Yaptıklarınızın hepsi,
Hep bolluğa meraktandır.
Oysa o bolluk zannettiğiniz,
Kahpeliğe maşadır.
Nedir ne değildir, ek fiil alacak kadar önemli midir?
"Gerçek bir savaşçıyı durduracak tek şey, şüphedir. Ve tüm insanlık, kafamın içine bir şüphe tohumu ekti."
Geriye çekildi yavaşça, ağır çekimdeydi sanki. Ancak bizi yavaşlatan şeyler farklıydı. Onun üstüne sinen öfke, benim üstüme sinen korkuydu. Karşımda omuzlarını geriye atıp dimdik dikildiği sırada, ellerini omuzlarımdan çekti.
Sedyeden bacaklarım sarkıyordu, o ise hemen önümde uzun uzadıya gövdesini düzleştirmiş; başını geriye atmıştı. Tavana baktı. Derin derin nefesler alıyordu, yumruklarını sıkmıştı. Boynundan başına doğru uzanan tüm damarları seçebiliyordum. Kan akışını seçebilmem için tomografiye ihtiyacım yoktu. Kan çanağı çıkmıştı gözlerinde, göz yuvarlarında bir baskı söz konusuydu. Başı, aşağıya düşüyormuş gibi hissediyor olmalıydı.
Karan, aklından geçen binlerce vahşi fikre ne kadar da uyumlu bir o....u çocuğuydu.
Nefesimi tuttum. Gözlerim ondan, kesici doktor aletlerine kaydı. Bir tanesini boynuna saplasam... Hayır, bu mümkün değil. Beni anında ekarte eder ve ben... yanıyordum. Korkudan, acıdan, şoktan.
İçimden bir ses, pes edersem ve ona beni affetmesini söylersem her şeyin ne kadar güzel olacağını söylemeye başlamıştı utanmazca. Ama aklımın en ücra köşesine sakladığım mantığım olmayacağını biliyordu.
Karan sakinleşmek için yavaş yavaş nefesler alıyordu. O da biliyordu şu an üstüme gelirse kendini kontrol edemeyeceğini. Ama, damarlarındaki kanın nasıl da pompalandığı her saniye daha da belirginleşirken, mümkün değildi sakinleşeceğini varsaymam. Kaçmalı, geçitlerden birine girmeliydim. Bir süre beni bulamazdı ve o arada biraz olsun sakinleşirdi belki.
Ancak önce buradan gitmeliyim. Ayaklarımı kaldırıp, karnının üstüne hızla bir tane tekme indirecektim, ardından tekerlekli sedye, etkiye tepkiden dolayı Karan'ı ittiğimde beni geriye doğru ittirecekti ve sedyenin üstünden atlayıp kapıyı açacak; iki kat yukarı çıkıp onun bilmediği bir geçitte saklanacaktım. O sakinleşene kadar. Belki, tekrar kaçmayı da denerdim. Deneyebiliyorsam eğer, muhakkak denerim. Daha parti bitmemişti. Kutlamadakiler partiye devam ediyorlardı. Devam ediyorlar... partiye?
Pastalarının pişmesi için, benim alev almam gerekliydi. Bunu bildiklerinden... Bunu bildiklerinden bıraktılar beni burada.
Hep bolluk peşindeler. Bolluk nedir ne değildir aslında hiç bilmeden.
Nedir ne değildir, ek fiil alacak kadar önemli midir?
Planımı devreye koymadan önce derin bir nefes aldım. Öfkesi ve az önce bana bakan o deli gözleri beni baştan aşağı yakmıştı. Aklımdan çıkaramıyordum o gözleri, karanlık bir yerde durduğumda hep aklıma geleceklerdi artık. Ancak... duramam. Korktum diye, kaskatı kasılamam.
Her zaman böyleydi bu, hiçbir zaman soğukkanlı kızı 'oynayamayacağım' tek bir güne sahip olmadım.
Avuç içlerimi sedyede geriye yasladım ve iki ayağımı bileklerinden birleştirip yukarıya çektim. Ayaklarım Karan'ın gövdesini bulduklarında, kalan tüm gücümle ittim onu.
Bugün az hasar görmemişti, bu yüzden normalde tepki bile vermeyecek olsa da bu sefer geriye doğru düşer diye ummuştum. İstediğim tepki olamasa da geriye doğru iki üç adım gitti. Geriye doğru kayan sedyenin üstünden atlayıp ardıma bile bakmadan, olabilecek en hızlı şekilde kapıya varıp kapının kolunu kavradım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRKAYAK
Mistério / SuspenseWATTPAD BİLDİRİM ÖZELLİĞİNİ KAYBETTİ! UYGULAMA GERİ DÖNENE KADAR YENİ BÖLÜM TARİHLERİNİ son yüklediğim sayfada bulabilirsiniz🧚🏻♀️ Ondan yana doğru çevirdim gövdemi, yüzümün yarısını araba koltuğuna gömdüm. Gözlerimi ovuşturdum. "Nelere?" "Merak m...