş.  Bunu da alacaklar mı?" dedi Yavuz sinirle.

"Yok Tuğçe kendisinin kaçtığını ailesinin haberinin olmadığını söylemiş. Ama para cezası falan alabilirler." dedi Tibet. Resmen bir suçluyla haftalardır aynı mahallede yaşıyorduk.

"Ben buna inanamıyorum ya nasıl olabilir? Bir cana sebep olup kendi hayatını yaşamak nasıl bu kadar kolay olabilir ?" dedim .

"Bazıları gamsız oluyor Duha. Ha bu arada bu duyduklarınızı kimseye anlatmayın. Zaten açığa çıkarda sizden patlak vermesin." dedi Tibet. Ona kafamla onay verdim.

Nişanın devamında dikkat çektiğimiz için biraz kalkıp oynamıştım.  Sonunda misafirler dağılmış geriye yakınlar kalmıştı. Erkekler abimin getirdiği araca masa ve sandalyeleri yüklüyordu.  Kadınlar ise arabalarının yanında onların işinin bitmesini bekliyordu.  En son masanın konmasıyla abim kapılarını kapattı aracın.

"Baba ben şunu götüreyim dükkanın oraya . Sen kullan arabayı. " dedi abim anahtarı babama verip.

"Tamam oğlum dikkatli ol." dedi babam .

"O zaman Kemal dünürüm hayırlı uğurlu olsun. Bir gün buluşup düğün işini de konuşuruz.  " dedi babam Kemal amca ile sarılıp.

"Olur olur. Hadi daha fazla beklemeyelim.  Herkes yoruldu zaten." dedi Kemal amca.

Herkes arabalara giderken kızlar ile vedalaşmıştık.  Geriye ben ve Yavuz kaldık. Yavuz iki adımda yanıma gelip alnımı öptü.

"Sevgilim biliyorum bugün öğrendiklerimiz çok ağır ama artık bizden bağımsız bir mesele . Onların kendi hayatları. Lütfen kafana takma. Ayrıca söylediklerim için özür dilerim . Sinirim sana değil o şerefsiz Tolga 'yaydı.  Bir de seninle konuşunca iyice tepem attı." dedi Yavuz . Elleri ellerimdeydi.  Gözleri gözlerimin en içine bakıyordu.

"Biliyorum sadece kabullenmek o kadar kolay değil Yavuz. Sana göre onlar sadece benim eski nişanlım ve ailesi ama biz bu mahallede beraber büyüdük. Bu ağaçların meyvesini beraber topladık. Tolga benim için sadece mahalleden biri artık.  Ama dediğim gibi yıllarca konuştuğun bir insanın bir suçlu olması garibime gidiyor. " dedim.  Açık sözlü olmakta fayda vardı.

"Anlıyorum güzelim senim ama kendi tercihleri. Biz artık bir şey yapamayız. Sadece kendi geleceğimize odaklanalım." dedi ellerimi öperken.

"Tamam . " diyebildim sadece. Sonra Yavuz 'a sıkı sıkı sarıldım. Babamın korna çalmasıyla ayrıldık.

"Nedir benim bu Bilginer erkeklerinden çektiğim." dedi Yavuz . Hafifçe güldüm.

"Neyse artık arabaya bineyim yoksa babam bizi araba ile ezecek. İyi geceler.  Seni seviyorum." dedim yanağını öperken.

"Ben de seni seviyorum güzel. İyi geceler." dedi ve ben de hızlıca arabaya bindim.

Annem öne babamın yanına oturmuştu . Duru ile ben de arkada oturuyorduk.

"Bazen diyorum daha erken miydi? Ama şuna baksana vermiyorum desem alır kaçırır kızımı." dedi babam.

"Abartma Kemal , çocuklar vedalaşmasın mı sende yani ?" dedi annem. Arkadan omzuna dokunup öpücük attım.

"Bak bak nasıl da destek gördü öpücük atıyor." diye sitem etti babam. Koltukların arasından kafamı uzatıp babamın yanağını öptüm.

"Kıskanma yakışıklım. " dedim. Babamın da öpücükle keyfi yerine gelmişti.

Geriye yaslanınca Duru bana doğru kaymış ve çektiği fotoğraf ve videoları göstermeye başlamıştı.  Bizim sokağa dönünce arabaya vuran çakar ışıkları ile kafamı kaldırdım. Tolgalar 'ın evinin öndeki ambulansa Leman teyzeyi bindiriyorlardı. 

Babam arabayı evin önünde durdurunca annem inip ileride duran Filiz teyzelerin yanına gitti. Biz de peşi sıra inmiştik ama biz arabanın yanında bekliyorduk.  Evden çıkan Tolga kapıyı kitleyip arabasına binmişti. Çalıştırmadan önce kısa bir an göz göze gelsekte bakışlarımı çekmiştim. Evin anahtarı benim çantamda olduğu ile eve doğru ilerlemiştim.

Duru ile beraber eve çıkmıştık.  Annem ve babam aşağıda ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.  Duru 'nun yardımıyla kıyafeti çıkarmıştım.  Ardından duş alıp odama geçmiştim.  Zaten saat gece yarısını geçiyordu kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım.

***
Yeni Bölüm 🌸

KÜLAHIMA ANLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin