[17] Akvaryumdayız.

6K 289 202
                                    

I don't know what you did, did to me Your body language speaks to me

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I don't know what you did, did to me
Your body language speaks to me.

Yelkeni fırtınalar değil,

Tatlı meltem yönlendirir küçük sevgili.

Hala öğrenemedin mi?

"İntihar etmem, bu katil ruhuma gösterdiğim bir merhamet olurdu."

Ağlamaktan Arın'ın gömleğinin sağ tarafını ıpıslak bıraktığımda, anca kendimi durdurabilmiştim. Utanıyor olmama ve kendimi epey zavallı hissediyor olmama rağmen, başımı kaldırıp yüzüne baktım. Yüzümü Arın'ın boynu ile omzu arasına saklamayı bıraktığımda, boynumu doğrultmak bile zor gelmişti. Uyuşmuştu kaslarım. Islak gözlerim buğulu görüyordu. Ateşim çıkmaya başlamıştı. Başımın içi zonkluyordu.

Geri zekalı kız. Kendini toplamalısın.

Yoksa seni öldürürler.

Arın'ın, o ses kayıt cihazını bulup bulmadığı, alıp almadığı ne malum?

Titrek dudaklarımı birbirine bastırıp, kesiklerle dolu sessiz bir nefes çektim içime. Bana hafif kısık gözlerle bakıyordu, yüz hatları gerilmişti. Bakışları çok yavaşça, yüzümde belli köşelere değiyordu. Kafasında neler geçtiğini anlamıyordum ama durumumun ciddiyetiyle alakalı kendince yorum yapıyor gibiydi. Ama... Benim gibi kızlar utandığında, karşı tarafın neler düşündüğünü hissederdim hep ve... tiksinirlerdi. İğrenç bir şey olduğumu benim kadar hissettikleri için mi?

Tiksinme. Özür dilerim. Benim suçum değil. Bir şey söyleme. Beni görme.

Alt dudağı belli belirsiz dışarıya sarktı. Dudakları ince bir çizgi halinde genişledi ve kaşları yumuşakça kavislendi. Gözlerindeki yakıcı parlama tatlı bir aydınlığa dönüştü. Yumuşacık bakışları, içgüdüsel bir şefkatle doluydu.

Koca elleriyle yanaklarımı kavrayıp, başparmakları ile gözyaşlarımı topladı. Ağır elleri, havadan hafifti. Tevriyenin ta kendisiydi o. Böyle şeyleri konuşmanın ne yeri ne zamanıydı. "Yüzüne maskeyi takalım," dedi şefkatli bir sesle, o tatlı olgun tınısını, seviyordum birazcık.

...

Ona, ben ağlamayı kestiğimde hafıza kaybı yaşamasını söylemiştim; benimle ilgilenmesini değil. Kaşlarımı çatıp sinirli bir ifadeyle bakmaya çalıştım ona. Ama her yerim ağlamaktan kızarmışken ve dudaklarım kırgın bir tavırla büzüşmüşken, ona karşı istesem de pek sert gözükemiyordum. Yüzümün şişmiş olmasından bahsetmiyorum bile.

Eski tutumumu çabucak geri kazanmaya çalışmam, dudaklarında anlayışlı ve memnun bir tebessüm oluşturdu. Sağ eliyle belimi okşuyordu. Sırtını yasladığı yerden kaldırarak, gövdesini bana doğru yaklaştırdı. Gerilerek biraz kaçındım.

KIRKAYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin