"Arda'nın dünki golü çok iyi değil miydi?"
"Asisti de güzeldi."
"Bakın buraya yazıyorum: Bu çocuk bir gün Messi ve Ronaldo'dan bile daha iyi olacak."
"Konuyu kapatsak mı artık?" Diğerlerinin bakışlarını üstümde hissederken camdan dışarıyı izlemeye devam ediyordum. "Saye?"
"Hm?"
"İyi misin? Bahçeye çıkmak ister misin?" Bahçe. Arda ile ilk tanıştığımız yer. "Saye?"
"Ha? Yok. İyiyim ben böyle. Siz gidin." Asya diğerlerini de alıp gidince tek başıma kalmıştım. O günün üstünden iki hafta geçmişti. Arda okula gelmek yerine antrenmanlara gitmişti. Sonra da Milli ara için okula gelmeyi kesmişti. İki haftadır ne yüzünü görmüştüm ne de sesini duymuştum. Onu görmemek için maçları bile seyretmemiştim. Kafam karışıktı. Ben üç sene boyunca Buğra'yı sevmiştim. Sonra bir anda hayatıma Arda girmişti. Evet. Yaptıkları ve söyledikleri çok güzeldi. Bana kendimi değerli hissettirmişti. Ama hangimiz sevdiğimiz yerine bizi seven erkeği seçmiştik ki?
Okuldan sonra Buğra kahve içmek istediğini söylese de bizimkilere sözüm olduğunu söyleyerek eve gitmiştim. Biraz ders çalıştıktan sonra yatmıştım.
Ertesi gün uyuyakaldığımdan okula geç kalmıştım. Çoktan birinci ders bitmişti. İki ve üçüncü ders de fizikti. Fizikçiyi çekmek istemediğimden dördüncü ders gidip yarım gün yok yazılmaya karar vermiştim. Okula gittiğimde bahçede büyük bir kalabalık vardı. Bu halimle hiç aralarına giremezdim. Bu yüzden binaya girmiştim ki duyduğum şeyle durdum.
"Helal lan sana! Milli gururumuz." Milli gurur? Arda dönmüş müydü? Hemen geri dönüp aralarına girdim.
"Afedersiniz."
"Yavaş be."
"Ne oluyor ya?"
"Dikkat etsene kızım." Birkaç kişiyi ittirip aralarından geçmiştim. Arda ise şimdi tam karşımdaydı. Bana baksa da bir şey demeden konuştuğu kıza geri dönmüştü. Kısacası görmezden gelinmiştim. Haklıydı. Ona kızmıyordum. Kızamazdım da zaten. Burada her şeyi mahveden salak bendim sonuçta. Kalabalığın arasından tekrar geçerek sınıfa çıktım. Çantamı sıraya atıp yerime oturdum. Başımı da yastığıma koyduğumda tek istediğim uyumaktı.
"Saye? Kızım bu ne günlerdir uyuyorsun."
"Harbi amına koyayım. Sabah da gelmedin. Uyudun kesin."
"Sus Onur. Uykum var."
"Uykun falan yok gerizekalı. Düşüncelerinden kaçmak için uyuyorsun." Yiğit yanıma gelip hırkamın kapüşonundan çekerek başımı kaldırmıştı. "Sorunlarından kaçmak yerine üstlerine gitsen?"
"Sorun benim. Salın beni. Uyuyacağım."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Uyandığımda öğle arası bitmişti. Şimdi de dersimiz boştu. Daha fazla uyuyabileceğim için sevinirken nöbetçi öğrenci yanıma gelmişti.
"Saye sen misin?"
"Hayır. Pakize'yim ben."
"Abi seni göstermişti ama... Saye kim?" Derin bir nefes verdim.
"Benim kardeşim. Söyle."
"Karar ver. Saye misin Pakize misin?"
"Ne bileyim be? Uzatma hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSİPLİN | Arda Güler
Fanfiction"Ya Pakize çok özür dilerim. Valla yanlışlıkla oldu." "Saye! Adım Saye. Ayrıca bu kaçıncı özür ya? Bilmiyorsan oynama kardeşim."