Yağız bizim aksimize eğlenmiyordu hatta sert sesiyle konuştu.
Üstüne bir şeyler alsan iyi olucak.
Neyi vardı bu çocuğun bu sıralar gerçekten garip davranıyordu, diye düşündüm içimden.
Çağan, yagizin sözünden sonra ona baktı onunla beraber Demirde bakıyordu.
Bir şey demediler çünkü bakışları yetiyordu.
Çağan hiç sormadan direk yukarı çıktı.
Demirde yaptığı pastayı bize servis ediyordu 15 dakika sonra Çağan geri yanımıza geldi.
Demir çıkmamız lazım. Dedi gene oldukça mesafeli sesiyle.
Demir ise rahat bir şekilde konuştu.
Dostum bunu kutlamadan asla gitmem.
Neyi? Dedim gerçekten bilmeyerek.
Demir ise sabır dileyerek baktı.
Dünyaya adını duyurmanı! Dedi, unutmuştum bile şaka gibi.
Güldüm gene gözlerim dolmuştu.
Çağan karşıma geçip oturdu ve konuştu.
Bu pastayı sen mi yaptın? Dedi demire
Demir kendiyle gurur duyarak konuştu.
Evet ama dikkat et parmaklarını yeme.
Çağan gözlerini kocaman açıp konuştu.
Hayır hayır zehirlenmek istemiyorum.
Demir ona göz devirerek bana döndü.
Yesene.
Güldüm, Çağanın dediği şeyden sonra korkmuştum.
Şey aslında canım hiç istemiyor.
Yesene. Dedi tekrardan.
Gercek-
Sözümü tamamlamama izin vermeden tekrar konuştu.
Yesene!
Ah peki. Diyip küçük bir lokma aldım.
Çağana döndüm gülüyordu.
Çağancım, yesene. Dedim gözlerinin içine bakıp gülerek.
Hiç gerek yok aslında, dedi Çağan.
Demir direk ona dönüp adeta gözleriyle konuştu.
Çağanda benim gibi küçük bir lokma alıp ağzına attı.
Yağız ise çatalını doldurmuştu, yediği gibi öğürdü.
İyy bu ne be, dedi onun tepkisine hepimiz gülmüştük.
Ve gerçekten kusmaya başladı, onun kusmasıyla hepimiz ayağı kalkıp geri çekilmiştik.
Ama garip olan bir şey vardı.
Pastadan bu sefer büyük bir dilim ağızıma attım ama tadı kötü değildi aksine çok güzeldi. Peki ya Yağız neye kustu?Hemen yanına gidip ateşine falan baktım ama gayet normaldi.
Boğazından kan gelmeye başlayınca çığlık attım ve geri çekildim.